Arkadaşlarım benim amacım kitabı ya da yazarı taşlamak değildir. Komiser odası ile sonlandırılmamış cümleler ayrı şeylerdir.
Araştırma yapılmadan yazılmış ya da dizilerde, filmlerde gördükleri ile betimlenmiştir. "Komiser Odası" diye bir terim yoktur. Öyle bir kapı kenarı yazı olmaz. Komiser sadece bir rütbedir ve hiçbir karakolda bu şekilde yazmaz. Şahsi fikrimdir ki, eğer bir kitap yazacaksam ve bu konu da komiser polis gececekse bir karakola uğrar, kendileri hasbihal eder olayı yerinde keşfederim.
Orada yazılması gereken ise "Komiser Odası" yerine "Büro Amiri" dir.
İşlenen konu yeterince araştırılmamış diyorsunuz. Şimdi gayet iyi anladım.
Neyse. Konuyu edebiyat eleştirisinden edep eleştirisine çekmeseniz daha iyiydi.
Anlatmak istediğim farklı bir şeydi ifade edemedim sanırım. Psikolojik rahatsızlıkları olanlar gerçekten eğilimleri çok farklıdır. Sanrı görürler lakin gerisi bambaşkadır.
Renk kattınız. Sevgi ile kalın.
Yorumumda "soluksuz okudum" yazan biri olarak sorunuzu cevaplamak istedim . Yine yorumumda yazdığım gibi +18 uyarısını yaptıktan sonra elbette çevremdekilere de öneririm. Burada önerip, övüp; çevremizde yeriyorsak yalancıyız demektir zaten. Benim en sevdiğim filmler arasında (milyonlarca sinemaseverin de) Dövüş Kulübü vardır. Fakat ben size bu filmden bazı sahneleri kesip beş dakikalık bir video hazırlasam, bu iğrenç filmin nesini sevdin dersiniz. Çoğu efsane denilen filmde şiddet ve cinselliğe dair sahneler; çoğu başyapıt kitapta aynı şekilde bölümler mevcuttur. Beğeni, zevk elbet kişiden kişiye değişir. Edebi değeri yüksek bir eseri ben beğenmem, siz beğenirsiniz vs. Önemli olan herkesin düşüncekerini samimi ve dürüst bir şekilde dile getirmesi. Fazla uzattığım için kusura bakmayın der, iyi akşamlar dilerim:)
Eyvallah kitap misafiri kal sevgi ile.
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.