eşitliğe aykırı bir durum olmaması için, kamuya açık, sahibi olmayan evler olabilir deniz kenarında. bana kalsa, hiç kimse hiçbir yerin sahibi değil, insanlarla birlikte hayvanların ve bitkilerin de dünyasında yaşıyoruz, dünyamız tüm canlılarındır. bu aslında benim sosyalizmden sonraki komünizm düşüncem. hayvanların varlığına ve emeğine saygı duymadıkça, etini ve sütünü sömürdükçe (yani vegan olmadıkça), adil, eşit ve komünist olunamaz bana göre. zira insan da bir hayvandır.
Bu yorum görüntülenemiyor
ben yemiyorum, benim için marksizm gelişmeye açık, zaten das kapital de bitmemişti. komünistlerin çoğu et yiyor diye, komünizm veya marksizm yanlış olmuyor benim için.
Vegan olabilirsin, kimseyi ilgilendirmez ama besin zinciri ile komünistliğin hiç alakası yok...
Ayıyı da balık yiyor diye eleştiririz o zaman ve de diğer tüm hayvanları... ki madem 'eşit'iz...
Yani belki de esas bu veganizm ekosisteme aykırıdır; et yiyen tek canlı biz insanlar değiliz sonuçta
yooo, bu konuda biraz olsun bir şeyler okumadan fikir belirtmek doğru değil... insan türü maymunlarla ortak atadan, primatlar vegan sayılır zaten... "vegan olabilirsin, kimseyi ilgilendirmez" diyemezsin, öldürülen ve sömürülen hayvanları ilgilendiriyor, yorumun burjuvaca olmuş, kusura bakma... ayrıca veganlık besin zinciri değildir, bu bakış açısı burjuvanın bakış açısıdır, insan en üstte değil, şu resimdeki gibi görebilmek lazım: 4.bp.blogspot.com/-PA-23wk_XKE/T4...
şöyle de özetleyebilirdim: hayvan sömüren homo sapiens, hayvanlar aleminin burjuvasıdır.
insan önce toplayıcı- yani daha çok otçul- idi, sonra avcı da olunca -etçilliğe de başlamış- o zaman 'burjuvaca' da yoktu... okuduğum hiç bir komünist teorisyende de dediklerini duymadım... dediklerini daha çok postmodernizm olarak görüyorum. bir de hayvanları öldürüp sömürmüyoruz; sadece temel ihtiyaçlarımızı gideriyoruz, bu da doğanın kanunu...
veganlık hakkında biraz bir şeyler okumalısın, özellikle inekleri ve süt sömürüsünü. kendin söyledin, insan toplayıcı imiş, neden sonra avcı olmuş peki? komünistler bu konuda pek yazmamış olabilir, yazmamış olmaları komünizm düşüncesinin senin düşündüğün gibi veganlığı konu dışı bıraktığı anlamına gelmiyor, benim için bağlantılar var, hiç kimse yazmadıysa ben yazarım elbet bir gün, başkaları da yazacaktır. bu arada bence insan denen hayvan türü, tırnağıyla (pençesiyle) yakalayıp, dişleriyle çiğneyerek kurbağa veya böcek yiyebilir, diğer maymunumsular gibi. ancak hiçbir primat silahla öldürüp, bıçakla kesmiyor, veya inek sütü endüstrisi kurmamış. insan türü kendini dünyanın efendisi sanıyor, dünyayı sömürmekte kendinde hak görüyor, bunu postmodernistler yazmış diye, bunu yanlışlayabilir misin, bu mudur cevap? sömüren burjuvadır, sömürülen emekçi (örneğin, insanlar için değil, yavrusu için süt üreten inek), bu açıdan insan türünün, özellikle et yiyen ve süt içen insan türünün konumu burjuvazinin konumu olmuyor da başka neresi oluyor?
şunu söylemek isterim; insan dünyanın efendisi olmayabilir ama hiç bir primat yapmamış değil yapamaz... insan nedir bilmiyorsun, sömürü kavramını da yanlış kullanıyorsun
Ve de sen ya da başka biri yazmayana ve kabul görmeyene kadar da söylediklerinin komünizmle hiç bir alakası yok
yazana ve kabul görene kadar, evet. insan primat değil mi, nasıl yapmış, insan neymiş, anlatsana, sömürü kavramı neymiş, inek sütünü buzağısı için üretiyor, ve sen ona el koyuyorsun, bu sömürü değilse nedir? aslanla filan karıştırmıyorsundur herhalde kendini de, burjuvaları örnek göstermek gibi bir şey. neyse, komünist bir kitap çıkmasını bekliyorsun, bekle madem.
"vegan olarak büyütülmeye çalışılan bebeklerde de sağlık problemleri oluşur keza çoğunlukla ölümle sonuçlandığı görülmüştür." böyle bir şey yok, tanıdığım yüzlerce vegan var, böyle bir şey duymadım hiç, kanıt olmadan bu şekilde yazman doğru değil... onlarca vegan beslenerek büyüyen bebek var, sadece bu ülkede haberim olanlardan bahsediyorum, tahminim dünyada onbinlerce sağlıklı vegan bebek vardır, yetişkin sağlıklı vegan sayısı ise milyonu geçiyordur... en zor durumları kastediyorsun, zaten insan türü muhtemelen et yemeye de buzul çağında başlamıştır, öncesinde meyvecildi, vegandı... zamanla alıştı, ve doğasını öyle sandı, fakat başı beladan, hastalıklardan kurtuldu mu, hayır... ben acıdan bahsediyorum, acımasızca öldürülen ve ömür boyu tecavüz edilen hayvanlardan, ve sen buna romantizm mi diyorsun? yumurta dediğin de kadın regli, süt dediğin meme salgısı... modern insandan ziyade de ilkel insanı, hayvanlığına dönmüş insanı, doğayla baş başa, mülkiyetsiz, ağaçlardan topladığı meyvelerle ve nehirlerden içtiği sularla yaşayan insanı savunuyorum ben... doğada yaşayan maymun gibi düşün... o mu mutlu, homo sapiens mi? hayvanlar nesne değil, mal değil, hepsi birer can, böyle bakmayı öğrenirsen, insan-merkezciliği bırakmayı denersen, bakış açın değişecek... şu alıntıları da okuyabilirsin, hayvan hakları aktivistinden: tr.wikiquote.org/wiki/Gary_Youro...
bu arada ben 4 yıldır veganım, bu kararı sağlık açısından her anlamda inceleyerek, felsefi ve ideolojik açıdan da her anlamda inceleyerek, her anlamda düşünerek verdim bu kararı, deneyimim de haklılığımı kanıtladı yıllar geçtikçe... ama bu deneyimin içinde olmayanlar, bu konuda uzun uzun yazılar okuyup, konu üzerinde pek düşünüp taşınmadan, önyargıyla öylece bir bakıp geçenlerin argümanlarını, senin ve Eylem'in argümanlarını binlerce kez duyduğuma ve binlerce kez sabırla cevapladığıma emin olabilirsin... şu videoyu da izleyebilirsin: youtube.com/watch?v=8ocqCy0...
mantığı çürütülebilir demekle çürütülmüyor :) besin zinciri ile ilgili resim paylaştım yukarıdaki yorumlardan birinde, ego mu eco mu anlamında. bakış açın burjuvaca, sömürebiliyoruz, neden sömürmeyelim der gibi.
senin kuracağın sistemde ne olur söyleyeyim; her tarafı koyun, inek, tavuk basar ama insanlar açlıktan ölür :)
bir de inek süt, tavuk yumurta vs üretmez; ona 'üretim' denmez; bu nedenle de 'sömürü' de yok
yani o kadar besin içinde kıtlık yaratacağınız için sizi tebrik ederler ayrıca
evcilleşmenin tarihine bakabilirsin, saydığın hayvanların evcil olmayan benzerlerine bakabilirsin, dağ keçisi, bizon gibi. sömürü kavramını sınırlı klasik marksist argümanla savununca böyle zaafiyetler oluşabiliyor, hayvanı umursamıyorsan emekçiyi neden umursuyorsun? ineğin sütü (üretebilmesi!) için hamile kalması gerekiyor ve bu emekten yararlanıyor insan, yani sömürüyor... hayvanları beslemek için sadece bitkiyle beslendiğimizdeki tarım alanlarının kat kat fazlasını kullanmak zorunda kalıyoruz, yani kıtlığı oluşturan asıl şey besi hayvanlarını beslemek... okumayınca, düşünmeyince böyle çıkarımlarda bulunuyorsun, neden inatçısın :) bir kere bile yazdıklarımdan bir şeyler kapmaya çalışacağına, hep eleştiri, hep haklı olma kaygısı, benim aradığım tartışma biçimi bu değil...
insan annelerinin(emekçilerin!) burjuvaların bebekleri için sürekli süt ürettiğini düşün, sürekli ve zorla hamile bırakıldıklarını düşün. burjuvaya göre emekçinin değeri neyse, hayvan sömüren insan için de hayvanın değeri o
alakası yok diyorsan kesin yoktur. iyi geceler, konu kapansın bence :)
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.