Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yorum

Hasan Suphi isimli okurun asıl gönderisini gör
Hasan Suphi okurunun profil resmi
Sevgili dostlar https://1000kitap.com/althusser ve
Pierre Rivière
Pierre Rivière
benden daha politik bir inceleme beklediğinizi biliyorum ama özellikle
Leo Strauss
Leo Strauss
'un kitaplarını biraz karıştırdıktan sonra, buna başka bir zamanda ayrıca girmenin daha iyi bir seçenek olacağını düşünüp, şimdilik felsefe bakımından daha özcü bir incelemeye girişmeyi uygun buldum. Umarım bir faydası dokunur.
Sorel okurunun profil resmi
Hasan hocam, kitabı etraflıca inceleme şansım olmadı. Çok öncesinden okumuştum. Ve son bir haftadır cenazedeyim akşam gelince bir şeyler okuyorum. Pierre'nde benim de amcası vefat etti. Fırsat bulup okuyamadım. Pierre okudu mu bilmiyorum.
Hasan Suphi okurunun profil resmi
Sabır diliyorum. Ben de epey yoğun olduğum için ancak yazabildim o yüzden acelesi yok, uygun olduğunuz bir vakitte bakar, eşlik edersiniz.
Sorel okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. Uygun bir zamanda eşlik edeceğiz. Ellerine emeğine saglik.
Sorel okurunun profil resmi
Tekrardan merhabalar. Kitabı şimdi bitirdim yazma şansına şuan erisiyorum. Politika konusuna geçmeden önce bir vurgu yapayım. Socrates'in kaçmasına engel olan sınırın kendisi nedir ? Şüphesiz yasalardır. Ve aklın- ki bu tanrısal buyruk gibidir / yasalar - hakikati kavrama noktasında temel prensip olmasının yanında yasalar bunun somut delili gibidir. Sınır da budur Socrates için. Ilkelerin bu sınırı belirlediği de bir diğer noktadır. Yaşamak yetmez, Kriton, iyi yaşamak gerek. Ve ilkesel olandan şaşmadan. Socrates'in sınır pozisyonu bu türden bir sınıfsal pozisyonun delaletini göstermek için açık bir kanıt oluşturuyor kanımca. Atına'nın yasalarına karşı ise hakikat, bu durumda ilkesel tutum ne olurdu ? Veya bu yasaların çoğunluğun- ki çoğunluğun tutumunu doğru ile paralel bulmamakta - çıkarını gozetmesinin yanında hakikat ile terslik göstereceği nokta neresidir? Yasanın yanlislanabilme noktası nerededir? Platon, ortaya konan yasalara karşılık ilkesel tutumunu sürdürse dahi - karşı dururak değil - yasayı delecek , otoritenin hakikat ile olan ters ilişkisini gösteren herhangi bir kanıt sunmamaktadir. Örneğin iktidar ve doğru , doğrusal bir orantıyı mi göstermektedir? Alain Badiou bir kitabında iktidar ve doğrunun ters orantıda olduğunu ifade ediyordu. Söyle de bir örnek veriyordu: Arşimet Örneğini! Arşimet' i çağıran romalı asker Arsimet'e onu Augustusun çağırdığını ve derhal gelmesini söylerken, Arşimet çekil başımdan diye cevap vermektedir. Ve o anda romalı lejyoner Arşimet'i öldürüyor. O an Arşimet için hakikat denilen şey, bilimsel tezini destekleyecek veya doğruyu bulacak çalışma ile ilgilenirken yani Arşimet için doğru aranırken Romalı lejyon için bunun hiç de önemi yoktur. Çünkü o yalnızca yasayı temsil eder ve onun için doğru yasayla ters orantıda olduğu vakit doğru kabul edilene karşı da savaş yürütür. Bu örneği vermemin nedeni Socrates'in yasalar ve hakikati bir tür özdeşlik mantığına oturmasından geliyor. Tabi kaçırdığım noktalar illa varsa bile bu türden bir sınıfsal pozisyonu göze almadan bunu ogrenemeyecek olmamız.
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.