1962 yılında çekilmiş filmini de severek izlemiştim.Kitabı okuduktan sonra izlemiştim. Siyah beyaz film baş rolde Gregory Peck var.
Kitaplara çekilen filmler genelde yetersiz kalır ama Bülbülü Öldürmek, Otomatik Portakal ve Trainspotting gibi bu konunun istisnaları var.
Filmini ben de severek izledim ama yetersiz kaldı benim için. Örneğin kitabı okurken 'hala' merak ettiğim ve çekindiğim bir karakterdi. Evde kadınların toplandıkları günleri anlatan sayfaları da izlemek isterdim. Ya da Scout'un kuzenini dövdükten sonra (dayısına ya da amcasına- pek emin değilim) 'Seninle tartışmak istemiyorum, sana anlatmak istiyorum.' cümlesi beynime mıh gibi kazındı.
Öylesine paylaşmak istedim müsaadenle. :)
Tabii ki de haklısınız Funda Hanım, bu arada müsaade sizin, teşekkür ederim yorumunuz için.
Zaten kitapların film uyarlamaları benim için ya yetersiz oluyor ya da çok yetersiz oluyor aslında. Yani hiçbir zaman kitap kadar detaylı bir film çekilemez ki diye düşünüyorum. Dediğiniz ayrıntılar kadar başka tonla ayrıntı var mesela. Kitaptaki psikolojik tahlillerin çoğusunu filmlerde hissedemiyorum ben. :)
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.