Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yorum

Kaan isimli okurun asıl gönderisini gör
Murat Ç okurunun profil resmi
Proust'un Kayıp Zamanın İzinde serisinin hem çizgi romanları hem de kitapları var ben de. Henüz okumadım, ama kitaplığımda varlar. İncelemeni de biraz atlayarak okudum, uzunluğundan değil, kitaplığımda olan ve okumadığım kitapların incelemesini çok nadir okurum ondan. Bir yazar, ne yapıyorsa yapsın kendisi için yapıyordur, kendisi için yazıyordur, b*ktan evlerinde ve yüzyıllarında derbeder hayatlarında olamayacakları karakterleri çok iyi yaratabiliyorlar. Ya da kendi sefil hayatlarını daha da sefilce aktarabiliyorlar. Ve bu karakterler yüzyıllar geçse bile okurda iyi ya da kötü etkiler ortaya çıkartabiliyor. Ne Dostoyevski ilah, ne Tolstoy ilah, ne Proust ilah ne de bir başkası. Kitap okuyan her insanın sevdiği ve sevmediği yazarlar var. Ve işi sağa sola b*k atmak olan eleştirmenlerinde sevdiği ya da sevmediği yazarlar var. Çok sevenler çok yüceltir, az sevenler çok sevenlere inat gömmek isteyebilir ya da bunların arasında kendi fikirlerini sunan insanlar çıkar ve istediklerini yine serbestçe dile getirebilir. *Sadece küçük bir not, tarihi yanıltan ve yalan söyleyen yazarlar ya da kişiler varsa, orada onlara bir dur deriz, o ayrı... Bu durumda, senin beğenmen ya da beğenmemen dünyanın gidişatını değiştirmez, yazarın yazdığı kitabın değerini ne eksi ne de artı yönde etkilemez. Zaten zamanında yazılmış, yazarı da göçüp gitmiştir, sana kişisel olarak da kin besleyemez. Onun derdi olamayacaksa, o kitabı senin gibi satın almış, ya da bir şekilde okumuş okuru ne ilgilendirir yahu? O zaman burada bir AHMAKLIK var. Bir kitabı iyi yapan okurun hisleridir, o zaman bir kitabı kötü yapanda yine okurun hisleridir. Yoksa bir kitabı iyi yapan şeyin puanlamalar olduğunu sananlar mı var? SENİN HİSLERİN SENİ İLGİLENDİRİR. HERKES KENDİ İŞİNE BAKSIN. KÜÇÜCÜK DÜNYALARINDA KENDİLERİNİ BİR HALT SANMASIN KİMSE. BİZ KENDİMİZİ BİR HALT SANIYORSAK DA BİZE DE LANET OLSUN. Ben bu kitabı okuduğum zaman belki 10 veririm belki 3 bu beni ilgilendirir. Yazarın yatağına biz mi giriyoruz da içimize bu kadar dert oluyor?
Kaan okurunun profil resmi
Dünkü duygularıma tercüman olmuşsun ve sonlarda biz yapiyorsak bize de lanet olsun kısmı özellikle hoşuma gitti. Çünkü eleştiri oklarini kendimize de cevirebilirsek eleştiri o zaman daha anlamlı oluyor. Hani tartışma anında veya herhangi bir tepkinin sıcağında özeleştiri hemen yapilamaz çoğu kez ancak sakinlesip aklı selim galip geldiği vakit kişinin kendini geriye atıp düşünmesi ve elestirmesi şart. Ondan sonra da olabildigince kendi davranışların çeki düzen vermeye çalışması... Yorumun için teşekkür ederim Murat :) Ve bende çoğunlukla okumadıgim kitaba yapılan uzun incelemeleri okumam. O konuda anlayabiliyorum seni :)
Murat Ç okurunun profil resmi
Yahu hangimiz eleştirilmez ki? Hepimiz insanız, basit insanlar. Egolarımıza yenilip kendimizi bir bok sandığımız durumlar elbet oluyor, olmaz olur mu? Ama önemli olan kendimizi bir bok sandığımız o anlardan nefret ederek, tiksinip eleştirimizi yapabilmek. Sosyal medyanın insanda açtığı en büyük yaradır, bilmeden BİLGE olmak. Öyle bir dünya yok, olmayacak da, bilgi sonsuzdur, bilende bilgisi kadar sonludur.
Kaan okurunun profil resmi
Kesinlikle. Hatasız kul olmaz diye bir şarkı bile var konuyla alakali her ne kadar ben o tür müziği pek sevmesem de :) İşte yine sosyal medyanın olumsuz etkisi ile kişi çevresinde eleştirel yaklaşan insan bırakmaz ise bu sefer özeleştiri yapacak imkanı da kalmıyor. Mesela benim hayatımda çok sevdiğim ve beni çok etkilemiş iki arkadaşım var; biri üniversiteden en yakın arkadaşım, biri de liseden... Önemli bir konu vardı. Ben bu konuda son tahlilde sorgulamaya cesaretle atilmaya üniversiteden en yakın arkadaşımla yaptığım konuşma üzerine başardım. Diğeriyle yani liseden olan yakın arkadaşımla çok daha fazla tartışıriz ama onun eleştirilerini sıcağı sıcağına sert tepki de versem veya tepki vermeden kendimi geri de ceksem mutlaka sonradan düşünürüm. Aslında sadece bu ikisiyle de sınırlı değil, en çok bu iki arkadasimla irtibatta olduğum için onlardan örnek veriyorum. Yoksa mesela burada seninle bir yorumda tartismistik ufak çapta, sen oldukça pozitif bir eleştiri yapmıştın, sonrasında aklı selim düşününce "Evet Murat haklı demiştim," belki bunu geri gelip "Murat böyle böyle olmuştu, orada sen hakliydin," dememisimdir ama o esnada yapmış olduğum yanlış davranışı tekrarlamamaya çalışıyorumdur. Ee mevzu bahis acilsa "Evet Murat o konuda sen hakliydin," da derim. :)) Felsefe, bilim okumalarimdan bir şey anladiysam zaten mutlak gerçek veya doğru yoktur. Yanlışları olabildiğince eleyerek en az yanlışa sahip bir düzleme ulaşabilmek vardır. Gerçek kavramı ise zaten bambaşka olaylar olaylar :))
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.