Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yorum

Oğuz Aktürk isimli okurun asıl gönderisini gör
Neslihan T. okurunun profil resmi
İncelemeni okudum ve bir 2 3 kere tekrar da ettim, okurken içimden cümlelerine virgüller de koydum. :) Şimdi benim anlatacağım biraz daha hikaye tarzı olacak herhalde. Okuduğumdan beri düşünüyorum. Tek başına bir “insandan” bahsediyoruz. Belirli bir yaşam alanı ve yalnızlık. Yalnızlıktan ziyade boşluk gibi çünkü kendi varlığından başka bir insan varlığı bilmiyor. İnsan dedim ama kendisini insan olarak bile tanımlayamaz di mi?(yani en azından onun gözünde demek istedim kendisi varlığının ne olduğunu bilmediği için.) Hatta okurken düşündüm de doğa nasıl bir ortam olacak? Hayvanlar, bitkiler hepsi var mı? Doğal afetler olacak mı? Yağmur, kar, dolu, güneş, ay... Yani düşündükçe çok daha fazla derine iniyorum. Çünkü olması ve olmaması ihtimalini düşünüyorum. Ama olmaması ihtimali biraz daha garip geldi açıkcası. İki türlü düşünürsek bile çok farklı sonuçlar çıkabilir. Düşünsene bir kendisini görecek bir de 4 bacaklı bir hayvan? Ya da en savunmasız ve barınması güç bir an da yağmur yağacak.. Sığınma ihtiyacı duyacak. Bizler dini direkt öğreniyoruz zaten bebekliğimizde hatta. Aileden ve toplumdan duyduklarımızla içgüdüsel olarak başta bir tanrının olduğunu kabulleniyoruz ya da kabullenmeye çalışıyoruz. Çoğu insan zaten direkt sorgulamadan da kabul ediyor. Ama böyle bir insandan bahsediyorsak eğer tek bir tanrı olacağına inanacağını zannetmiyorum. Şöyle açıklayayım. Gördüğü her şey için bir tanrı tanımlayacak. Ya da adına tanrı mı diyecek sence? Yaratıcı olarak mı düşünecek? Eski mısır, roma, yunan inanışları gibi.. Mesela biz şimdi iki kişi konuşuyoruz di mi? Doğruyu ya da yanlışı fikir alışverişi yaparak da bulabiliyoruz. Ama orada tek bir insandan bahsediyoruz ve tek bir doğrusu olacak. Ya da her zaman kendi kendini çürütecek. Yaşamın gidişatına bağlı. Ama en sonunda çok tanrılı bir inanca sahip olur diye düşünüyorum. Tabi senin sorduğun da “inancı olur mu olmaz mı yani bir yaratıcısı olduğunun farkına varır mı?” gibisinden.. Bir zaman sonra neden ve nasıl sorularını sormaya başlayacaktır. Ama bir de şöyle bir şey var. Biz belli bir noktadan geliyoruz ve bilmediğimiz, görmediğimiz bir şeyi bir noktaya kadar düşünebiliyoruz. Belki de şu an benim inancımın olması doğrultusunda ben bu sonuca varıyorum... Eğer bir inancım olmasaydı zaten o insanın da inancının olmayacağını düşünecektim. Şu an bir inanca sahipken açıkcası onun inanmayacak olma ihtimalini kafamda hiçbir türlü kuramıyorum. Bu çok garip aslında. Bir de bu üstte düşündüklerimizin hiçbirinin olmadığını ele alalım. Sadece ve yalnız bir "insan" olursa düşünmeye başlayacak bir olgu bulabilecek mi? Yani mutlak yalnızlık içerisinde bir şey düşünebilecek mi? Hatta düşünmeyi düşünebilecek mi? Günümüzdeki insanların adı Homo sapiens sapiens olarak adlandırılıyor. Yani düşündüğünün üstüne düşünebilen insan demek. Bu duruma ulaşabilecek duruma gelmesi için ne kadar süre gerekecek? Çünkü mutlak yalnızlık olarak düşünürsek etrafında hiçbir canlı veya cansız varlık olmayacağını, hiçbir olguyu gözlemlemeyeceğini düşünürsek hiçbir zaman tanrı veya herhangi bir yaratıcının düşüncesini bilemeyecektir.
Bu yorum görüntülenemiyor
Neslihan T. okurunun profil resmi
“Tufeyl, Tanrı veya Allah lafzını kullanmamıştır. Varlık tabirini kullanarak eseri evrensel boyuta indirgemiştir bir anlamda. Bir Hindu, bir şaman bir deist veya bir ateşe tapan kimse okuduğu zaman kendi inancı öznelinde yorumlayacaktır.” Ben de aynı bu şekilde zaten Tanrı ya da yaratıcı demek ne kadar doğru olur ya da kendisi onu böyle mi tanımlar diye düşündüm. Sonlara doğru dediğim gibi herkes kendi inancına göre yorumlayacaktır çünkü akıl bir süre sonra farklı bir düşünceyi tanımlamaya pek izin vermiyor. Ne kadar değişik çözüm yolları üretsek, yeni fikirler de ortaya atsak aynı sonuca bağlanıyorum. Tabi çok tanrılı dediğim için azıcık bir sivrilme yaşamış olabilirim :) Yorumun için teşekkür ederim. :) Ben iki ihtimal düşündüm. Ama eminim üzerinde biraz daha oturup beyin yorarsak daha ihtimaller de çıkarırız.
Neslihan T. okurunun profil resmi
Şu “mirasa konar gibi” ile cümlene başlaman ne kadar da 3 kelimelik bir özet... Artık inanmak veya inanmamak durumunda bile önünü arkasını düşünmüyoruz. İşte bizler bu tarz sohbetler içine girdikçe daha çok farkına varıp araştırıyoruz, öğreniyoruz ve okuyoruz da. Sadece din değil bazen her türlü konuda sorgulamak bizlere yük geliyor. Ama bu tarz konularda fikir alışverişine bayılırım. Genelde çekimser kalırım aslında çok derin bir konu olduğu için ama bu sefer kelimelerimi satırlara dökmeden edemedim. Tekrar karşılarız umarım, sana da teşekkürler. :)
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Sabah uyandım ve Sergen senin de dediğin gibi bu sefer 1k için ütopik bir örnek olan bu muhabbetle karşılaştım kitabın yorumları kısmında. :)) İkinizin de konuşmaları çok okunasıydı ve uzun olmalarına rağmen çok kısa sürede okunabiliyor, bunun nedeni ise insanın kendisine ve evrene ait ilk anları her zaman sorgulama isteğinden geliyor. Neslihan, ilk yazdığın yorum bence senin tanımadığımız tarafın, çünkü en son yorumunda da dediğin gibi aslında çok derin konular gibi gözükse de toplum ve yaşam gailesi bizi bu tür derinliklerden uzaklaştırıp yüzeylere çıkmamızı sağlıyor oltayı gören bir balık gibi. Oysa ki derinler her zaman keşfedilecek nice mercan adaları, yaşanabilecek nice güzelliklerle dolu belki de. Biz bunu kaçırıyoruz. Dediğin tek tanrılılık-çok tanrılılık konularına kitabın bir kısmında da değiniliyor. Açıkçası senin de dediğin gibi kitabı ben kendi inancımda inceledim diyebilirim fakat ateizmi savunan bir arkadaşımız kitaptan çok farklı çıkarımlar da yapabilir. Mesela kitapta öyle bir bölüm var ki ben bugüne kadar hiçbir kitapta böyle farklı bir olay görmedim. Hay bir ara bir yere sıkışmış, zorda kalmış bitki ve hayvanları kurtarıyordu sadece kendi içgüdüsüyle. Yani bu kitabı sadece inanç ya da hayat felsefesi sorgulama kitabı olarak değil, bir bakıma insanlık için ilk yardım, kimlik oturtma, düşüncelerin eski bir makine odasına girildiğinde tozlarından arınıp tekrar çalıştırılması misali bir yere koyuyorum. İkinizin de değerli yorumları için çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız.
Neslihan T. okurunun profil resmi
Ben sadece senin incelemenden ve sorduğun sorudan yola çıkarak inanç üstünden bu yorumu yapabildim. Kitabı temin edeceğim ve okuduktan sonra da bu sorunun cevabını gelip tekrardan cevaplayacağım. Bakalım ben de neler değişmiş olacak ya da değişecek miyim? Ben de sana teşekkür ederim incelemen ve bize böyle bir beyin fırtınası yapma fırsatı tanıdığın için. :)
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.