Kıbrıs Harekatının kilit noktası hatta bu kararı veren Necmettin Erbakan'dır. İncelemende onun ismini dahi zikretmemen oldukça şaşırtıcıdır. Bu kitapta ya bu bilginin olmadığına ya da senin yanlı davrandığına işarettir. Rauf Denktaş'ın dilinden; m.youtube.com/watch?v=gjFBtC1...
Ecevit birilerinden izin almak için çırpınırken Erbakan harekatı başlatmak için elinden geleni yapmıştı, eğer birtakım devletlere karşı çekinceler (Ecet tarafından) öne sürülmeseydi Kıbrıs'ın tümünü alacak kudrette idik. Ama gel gör ki bunu tarih de gazeteler de yazmaz üstadım.
Bu yorum görüntülenemiyor
Kıbrıs ın tamamını alacak kudrette değildik ne yazık ki; hatta tanklarımızın İngilizlere ait araziye girmesini gene bizi arayıp uyaran İngilizler olmuştur. Düşünün ki öyle bir körü körüne ilerleme. Türk ordusunun adaya girişiyle sonlanan eziyetlerin, işkencelerin kıymetini unutmadan ama bu harekatı gereksiz kahramanlaştırmadan okumak lazım tarihi. Önemli olan bütün adayı alabilecek durumda olmak değil. Önemli olan baskı ve işkence gören pek çok insanın kurtarılmış olması, o kudrette olmasak dahi bu çok kıymetli bir şey. Diplomasi alanında feraset, yürek hatta iman gücü gibi duygusal şeylere zaten yer yoktur. İman gücünün bir kriter olamaması hakkında Zeytindağı kitabını okumanızı tavsiye ederim. Mehmetçiğin Müslüman coğrafyasında hangi iman çatışmalarına kurban gittiğinin sağlam bir anlatısıdır.
İman gücünün bir kriter olmaması mı :)
Bu kelamın ucu İngiliz, İsrail, vesair zâlim devletlerin askerleriyle bizim mehmetciğimizin müsavi kılınması demek. Bakın Mehmetçik diyorsunuz, dilinizle inkâr ettiğiniz şeyi dahî kullandığınız kavram nefyediyor. Bu söz Çanakkale'den Kıbrıs Harekatına, oradan bugüne cephede mücadele eden askerlerimizin dayandığı yegane değeri tahfife, önemsiz kılmaya kadar varır. Bu kadar materyalist olmaya gerek yok, katılırsınız, katılmazsanız ayrı bir mevzu , bir de kitap ismi veriyorsunuz :)
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Diplomaside zekânın ehemmiyeti kadar ve hatta daha fazla Müslüman açısından imanın da ehemmiyeti vardır. Sizin için iman eğer ne yaptığını bilmemek, yahut sloganlarla işleri kotarmak, tembel tembel otutmaksa bu sizin imana yüklediğiniz mana ile alakalı beyefendi. Şüphesiz iman ile yoğrulmuş keskin bir zeka eşyaya hikmet ile bakacağından kof, materyalist bir zekadan daha da işlektir. Bilmem kastımı anlatabildim mi?
Bu yorum görüntülenemiyor
Fatih Bey, zalim devlet diye bir şey de yoktur. Sübjektif buldum sizi. Evet Mehmetçik, çünkü Filistin, Kudüs ve Yemen de ölen üniformalılar asker değil de henüz çocuk olduğu için. Buna işaret edebilmek için kullandım o sözcüğü. İman gücü diyordunuz, cephede düşmanınız da Müslüman iken nasıl işliyor sizce? Ben materyalist olmayayım ama siz de biraz objektif mi olsanız? Harekatın akabinde Kıbrıs`ta görev yapmış bir asker babanın evladıyım, dönemin kudretten ne kadar yoksun olduğunu birinci ağızlardan dinlemişliğim de var. Bir telefon kablosu için İngilizlere muhtaç bir dönemden bahsediyorum. Tekrar edeyim bu, harekatın kurtardığı hayatlara bu anlamdaki başarısına gölge düşürmez. Sadece realist bir şekilde koşulları kabullenmek gerekir romantizm yerine. Şahsi deneyimlerim nesnel olmayabilir diye size gene de Mehmet Ali Birand ın Kıbrıs Harekatı için kaleme aldığı kitabı da öneririm, Zeytindağı ile beraber.
İnsanoğlunun objektif olması mümkün değildir. Hakikat dediğimiz şeyin varlığına inanıyorsak bu böyledir, modernist bir anlayışla hakikat diye bir şey yok diyor isek o zaman tartışmaya lüzum bile yok, farklı ve anlaşılması birbirimizce pek güç dünya görüşlerinin izindeyiz çünki. Ben de bizzatihi Kıbrıs Harekatında bulunmuş ve Gâzi olan bir dedenin torunuyum, Mehmed Ali Birand yahut herhangi bir ismin yazdığı kitap doğal olarak yorumlarından müteşekkil olduğundan nesnel değildir, nesnel diyerek sanırım kabullenilmesinin mecburiliğine götürüyorsunuz işi.
Zâlim devlet vardır elbet, burada mecaz yapılarak o devletin yöneticileri kastedilir. Eğer zalim devlet diyorsak vah halimize ki dünya üzerindeki zulümleri için siyaseten meşruiyet devşirdikleri menbaları olan devletleri aklamış oluyoruz.
Oğuz kardeş, Abdulhamid'in de yanlışları var, verdiğin örnek garip, Abdulhamid herhangi devlete dair hamlesini yaparken imanını arka plana alıyordu falan mı diyorsun? Lütfen, kendi kavramlarımızla inşa edelim zihnimizi. Objektiflik adı altında bir takım hakinm devletlerin dayattığı anlayışlarla bu topraklarda siyaset yapmayalım. Bu toprakların evladıysak hepimiz o vakit geçmişimize göz kapamayacağız.
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorumların 90% 'ni okumadım çünkü o kadar derinliği ile bilemem tarihi henüz. Fakat birinin şahsi görüşlerinden oluşan incelemesine terbiyesizlik denmesi oldukca şaşırtıcı. Baya baya hem de. :D
Cevap vermeyecektim lakin yine hatırınıza birkaç cümle yazayım.. Eyvallah Necmettin Erbakan'ı incelemeye eklediğin için ama bu yeterli değil. Benim izah etmek istediğim şeyi farkedememişsiniz. Demek istediğim kitabın yazarı Kıbrıs Harekatının baş mimarını size aktaramamış. Öyle ki inceleme yazarken aklınıza bile gelmemiş. Turan Güneş gibi detay bir şahsı yazıp bunu es geçmek fikrimce kabul edilebilir bir hata değil. Evet ortada büyük bir terbiyesizlik vardı ama bu sizin şahsınıza değil bu zihniyete söylenmiş bir sözdü. Kitabın Erbakan'la alakası yok veyahut yalnız Lider Rauf Denktaş ile ilgili o yüzden Erbakan'ı söylemese de olur demek akıl alır gibi değil. Rauf Denktaş dediğiniz adam Kıbrıs alındığı için oraya atandı. Şayet Kıbrıs alınmasa idi şuan ismini bile duymayacaktınız. Peki Kıbrıs kimlerin sayesinde alındı? Bu soru sitemimi size az çok aktarır. Daha bir şey yazmayacağım özelden veya burdan cevap verilmesini istemiyorum. Verilse dahi yanıt vermeyi düşünmüyorum. Hayırlı sabahlar..
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.