Geçenlerde bir öğretmen arkadaşıma Fakir Baykurt'u önerdim. Yılanların Öcü'nü okumuş. Yeşilçam tadında, çok akıcıydı! dedi. Kalbim duracak sandım Fakir Baykurt bu kadar değersizleştirilince. Bizim hocamız, Yılanların Öcü'nün en az İnce Memed kadar değerli olduğunu söylerdi.Ki kendisi aslında köy romanını sevmiyormuş. Sevmemek ayrı, değerini inkar etmek ayrı.Bu romantizm açlığı nedir? Zaten okuyan az, okuyanın bir kısmı da her kitapta "oyalanma" arıyor. Baykurt, bilinçle okununca anlaşilacak bir yazar, böyle bilinçli incelemeleri bu yüzden de çok seviyorum.