Kemalist devrim tabi ki yeterli değil, ben işsizim. Bunu da açıklayım madem. Anti-emperyalist türk devrimi yapılır fakat burada kalır. Yani bu devrimin emekle gelir adaletsizliğiyle hiç ilgisi yoktur. Nitekim Mustafa Kemal'de umursamaz bunu. İzmir İktisat Kongresi'nde ülkenin ekonomik haritası belirlenir. İşçilerin grev hakkı elinden alınır. Bu kongrede işçilerin hiç bir isteği dikkate alınmaz ve kabul edilmez ve dünyadaki sermaye sahiplerine biz bu devrimi size karşı yapmadık kapımız herzaman size açık denir. Özel sektör teşvik edilmeye çalışılır. Fakat dünyada başlayan büyük buhran bunun önüne geçer ve devletçilik politikaları uygulanmaya başlanır. Fakat devlet yapacağı küçük işleri ihaklelerle özel sektöre yaptırarak kendi sermayedarlarını yaratır. Nitekim Lenin kurtuluş mücadelesine silah gönderirken eleştrilere; şüphesiz Mustafa Kemal kendi burjuvazisini oluşturacak biz silahı ona değil emperyalizmle mücadele eden halkına gönderiyoruz der ve haklı çıkar. Neticede türk burjuvazisi oluşturulur. Kapitalist sistem tercih edilmiştir. Ve bu güne gelelim tüik in verilerine göre çalışan nüfusun%40ı asgari ücretle çalışıyor, diğer %40ı askari ücret ile 4bin tl arasında kazanıyor ve yalnızca %20si 4bin tl ve üzerinde alıyor bence şaka gibi, varmak istediğim sonuç şu: Mustafa Kemal'in hayali tam olarak şu anki türkiye, belki biraz daha güçlü bir yerli sermaye ile, yani onun için bu eşitsizlik problem değil. İki sene önce, çalıştığı maden özelleştirilecek diye kendini madene zincirleyen madencileri hatırlıyor musun? Neden zincirlediler? Zaten ağır olan çalışma şartları daha da ağırlaşacak ve daha çok sömürüleceklerini bildiği için, şimdi git onlara şunu söyle "seni sömürecekler ama sömürecek olan bir türk firması" de bakalım ana avrat sövmez mi:) nitekim bir işsiz olarak kapitalist liderlerin ve o liderlerin yaptığı devrimlerin getirileriyle yatinecek değilim.