Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yorum

K. isimli okurun asıl gönderisini gör
Necip G. okurunun profil resmi
Geçen günki yazından sonra bir de şu inceleme... Nasıl bayıla bayıla okudum anlatamam:)) Hatta şu incelemenin ilk kısmı tam benim kafa!! Sonraki eklemen sana ait, ona bir şey diyemem. Ancak kitapla kavga ettiğin ilk bölüm, tam bir kase çekirdek alıp çitleye çitleye okumalık olmuş:) Aralarda çıkan kemik sesleri ta buraya kadar geldi. Ağır siklet ünvan maçı seyreder gibi okudum resmen:) Şu tür kitaplar söz konusu olduğunda sitenin okurları olarak cartttt diye ikiye ayrılıyoruz:) Bu da ayrı bir keyif katıyor... ‘Sürekli kitap okumak ezikliktir’ kısmı beni rahatsız etmedi açıkçası. Ama şunu da sorgulamadan edemedim; Sürekli kitap okumak hayatı kaçırmak mıdır, yoksa hayattan kaçmak mıdır? Ben şu sıralarda ‘hayat’ dediğimiz şeyde çok fazla kaçırdığım bi güzellik göremiyorum. Tam tersi mevcut düzen, yalan hayatlar, sosyal medya zırvalıkları beni biraz hayattan kaçırıp kitapların dünyasına atıyor. Ancak senin yazdıkların gibi ‘gerçekten doğal’ bir manzara ile karşılaşırsam, elimdeki kitabı seve seve bırakıp o manzaranın içine koşmaya hazırım... Kalemine sağlık Kübra... Ve tabii harcadığın emeğe de... Sağlıcakla kal...
K. okurunun profil resmi
Necip Abi, beni yine epey güldürdün :)) Bu sitede bu aldığım kaçıncı yorum bilmiyorum ama ben inceleme paylaşınca bir ara çekirdek alıp gelen arkadaşlar vardı :)) Hep kavga edeceğim kitaplar okudum üst üste, ejderha gibi oldum :) Haksızlık ve kibir birleşince de yani oturup kibar kibar yazamadım. Sitenin okurları cart diye ayrılıyor bir de cart diye ağız yırtmaya kalkıyorlar, ne var kime ne zararı var yazdıklarımın :) Bu kitabı okuduğum dönem pikniğe gitmiştim ve orayı hoplaya zıplaya gelen buzağılar, arkalarında anaları, koyunlar ve ince sesli kuzuları basmıştı. En sevdiğim hayvan inektir. Bayılırım bakışlarına. Körleşme üstüne de pek iyi gelmişti. Dedim işte hayat. Aslında bahsetmeye çalıştığım taramalı tüfek gibi okuma yapanlar. Bilmiyorum.. İnsan yalnız yaşayabilir ama arada soluklanacak arkadaşları olur. Konu komşu falan... Bir şekilde hayata karışır. Yani sosyal ilişkileri kuvvetli biri olduğum için sanırım pek anlayamıyorum. Ben o kadar kitap okuyamam hayatımdakilere vakit ayırırım biraz da... İkinci kısmı eklemeye de Ayşe ile sohbetimde karar vermiştim. Özelde biraz kitap üzerine birlikte çıldırdık. Sonra hoşuma gitti. Dedim ki bunun için bile okumaya değer :)) Okuyalım sonra birlikte çıldıralım :)) Üstelik altı çizili o kadar çok satır var ki bunların da hakkını yememeliyim dedim. :) Bakalım sen de okursan, incelemenin altına gelip bir de orada çıldırabilirim :)) Teşekkür ederim Abi yorumun için, geceme de incelememe de renk kattın. :)
Necip G. okurunun profil resmi
Yazdıklarının hiç kimseye zararı yok. İnsan içinden geldiğinde bazen büyük laflar edebilmeli. Ben büyük laf edeceğim zaman kimseyi sallamam, yeter ki söyleyeceğim şeye inanmış olayım... Doğru zamanda ‘haddini aşmak’ kadar insana iyi gelen başka bir şey yok... Neyse, çok da önemli değil aslında... Sen neyi neden dediğini kendince ifade etmişsin. Benim için olay orada bitmiştir. Yaptığın piknik özendirici:) Burada insanlar ‘piknik’ adı altında genelde Şile, Ağva, Polonezköy gibi yerlere gidip ‘piknik mekanlarında’ bir tabak köfte ve ıvır zıvıra kişi başı 100 tl ödeyip akşam geri dönüyor. Ertesi günde iş arkadaşlarına doğayla buluşmasını anlatıyor gururla:) Yani lafın kısası, ‘kredi kartıyla piknik’ nasıl oluyorsa öyle oluyor işte burada:)) Lafı çok uzatmayım, seni çok iyi anlıyorum. Hayatın izlerini sansüre sokmadan samimiyetle paylaşıyorsun... Başkası ne düşünür bilemem ama benim hoşuma gidiyor bu... Yeni paylaşımlarda görüşmek üzere:) Sevgilerimle...
K. okurunun profil resmi
Cümleyi sert kurmuş olmam rahatsız etti ama diğer türlü de o ifadeyi daha kibar yoldan verebilmek için daha fazla cümle kurmam gerekecekti. Ki sonrasında gelen cümleler, kitabı okuyan ve Kien karakterini bilenler için aslında daha anlamlı. Abi ben tam bir Ankaralıyım. Nereye gidersem gideyim, Ankara benim gözümde kral şehir. :) Elbette cennet ülkemin yaşanacak da görülecek de birçok yeri var ama benim için Ankara bu. Bizim burada öyle uzun yolculuklara çok gereksinim duymadan, keyifle el yapımı değil doğal mekanlar çok fazla var. 1 buçuk saatini gözden çıkaran herkes, çeşmesi yamacında, yankısı karşısında dağlarla yemyeşil yerlere ulaşabilir. 100 liraya tabiri caizse dünyayı yer. :) Bir de böyle mekanlara giderken zihin bu tür düşüncelerle dolu olunca o kuzuları nasıl keyifle izler, anlatamam.. Ben pembe mi gözlüklüyüm acaba diyeceğim ama bu da doğru değil. Bence ben yaşamayı biliyorum, haliyle sevilecek çok şey görüyorum. Olumsuzluğun tam ortasında geçirilen ve geçirmekte olduğum şeyler yok mu? Elbette ki yaşamak, acı çekmektir bir yandan. Kaçamamaktır gerçeklerden. Bu yüzden odak noktasında değişiklikler yapıyorum ben. Dilimi de arzu ettiğim gibi kullanıyorum. Ama bazen bazı okur arkadaşların anlamamakta ısrar ettiği şeylerle sık karşılaşıyorum. Bir kalıp hamur değiliz. Aynı şekil ve ifadelere bürünüp yazalım. İnsanın hamuru kendi kalbidir. Buyursun yoğursun. Keyifli sohbetin için çok teşekkür ederim Abi. Ben de sevgilerimi, gülücüklerimi ve demli bir çay keyfi yolluyorum sana :)
Necip G. okurunun profil resmi
Ben de çok teşekkür ederim Kübra... Çok pozitif, güzel şeyler yazmışsın... Yaşama sevincin, enerjin yazdıklarına da yansıyor. O kadar güzel birşey ki bu... Dilerim hiç bozulmasın... Sevgilerimle...
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.