Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yorum

Serpil Ağ isimli okurun asıl gönderisini gör
Çalışkanarı Çiğdem Özdemir okurunun profil resmi
Serpil Hanım, ne güzel yazmışsınız, ve ne kadar doğru ifadeler kurmuşsunuz ama çok özür dileyerek -ve yazışınızdan cesaret bularak- soruyorum. Neden eşinizin onayından bu kadar uzun ve sanki olması gereken (zorunlu olan) buymuşçasına basettiniz?
Serpil Ağ okurunun profil resmi
Elbette ki sorabilirsiniz Çiğdem Hanım. Cevabı çok basit eşim, sitenin ereği kitap tavsiyeleri ve kitap alıntıları olmasına rağmen sosyal siteleri fırsat bilip, başka amaçlarla okurlara yaklaşan bireylerin de var olacağından dem vurmuştur. Bu durumda tavrımın hümanist olmasından korkar. Çünkü beni benden daha iyi tanır. Ben bana zararı dokunmuş kişilere, bile yardım elimi uzatmakta bir saniye bile tereddüt etmem. Elimde değildir ki ister kelamla, ister eylemle yardımcı olmamak. Ama işte her ne kadar pozitif düşünsem de olabilecek ters bir olayda incinmemden çekinir. Bu sebepledir ki eşimin fikirlerine daima önem veririm. Bu düşüncemi bahsetmemde ki amaçta, Nurhan Hanım'ın siteden ayrılma kararı alması ve sonra kalması ile örtüşdüğü için anlatma ihtiyacı hissettim. O zamanlar siteye katılmakla eşimi olumlu yönde fikir beyan etmesini sağlamakla hata ettiğimi sorguladığım bir andı. Nurhan Hanım aslında, farkında olmadan aradığım cevabı da bana vermiş oldu. Dikkat ederseniz yorumumda önce Nurhan Hanım hakkında hissettiklerime, sonra da eserinin ben de bıraktığı hislere yer verdim. Umarım hislerime tercüman olabilmişimdir...
Çalışkanarı Çiğdem Özdemir okurunun profil resmi
Anlayışınız için teşekkür ederim. Anladım, şimdi anladım.Ama malum hepimiz Ataerkil bir toplumda yetişen insanlarız ve ben çevremde "Beyim kızardı, o izin vermedi kapı komşuma bile gitmedim" diye övünen insanlarla karşılaştım. Tabi ki bunun farklı versiyonunu "Facebooka falan girmem, eşim izin vermez", "Aaaah! watssap falan kullananmam arkadaşım, eşim hiç hoşlanmaz" şeklinde eğitimli(!) insanlardan da duydum ve her ne kadar geleneklerine bağlı kalmaya çalışan bir yapım varsa da feminist tarafım bu konularda alarma geçer :) Açıkçası kimseyi rencide etmek istemem ama buna kızar ve anlamakta zorluk çekerim. Bahsi geçen eşler iş ortamlarında da, sosyal ortamlarda da, sanal ortamlarda da bayanlarla hoş sohbet şekilde sohbet ederken eşlerine kısıtlamalar koyuyorsa ben bunda erkeğin art niyetini değil kadının işgüzarlığını, pısırıklığını ve özel olmayı yanlış anladıklarını anlarım. Zira haklar verilmez, korunur, saklanır, gerekirse alınır. Ben eş kelimesinden ziyade kocam diye bahsetmeyi sevsem de "EŞ" kelimesini "eşitlik, eşlik etmek" manasında çok severim ve hep şunu savunurum. -Sen benim eşimsin ya, ben de senin eşinim ve birgün eş olmamayı tercih edebilirim, bu benim hakkımdır, diyebilmeli kadınlar. Toplumumuzda yaşadığımız ve en çok kadınları heba eden her tür istismarın, zulmün ve hatta geri kalmışlığın merkezde var olan bu basit düşünceyle başladığına ve sudaki dalgalar misali eğitimsiz kesimde şiddetle artması ve şiddetin de aynı paralellikte artmasına sebep bu bence. Kusura bakmayın kabarmış feminist damarlarımla yazdım da yazdım. Ama inanın açıklamanız içime su serpti. Çünkü ilk etapta yazınızı okuduğumda, bir kitap platformunda ( bu kadar farklı bir grupta) bile bu fikirler varsa vay halimizeeeeee, diye ağıt yakmaya başlamıştım. Çok üzülüyorum çünkü kendini bile isteye ezdiren kadınların, hepimizin geleceğini nasıl kafeslere kapattıklarını umursamamalarına :( Fakat son noktada sevgiler ve en önemlisi saygılar sunarım.
Serpil Ağ okurunun profil resmi
Ataerkil bir toplumda yetişsek de, istisnalar her daim mevcuttur. Her ne kadar kaideyi bozmasalar da vardır ve var olacaklardır. İşte ben o istisna diye teşbih yaptığım bir aile ortamında yetiştim. Yaşıtlarım ebeveynleri görmesin diye, gizli gizli erkek arkadaşlarıyla buluşurken ben ailemle tanıştırırdım. Rahmetli babam o kadar modern düşüncelerle hareket ederdi ki, sanki benim sırdaşımdı. Yaşamı boyunca kısıtlanmamış bir ruhu kısıtlayabilmek kimin haddine.Dediğiniz gibi haklar verilmez, fıtratımızdan gelir. Eğer birey hakkını koruyamıyorsa başkasına mal ediyorsa bu durum, o bireyin aciz olduğunun bir göstergesidir. Bu tür insanlardan maalesef, azımsanmayacak kadar çok var. O zihniyete sahip bireyleri istediğiniz kadar eğitin değiştiremezsiniz. Çünkü, kendi zayıflıklarını başkalarına mal ederek mutlu olurlar. Ama özgür bir ruhu prangalarla dahi bağlasanız asla zapt edemezsiniz. Bir şekil de özgür ruha sahip birey, prangalardan kurtulur.Kurtulamasa bile marifetine kılıf uydurmaz. Bazen ben bile kendime katlanamazken, bana kayıtsız tahammül eden, eşime duyduğum saygıdan,fikirlerini önemserim. Zordur özgür ruha sahip bir kişiyle birlikte olmak. Ben eşime bir türlü " koca "sıfatını yakıştıramıyorum. Çünkü evlilik kurumuna, adı üstünde koca, kocatır seni diyen topluma karşı tepkim.Sevgi ve saygılarımla...
Çalışkanarı Çiğdem Özdemir okurunun profil resmi
Ne güzelmiş, ne kadar şanslıymışsınız. annenize sağlık, babanıza rahmet olsun. Ben umutluyum gelecekten bir öğretmen olarak, Belki de bu sebeple bu konulara bu kadar dikkat kesilmem. "Hatayı gör, incele, doğruyu göster, tekrar göster, tekrar göster" meslek hastalığı diyelim özetle. En nihayetinde ben kocamla, siz eşinizle, Nurhan Ablacımda hem BEYi ( :D) hem de kitaplarıile çok mutlu olalım inşallah.
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.