Yorum

Serpil Ağ isimli okurun asıl gönderisini gör
Ahmet Y okurunun profil resmi
Ablacım eline sağlık Freud düşüncesinin temeline ilk kitapta bu kadar vakıf olabilmen harika.Asıl ben teşekkür ederim,boşuna dememişim sensiz etkinlik eksiklik olur diye.Ben ve es(id) kavramlarını o kadar güzel açıklamışsın ki Freud'a giriş yapacak arkadaşlara çok güzel bir referans olmuş.Tekrardan teşekkür ederim,etkinlik süresince olabildiğin kadar aktif olmanı canı gönülden temenni ederim :)))
Serpil Ağ okurunun profil resmi
Değerli Kardeşim Ahmet, asıl ben sana ne kadar teşekkür etsem azdır. Çünkü her şeyden önce, yeni bir yazarla tanışmama vesile oldun. Nasıl ki Freud bir yandan hastaların anlatılarından yola çıkarak nevrozlara, hastaların çocuk yaşta uğradıkları cinsel ayartıların yol açtığı görüşünü benimserken, diğer taraftan kendi bilinç dışının tarih öncesini araştırır; ben de bir yanda eseri okurken, diğer tarafta psikosomatik rahatsızlıklarımın kaynağını araştırma çabasına giriştim. Peki bulabildim mi? Sanırım. Misal, tansiyonun her sağlıklı bireyde var olduğunu ama tetiklenmesi için, olumsuz bir haberle karşılaşılması ihtimalinin gerçekleşmesi gerektiğini bilmeme rağmen, asıl hastalığın bende nüksetmesi rahmetli babamın gözlerimin önünde kalp krizi geçirmesi ve akabinde gerçekleşen bypass ameliyatı. Artık duygularımı nasıl geri itime yollayıp bastırmışsam, belli bir süreç sonra bastırılan duygularım kdv'siyle tansiyon olarak bana geri geldi. Freud'u okuyunca anladım ki, duyguların bastırılmaması gerektiğini. O anlara geri döndüğümde hatırlıyorum da içim kan ağladığı halde, nasılda etrafa karşı iyimser ve metanetli bir tavır sergilemiştim. Nasıl karamsar olabilirsiniz ki! Babanız gözlerinizin içine bakmakta ve sizden gelecek en ufak bir tepkiye bile pür dikkat kesilmişken... Ama havsalamın kabullenmekte zorlandığı bir husus var ki, o da Freud'un cinsel dürtülere karşı olan hassasiyeti. Kendi deyimine göre, otuz yaşına kadar hiç bir deneyimi olmamış, olsaydı bile bir seans esnasında boynuna sarılıp kendisini öpen bayan hastasına karşı bile tepkisiz kalmazdı. Hem bastırılmış cinselliğin nevrozları tetiklediğini savunurken evli olduğu halde, yine kendi deyimiyle iki yıl cinsel perhizi yapmasını anlamakta zorlanıyorum. İnsan savunduğu bir inancı, bilfiil koşulsuz yerine getirmez mi? Daha ilk kitabını okuduğum için bilimsel olarak açıklamalarını anlayabilsem de, her eylemi cinselliğe bağdaştırmasını kavrayamadım. Kim bilir. Belki de söylevlerinde haklılık payı yüksektir de, kıt aklımla ben anlamakta zorlanmaktayım. Umarım anlamakta zorlandığım bu konuyu, diğer eserlerini de okuduğumda daha iyi kavrayabilirim. Selâm ve sevgilerimle...
Ahmet Y okurunun profil resmi
Rica ederim Serpil Abla asıl ben sana ne kadar teşekkür etsem azdır.Zira Freud'u baştan okumuş kadar oldum..Böyle toplu okumaların en güzel şekli de üzerinde istişare ederek,kalıcılığı esas kılmak olsa gerek..Freud tam da bahsettiğin gibi yetişkin çocuk sorunsalı üzerinde durur.Üzerimizdeki tüm nevroz ve psikozların çocukluk travmalarının bir seyri olduğunu delillerle ortaya koymuştur..Tam da senin bahsettiğin gibi fizyolojik zannettiğimiz bir çok rahatsızlığın dahi altında bir travmanın yattığını tahmin etmiştir.Benim şu an hayretler içinde kalmış olmamın tek sebebi senin ilk okumada bu kadar kavrayabilmen ve iç gözlemi dahi bu kadar kuvvetli yapabilmen.Freud'un tüm külliyatını hatmedip bu tespitleri yapmayı bırak,oedipus kompleksini dahi anlamayan bir sürü arkadaşımı bilirim.Bu senin ne kadar dikkatli ve zeki bir okuyucu olduğunu gösteriyor.. Cinsellik konusunda Freud'u her zaman abartılı bulurum.Lise zamanlarıma göre daha az abartılı bulduğumu söylemeliyim ama.Zira bir çok tespitin haklı olduğunu düşündüğümü belirtmeliyim.Örneğin çocuklukta emzirilen bir çocuğun oral fetişizmi o dönemlerden kaptığını iddia eder Freud.Bir gün sınıfta sürekli kalem kemiren ve kadınlara çok düşkün olan ağzı hiç boş durmayan bir arkadaşıma "sen anneni kaç yaşına kadar emdin?" diye sorduğumda "6 yaşına kadar" cevabını aldığımda Freud düşüncesinin büyüklüğü karşısında garip bir şaşkınlık yaşamıştım.. Son olarak senin de bildiğin gibi sevgili Ablam,bilimadamlarını normal insanlarla karşılaştırmamak gerekir.Bilimadamı bir keşif uğruna bütün duygu ve ihtiraslarından vazgeçebilir.Kendini diğer insanlar gibi kobay haline getirebilir.Zira Freud kendi bilincine inebilmek için senelerce kokain kullanmıştır.Bu yüzden seans sırasında savunduğu görüşün tersi yönünde hareket etmesini garip bulmuyorum.Spinoza nasıl ki Ethica'da tanrısal akıl(külli- irada bizim deyimimizle) ile insan aklına karşılaştırmamız gerektiğini söylüyorsa aynı şekilde bilimadamları ile de normal insanların aklını karşılaştırmamak gerekir..Freud verdiğin örnekte Balzac'ın "Mutlak Peşinde" adlı eserinde "Mutlak"ın keşfi uğruna tüm servetini ve ailesini feda eden "Baltazar"ı hatırlattı.Zira "Baltazar" ailesine çok düşkün bir insandı fakat kimya uğruna ailesini unuttu,mallarını sattı ve onları perişan bir hale düşürdü.Normalde kendisinin asla yapamayacağı bir şey olsa da ilim bireye yeni bir kimlik ve kişilik verir ve kendi varlığından ve dış dünyadan soyutlar.Muhtemelen Freud'da da böyle olmuştur. Tekrardan eline sağlık abla senle istişare ederken öyle bir haz yaşıyorum ki,Freud bunun sebebini asla bulamazdı :)
Serpil Ağ okurunun profil resmi
Değerli Kardeşim Ahmet, beni çok utandırdın. İnce ve lütufkâr sözlerin için çok ama çok teşekkürler. Belki de eserlere fazla anlam kattığımdandır ortaya çıkan paylaşımlarım. Kim bilir...İlk Freud okumam olsa da, diğerlerini de okumayı düşünmekteyim. Kitabı okumadan önce kızıma, "Freud hakkında herhangi bir bilgi birikimin var mı? " diye sorduğumda " Anne yazar hakkında bir bilgim yok ama felsefe öğretmenimize göre, kafayı cinsellikle sıyırmış. " dediğinde hayretten dona kalmıştım. Nitekim de araştırmalarım sonucunda öğrendim ki, yazarımız konuyla bayağı ilgiliymiş. Bilim adamlarının amaçları uğruna, eylemlerine gem vurmalarını bir noktaya kadar anlayabiliyorum. Ama bir noktadan sonra, misal aile gibi değerler devreye girince ihmal etmek ne derece doğru? İdeallerimiz uğruna, bazı değerleri gözden çıkaracaksak da aile olmamızın anlamı ne? Sorularımla seni bunaltıyorsam affına sığınırım. Seni daha fazla yormaya gönlüm elvermediği için, selâm ve sevgilerimle...
Ahmet Y okurunun profil resmi
Rica ederim sevgili ablam..Bence o anlama kendini,yüreğini her şeyini katıyorsun..Bu yüzden bu kadar güzel oluyor,yorumlamaların ve dikkat ediyorum yazarlar gibi kendine ait bir dilin bile var.Zira ismin yazmasa dahi anlarım ki bu Serpil ablamın incelemesi ::)) Abla okullardaki seviyeyi biliyorsun.Durum ne kadar vahim değil mi? Kızına bir bilimadamı hakkında bu alana sözde vakıf biri Freud'u bu şekilde tanıtıyor ve ana kız geç tanışmanıza yol açıyor..Ahh ahh zamanımız öğretmenlerinin birçoğu yazarlara dahi magazinsel bakıyor.Adamı okumadan ya da okuduklarını sadece o tarafa yorarak tüm düşüncesi bundan ibaretmiş gibi lanse etmek..Düpedüz cinayet bu hocanın yaptığı.. Cinsellikle bayağı ilgilendiği kesinlikle doğru..Kafayı bir nebze bununla bozduğu da doğru.Hatta bu yüzden çalışma arkadaşı Alfred Adler(o da çok tanınmış değerli bir psikologdur,okursan seveceğinden eminim) Freud'dan ayrılarak bireysel psikolojinin temelleri atıyor.Yine de Freud'un cinsellikle ilgili birçok düşüncesi hala geçerliliğini korumakta.Örneğin kapitalist düzeni,pazar piyasasını ele alalım.İnsanların şehvi duygularından istifade ederek zengin olan binlerce şirketi,25. karelerde verilen cinsel mesajları düşünelim.Ya da çocuktaki cinselliği kanıtlayan masal fetişizmini örnekleyelim.Affına sığınarak söylüyorum çocukluktaki çizgifilmlerin dahi pornosu yapılıyor ve bunlar milyarlarca kişi tarafından izleniyor.Bu veriler çocukken bizlere belirli fetişist davranış kalıplarının yüklendiğini ve çocuklukta cinsel duyguların varlığını ve ya oluşumunu kanıtlıyor..Ve ya kadın cinsel organına benzetilerek yapılan ve reklamında da fetişist öğrelerle zenginleştirilerek zamanında o reklam sayesinde satışları tavan yapmış "Gilette" bıçaklarını düşünelim.Bu da demek oluyor ki insanlar tercihlerinde çoğu zaman libidonun etkisinde kalıyor..Bunlar böyle saymakla bitmez :)) Sana kesinlikle katılıyorum ablacım..Zaten "Balzac" da romanda bilimin insanda nasıl bir saplantı haline geldiğini ve insanı nasıl felakete sürüklediğini anlatıyor.Fakat altını çizdiği nokta o adamın normalde böyle bir adam olmadığı bilimle kafayı sıyırdığı durumlarda kendi kişiliğinden farklı bir boyuta geçmiş olduğu..Ahlaki olarak baktığımız zaman yanlış fakat böyle adamların çıkabilmesi için de bazen ne yazık ki bir şeyleri feda etmesi gerekiyor..Doğru ve ya yanlış mıdır tam bilemem ama bildiğim tek şey insanlığın faydası uğruna benim kendi ailemi fayda edemeyeceğim.. Estağfurullah abla ne bunaltması bilakis büyük zevk duyuyorum istişare etmekten.Hele de senin gibi kıymetli bir okuyucuyla.İnan çoğu zaman bu konuları konuşamamaktan okuduğum kitapları unutuyorum.Neyse ki sayende çok güzel bir tekrar yapmış ve düşünmüş oldum..Sağlıcakla :)
Serpil Ağ okurunun profil resmi
Değerli Kardeşim, biliyor musun tespitlerinde ne kadar çok haklı olduğunu. Biz insanoğlu çok iyi biliriz eylemlerimizde yatkın olsak da sözlerimizde inkara yeltenmeyi. Diogenes'ni bilirsin " Adam arıyorum. " diye boşuna dememiş. Maalesef bu devirde ideal eğitimcilere rastlamak, iğne ile kuyu kazmaktan bile zor. Şairin dediği gibi; " Ne mal iledir, ne kal(söz) iledir. Beyim, ululuk kemâl(olgunluk) iledir. " Acaba çevremizde ki insanlar, biz çok fazla değer verdiğimiz için mi, gözümüze değerli gözükürler. Freud' a gelince, galiba hak vermeye başladım. Başkalarının objeler üzerinden gizli olarak verdiği mesajları, aleni olarak ortaya dökmek büyük bir cesaret örneği olsa gerek! Kaldı ki etnik olduğu toplumun tepkisini çekeceğini bildiği halde. Bence Seneca'nın da dediği gibi, " Önemli olan hayatın uzunluğu kısalığı değil, iyi oynanıp oynanmadığıdır. " Sonu hüzünle bitse de, Freud hayatını iyi oynamış ve topluma mal olmuş birisi. Bazıları yaptıklarını küçümseyip, değer vermese de! Öyle olmasa ölümünün üzerinden yıllar geçtiği halde, hâlâ Freud'u konuşuyor olmazdık. Tavsiyen için teşekkürler. Alfred Adler'ide okuma listeme aldım. Bundan sonra hiç kurtuluşun yok! Benden çekeceğin var. Ah! İnsanoğlu. Mizansen olarak özetleyecek olursak sanırsın doğru yolda, dürüstlük abidesiyizdir de, bir bakmışız yoldan çıkıp, tali yollara sapıvermişiz. Mazeret olarak da, yanlışlıkla oldu, yoksa ben doğru yoldan sapacak insan mıyım deyip, sıyrılmayı da bilecek kadar alicengiz oyunu oynamakta üstümüze yoktur. Aynı dertten ben de çok muzdaribim. İnan ki, çevremde de benim lisanımdan anlayan yok! Kitap okumayı seviyorum dediğimde bile, muhitimde bulunan insanlar kabul edilemez bir hata yapmışım gibi suratıma aval aval bakmakta. Ama dedikodu yaparsan da, senden iyisi yok! Aslında bu siteye üye olmakta ki, tek gayem de buydu. Hani derler ya, mürekkep yalamış insanlarla bir arada bulunmak, insanın ufkunu açar. Son zamanlarda site içerisinde okurlar tarafından, okumuş aydın geçinen insanlara yakışmayacak davranışlar sergilense de, sen ve senin gibi değer verdiğim bazı okur arkadaşlarım var ki, benim en büyük kazancımsınız. Her daim seninle istişare edebilmek adına, selâm ve sevgilerimle...
Ahmet Y okurunun profil resmi
Teşekkür ederim sevgili ablam.Babamın beni her okula bırakışında hocalarıma eti sizin kemiği benim dediğini ve benim de ne et ne kemik kalana kadar dayak yediğimi bilirim.Bir de doğuda olunca öğretmenlik peygamberlik kadar kutsal sayılır.Ne müthiş hata! Keşke mesleğin adına göre değil de icra edenin niteliğine göre itibar gösterilse.Belki de Cemil Meriç'in dediği gibidir mesele;"Asırlar geçti, birer birer söndü meşaleler. İrfan asâletini kaybetti. Hafızaya çakıl taşı gibi saplanan bilgi kırıntılarına yeni bir ad bulduk: kültür. Genç kuşaklar, Batı’nın bit pazarlarından ithal edilmiş bu hazır elbiselere küçümseyerek bakıyor. Hoca öğretmen oldu, talebe öğrenci. öğretmen ne demek? Ne soğuk, ne haysiyetsiz, ne çirkin kelime. Hoca öğretmez, yetiştirir, aydınlatır, yaratır. öğrenci ne demek? Talebe isteyendir; isteyen, arayan, susayan. Diogenes ve şair sonuna kadar haklı keşke o olgunluğu gösterebilsek :) Freud konusunda söylediklerin aklıma şu örneği getirdi;"Kantçı felsefe vardır ve Kant'a rağmen felsefe vardır ama Kantsız felsefe yoktur" derler.Bunu şu şekilde çevirirsek tam dediğin yere geliriz "Freud'cu psikoloji vardır,Freud'a rağmen psikoloji vardır fakat Freudsuz psikoloji yoktur :)) Ayrıca sana bir müjdem var abla,okuduğun kitapta var mıydı bilmiyorum ama Freud inclelemelerinde Shakespare'in eserlerini ve karakterlerini psikanalitik olarak fazlasıyla inceler,nemalanır.Okurken çok zevk alacaksın :) Abla gel bana sor.Üniversitede inan telefondan kafasını kaldıran adam bulamıyorum.Bırak kitap okumayı dedikodu dahi yapmıyorlar.Bir "cool" olma modası tutturmuşlar ki sorma..Sahte sırıtışlar,sahte üzülüşler,sahte dostluklar..Neyse ki kendi kafamdan bir kaç dostum ve hocam var ki kafayı sıyırmaktan kurtuluyorum :)) İsmet Özel'in dediği gibi;"Dilce susup,bedence konuşulan bir çağda" yaşıyoruz.. Çok teşekkür ederim abla.İnan ben de hala bu sitedeki saçmalıklar ve oluşturduğu sinir zıplamalarına rağmen hesabımı silmiyorsam sen ve bir kaç değerli okur ve kardeşimle böyle güzel fikirleri paylaşabilmek,bir şeyler öğrenebilmek içindir..Selam,sevgi ve muhabbetle...
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.