İncelemeni okudum ve bir 2 3 kere tekrar da ettim, okurken içimden cümlelerine virgüller de koydum. :)
Şimdi benim anlatacağım biraz daha hikaye tarzı olacak herhalde. Okuduğumdan beri düşünüyorum. Tek başına bir “insandan” bahsediyoruz. Belirli bir yaşam alanı ve yalnızlık. Yalnızlıktan ziyade boşluk gibi çünkü kendi varlığından başka bir insan varlığı bilmiyor.
İnsan dedim ama kendisini insan olarak bile tanımlayamaz di mi?(yani en azından onun gözünde demek istedim kendisi varlığının ne olduğunu bilmediği için.) Hatta okurken düşündüm de doğa nasıl bir ortam olacak? Hayvanlar, bitkiler hepsi var mı? Doğal afetler olacak mı? Yağmur, kar, dolu, güneş, ay... Yani düşündükçe çok daha fazla derine iniyorum.
Çünkü olması ve olmaması ihtimalini düşünüyorum. Ama olmaması ihtimali biraz daha garip geldi açıkcası. İki türlü düşünürsek bile çok farklı sonuçlar çıkabilir. Düşünsene bir kendisini görecek bir de 4 bacaklı bir hayvan? Ya da en savunmasız ve barınması güç bir an da yağmur yağacak.. Sığınma ihtiyacı duyacak. Bizler dini direkt öğreniyoruz zaten bebekliğimizde hatta. Aileden ve toplumdan duyduklarımızla içgüdüsel olarak başta bir tanrının olduğunu kabulleniyoruz ya da kabullenmeye çalışıyoruz. Çoğu insan zaten direkt sorgulamadan da kabul ediyor.
Ama böyle bir insandan bahsediyorsak eğer tek bir tanrı olacağına inanacağını zannetmiyorum. Şöyle açıklayayım. Gördüğü her şey için bir tanrı tanımlayacak. Ya da adına tanrı mı diyecek sence? Yaratıcı olarak mı düşünecek? Eski mısır, roma, yunan inanışları gibi..
Mesela biz şimdi iki kişi konuşuyoruz di mi? Doğruyu ya da yanlışı fikir alışverişi yaparak da bulabiliyoruz.
Ama orada tek bir insandan bahsediyoruz ve tek bir doğrusu olacak. Ya da her zaman kendi kendini çürütecek.
Yaşamın gidişatına bağlı. Ama en sonunda çok tanrılı bir inanca sahip olur diye düşünüyorum. Tabi senin sorduğun da “inancı olur mu olmaz mı yani bir yaratıcısı olduğunun farkına varır mı?” gibisinden..
Bir zaman sonra neden ve nasıl sorularını sormaya başlayacaktır.
Ama bir de şöyle bir şey var. Biz belli bir noktadan geliyoruz ve bilmediğimiz, görmediğimiz bir şeyi bir noktaya kadar düşünebiliyoruz. Belki de şu an benim inancımın olması doğrultusunda ben bu sonuca varıyorum...
Eğer bir inancım olmasaydı zaten o insanın da inancının olmayacağını düşünecektim. Şu an bir inanca sahipken açıkcası onun inanmayacak olma ihtimalini kafamda hiçbir türlü kuramıyorum. Bu çok garip aslında.
Bir de bu üstte düşündüklerimizin hiçbirinin olmadığını ele alalım. Sadece ve yalnız bir "insan" olursa düşünmeye başlayacak bir olgu bulabilecek mi? Yani mutlak yalnızlık içerisinde bir şey düşünebilecek mi? Hatta düşünmeyi düşünebilecek mi? Günümüzdeki insanların adı Homo sapiens sapiens olarak adlandırılıyor. Yani düşündüğünün üstüne düşünebilen insan demek. Bu duruma ulaşabilecek duruma gelmesi için ne kadar süre gerekecek? Çünkü mutlak yalnızlık olarak düşünürsek etrafında hiçbir canlı veya cansız varlık olmayacağını, hiçbir olguyu gözlemlemeyeceğini düşünürsek hiçbir zaman tanrı veya herhangi bir yaratıcının düşüncesini bilemeyecektir.