Semih Bey, Kabuk Adam'ı ben de okumuştum. Tespitinize katılıyorum. Aslı Erdoğan aşkı anlatmıyor, aşkı yolda olmaktaki bi' araç, metafor olarak kullanıyor. Modern dünyanın baskısından, yabancılığından bir şekilde içine çekilen kadın karakter, onun yaşadığı aşk ve bu esnada deneyimlediği pek çok duyguyla kendi içsel yansımalarını okuyoruz biz karakterlerde.
Her ne kadar konusu aşk gibi dursa da aşktan ziyade, yalnızlığın köşeye çektiği ruhun kendi kendine yer yer boynu bükük yer yer direngen arayışlarını, ruhu tırmalayan sorularını ve bazı sistem eleştirilerini okuyoruz. Ben Mucizevi Mandarin'i de okumuştum. Ve o kitaptaki öyküler de bu doğrultudaydı. İncelemeniz açıklayıcı bi' yazı olmuş, emeğinize sağlık! :)