Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yorum

İbrahim isimli okurun asıl gönderisini gör
Elif okurunun profil resmi
İnsan aradığı Tanrı'yı bulamayınca kendi içinde kendine benzeyen bir Tanrı yaratabiliyor. Sartre bu konuda iyi bir örnek.
İbrahim okurunun profil resmi
Burada 10 yaşındaki Sartre'yi görüyoruz, kendi istedigi şeyleri Tanrı'ya söyletirken :)
Elif okurunun profil resmi
Hangi yaşta olduğunun bir önemi yok. Tanrı figürü her zaman yaratılabilir değil mi?
İbrahim okurunun profil resmi
Sartre insanın özgürlüğü önünde engel olarak görür Tanrı'yı, özgür iradesiyle reddetmiştir.
Elif okurunun profil resmi
Evet biliyorum. Ama reddetmesinin nedeni kendine dayatılan Tanrı figürü sebebiyle aslında. Tanrı'nın varlığını insan özgürlüğü önünde bir engel olarak gören ve buna kendini inandıran bireylerin temel argümanı bu olmuştur. Yani Sartre kendi yarattığı Tanrıyı reddetmiştir.
İbrahim okurunun profil resmi
Ben pek bu konulara girmem, üzerinde düşünmem, konuşmayı da sevmem;ama sizin görüşünüzü merak ediyorum. Sizce Tanrı insan özgürlüğünün önünde engel mi?
Elif okurunun profil resmi
Benim içim değil. Tam tersine dünyalık yani sınırlı olan bir dunyada beni özgür bırakan yegane varlık.
İbrahim okurunun profil resmi
Ben, çocukluğum da öğretilen Tanrı figürünün üstümde yaptığı baskıdan dolayı; Tanrı'nın varlığını yada yokluğunu sağlıklı olarak değerlendiremediğimi düşünüyorum. İki düşüncenin ortasındayken bile Tanrının varlığına daha yakınım. Olmama kısmını değerlendiremiyorum. Sanki kötü bir şey yapıyormuşum gibi hissediyorum.
Elif okurunun profil resmi
Şöyleki Tanrı bilinci insanda zaten vardır fakat içinde yaşadığı toplum ve ailenin kendisine dayattığı sosyo kültürel etki ile Tanrı baskıcı insana asla yaşama imkanı vermeyen despot insan ürünü bir varlığa dönüşür. Halbu ki Yaratıcı insandan samimi eylem bekler. Samimi eylem için özgürlük gerekir. İnsandan sürekli aklını kullanmasını düşünmesini ister. Hata yapabilirsin der. İnsandan tek isteği her şeye rağmen insan kalmasıdır.
Samet Ö. okurunun profil resmi
İbrahim hocam, insanın kendine karşı bu kadar dürüst olabilmesi takdire değer. Özgürlük konusunda ise eski bir dindar olarak söyleyebilirim ki, özgürlük o zamanlar hiç umrumda değildi, Özgürlük bilinçlice sınırlandırılmalı mı sorunsalına kesin bir evet yanıtı veriyordum.Tanrı'nın özgürlük önünde büyük bir engel olduğu ise bence inkar edilemez, ama bunun iyi bir şey mi kötü bir şey mi olduğu tartışmalı bir konu.
İbrahim okurunun profil resmi
Sartre'nin bana sunulan Tanrı bir patrondu, sözü bizim toplumumuz içinde geçerli olduğunu düşünüyorum. Bize zamanında öyle bir Tanrı modeli sunmuşlar ki emirler veriyor ve vaad ediyor sürekli. Emirlerime uymazsanız sizi yakarım. Neden uyalım sadece yanmamak için mi yada uyunca ödüllendirileceğimiz için mi? Sartre reddetmişti, ben ise değerlendiremiyorum bile öyle işlemiş özüme. Sorgulayan birey özgürdür, çünkü ancak o zaman kendi kararlarını verebilir, uygulayabilir. Din ise sorgulanamaz kurallar bütünü. Kutsal kitabı bile anlayamayacağımız düşünülüyor, söyleniyor. Ben net olarak bilmediğim konular hakkında nasıl karar sahibi olacağım.
Elif okurunun profil resmi
Şöyle ki Yaratıcı aklımıza aykırı bir emir sunmamıştır. Zira kendi varlığını dahi sorgulamamizi ister. İki Tanrı olsaydı ne olurdu bir düşün der. Özellikle bilgiye dayalı bir inaç ister. Doğmatik hiç bir şey yoktur dinde. Bize her an değişen öğrenen aklı veren Yaratıcı nasıl statik değişmeyen bilgiyle bizi sınırlandırılabilir ki. Bunu yapan sorgulanamaz olduğunu savunan Yaratıcı değil insandır. Kuranı gerçek anlamda anlayabilmenin dahi ilim gerektirdiğini söyler Yaratıcı. İnsana bil öğren anla hata yap ama insan olarak kal der. İnsandan kendi isteği ile tercih ettiği yaptığı erdemli davranışlar yapmasını ister. Bu yine insanın kendisi içindir. Aslında inanç böyledir.
Samsara okurunun profil resmi
"Moulins yakınlarında bir handa, filozofların etkisinde yetişmiş ve diderot ile arkadaşlığı olan bir ihtiyar ölmek üzereydi. yöredeki papazlar, ellerinden gelen her şeyi yapmışlardı, ama çabaları boşa gitmişti.ihtiyar dinin son gereklerinin yerine getirilmesini bir türlü kabul etmiyordu, çünkü tümtanrıcıydı. hiçbir şeye inanmayan bay de rollebon da o yöredeydi. ihtiyarı iki saat içinde hristiyan dinine döndüreceğini söyleyerek, moulins papazıyla bahse girişti. papaz bahsi kabul etti ve kaybetti. rollebon, sabahın üçünde işe girişti, ihtiyar beşte günah çıkarttı ve yedide öldü. papaz ‘ tartışma sanatında ne kadar güçlüymüşsünüz! bizi bile geçtiniz’ dedi.” rollebon, ‘ onunla tartışmadım, cehnnemden söz açıp içine korku saldım’ diye karşılık verdi.”  Sartre -Bulantı-
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.