Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yorum

Sultannn isimli okurun asıl gönderisini gör
Ecem okurunun profil resmi
Bir şeylere karşı çıkayım da kendimi zeki göstereyim bi dk. Okumadan yapabilirim bunu. Düşünmeme zaten gerek yok. Sonuçta amacım kendimi akıllı, zeki, bilgili göstermek. Bunun için yapmam gereken şey birilerinin sözleri ardına sığınarak karşı çıkmak. Bi dk yapıyorum. "Ya siz neyi savunuyorsunuz, "öz" değerlerimizden kopmak cehalettir!" Yaptım oldu mu?
Burak okurunun profil resmi
Kişi kendinden bilir işi. Katı surette bu şekilde düşünmedim, hakkımı helal etmiyorum.
Ecem okurunun profil resmi
Kadınların yaşama hakkını elinden almaya niyetli zihniyetleri savunduğunuz için de tüm kadınlar size hakkını helal etmiyor.
BONCUK okurunun profil resmi
Sen helal etsen ne olur be ! Hakmis bı git ya !
Burak okurunun profil resmi
Ecem
Ecem
ben daha iyisinin olduğunu söylüyorum. İstanbul Sözleşmesi toplumuzun değer ve yargılarına ters. Sözleşmeyi defaatle okudum, araştırdım. Size katıyet ile hakkımı helal etmiyorum, insanlar hakkında bu kadar kolay yargıya varılmamalı.
Burak okurunun profil resmi
@feminstbjk kafa yapın kapak fotoğrafın.
Adem okurunun profil resmi
Toplum yargılarını kim dizayn ediyor? Ve neden toplum adına konuşuyorsun? Biz de bu toplumda yaşıyoruz. Savunduklarını kabul etmiyoruz. Toplum sizin düşüncenizi kabul edenlerin toplamından ibaret sanırım.
Burak okurunun profil resmi
Çoğunluk azınlığı kuşatır. Azınlıksan çoğunluk adaletli oldukça, boyun eğmesini bileceksin.
Adem okurunun profil resmi
Hahahaha çok beklersiniz onu
Nazlıgül okurunun profil resmi
Alıntılamış olduğunuz soruların yanıtlarını burda değil kitaplarda bulabilirsiniz. Çok güzel bi okuma etkinliğimiz var önyargısız bi şekilde katılırsanız kadınların neler yaşadıklarını, nasıl kötü muamelelere maruz kaldıklarını gördükçe benim inancım bunları doğru bulmaz diyeceğinize eminim. Söz konusu istanbul sözleşmesi dini veya kültürel bir anlaşma değil. Yani biz bu sözleşmede kaldıkça kimsenin dinini veya kültürünü benimsemiş olmuyoruz. Sözleşmeyi okuyup okumadığınızı bilmiyorum fakat toplumsal cinsiyet kavramına takıldığınızı görüyorum. Ayrıca cinsel yönelim konularında da yeterince araştırma yaptığınızı düşünmüyorum. Bu konular kültürden kültüre değişen meseleler değil. Hayatın gerçekleri. Araştırdıktan sonra hala kafanıza takılan konular olursa yardımcı olmaya varım. Kimse kimseyi dışlamaya veya körü körüne desteklemeye çalışmıyo burda. Ama söz konusu kadınları korumaksa sizinde bizden farklı düşündüğünüzü düşünmüyorum.
Burak okurunun profil resmi
Nazlıgül
Nazlıgül
yorumunuz için öncellikle teşekkür ediyorum. İşte bu tarz tavırlar bizleri aynı çatıda bulunup problemleri aşmada etkili olacak dildir. Canı gönülden teşekkür ediyorum. Dini İslamı araştırmış ve tahkiki iman ile ona tabi olmuş bir birey olarak, dini İslamın ve Sünnetin ve dahi İcma ve Kıyasın, cevap veremediği, çözüme ulaştıramadığı hiçbir mesele yok. Ben İlahı aklın, beşeri akıldan üstün olduğunu söylüyorum. Samimiyet ile bu konu üzerine düşünülür ve yoğunlaşılırsa toplumsal yapımızın, her ne kadar yozlaşmış olsakda Erbakan' ın sözüyle daha anlaşılır hale getirelim "Bu toplumun külüne üflesen altından iman çıkar diyor" buna mukabil diyorum ki; Kur'an ve sünnete bakalım kıyas ve icma yapalım, muhakkak çözüm bulanacaktır. İslama tabi olduğunu söyleyen bir kimse hiçbir şekilde İslam' ın kanun ve esaslarına aykırı bir durumu imzalamaz ve dahi imzalama gereği duymaz. Sözleşmeye binaen; örnek verecek olursam, arası bozulan eşleri taraftar olunmaya yasaklar oysaki Kur'an-da tam tersi mevcuttur, halim, akıllı, tecrübeli kişilerin arası bozulan eşler arasında hakemlik yapmayı emreder. Ve dahi haklı olduğunuz bir kısım belki olabilir; örneğin elimizde bir silah olsun içindede mermi ve mermi namluda olsun, özü itibari silah zarar veren bir maddedir fakat ateşlemek sizin elinizdedir Ateşlemediğiniz müddetçe bu silah zarar vermez. Lakin İstanbul sözleşmesinin tümüyle ülkemizde ateşlediğine dair deliller çokça. Cinsel yönelim hususunda dinlemiş olduğum profösörün doyurucu videosunu sizinlede paylaşmak isterim; youtube.com/watch?v=4fQyPZX.... Bu arada size linki atarken 2. bölümün de çıktığını gördüm. Şimdi ona bakıcam, yapıcı yorumunuz için tekrar teşekkür ediyorum.
Nazlıgül okurunun profil resmi
Öncelikle meselenin dini boyutuyla ilgilenmediğimi belirtmek isterim. Ayrıca sizin inancınız meseleyi böyle açıklıyor olabilir ama takdir edersiniz ki herkes sizin inandığınıza inanmak zorunda değil. Konu burda çözülüyo zaten insanlara insan olarak bakmayı bilmeliyiz. İkincisi sizin hakemlikten kastınız dayak yiyen kadın karakola sığındığında polislerin “Karı koca kavgasına karışmam hanım evine dön” gibi cümleleri değildir herhalde. Hakem dediğiniz tarafsızdır bizde erkekler savunulup “kocandır hakkı” mantığı yürütülmektedir. Örnek verdiğiniz silah şiddettir ve ateşleyip ateşlememek insanların elinde ama ateşlenmemesini sağlamak devletin görevidir. Bu gibi sözleşmeler de bunun için yapılır zaten. Paylaştığınız videoyu vaktim olduğunda izlicem teşekkür ederim. Ama lütfen ısrar ediyorum, burda rahatça kültürümüze aykırı diyip basitçe elinizin tersiyle ittiğiniz sözleşmeye her gün dayak yiyen, psikolojik şiddete maruz kalan, bir sığınak arayan, çalıştığında emeğinin karşılığını alamayan, toplu taşımada, parkta, yolda hatta sosyal medyada bile tacize uğrayan kadınların gözünden bakınız. İyi günler..
Burak okurunun profil resmi
Nazlıgül
Nazlıgül
: O zaman alim olan Allah'ın olmadığına iman etmiş olduğunu söyledin. Bense alim olan Allah'ın olduğunu ve bize ihtiyacımız olan tüm özellikleri; akıl, irade, şuur, nefis, kalp, ruh gibi... ihtiyacımız olan herşeye bizi sunduğunu söyleyerek ve bize güzel örnek olarak Resulu Ekrem-i takdim eden, Allah' ın bu meseleyi çözmek için vermiş olduğu özellikler ile halifeliğimizi ilan ederek, çözümü biz Müslümanların bulunacağını ilan ediyorum. Çok net olmuştur herhalde bu ilk kısım. 2.Paragraf ise halim, tecrübeli, akıllı'dan anladığınız buysa buna söylecek sözüm yok. Fakat o belirttiğiniz yanlış bu arada İslam' ın değil demokrat ve laik sistemin polisi. 3.Devlette bu hususta yine zaten başarısız. Bu noktada mutabıkız. Laik ve demokratik bir cumhuriyetten fazlasını beklemek akıl kârı değil zaten... 4.Diyorum ki haksız yere cana kıyan tüm insanlığı öldürmüş gibidir emrini ve ahlaki şuurunu aşılayan dini İslam'a sırt çevirmek zaten yanlış. Bak elhamdullilah bu ahlak bende yer etmiş, Allah'tan korktuğum için haksız yere bir cana zerre mahiyette kıymak aklımın ucundan bile geçmiyor.
Nazlıgül okurunun profil resmi
Yazdığınız maddelere tek tek cevap veriyorum. Beyfendi ben neye iman ettiğimi veya etmediğimi burda açıklamak zorunda değilim. Sadece sizin inancınıza göre de bu yapılanların yanlış olduğunu, kadınlara eziyet edilmesine sizin de karşı olduğunuzu belirtmeye çalıştım. Benim inanıp inanmamam konuyu değiştirmez. Demokrat laik polisin değil, siyasal islamın eğitimini almış polislerdir o bahsettiklerim. Laik demokrat bir cumhuriyetten beklentilerimiz çok yüksek zaten o çizgiden çıkıldığı için bu durumdayız. Madem haksız yere birini öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir o halde neden işlenen kadın cinayetlerine nefretinizi dile getirmek yerine sözleşmeyi karalamaya çalışıyorsunuz? Siz kendi özelinizde konuya sevap günah olarak bakıp bende allah korkusu var diyebilirsiniz ama herkeste olmayan duygulara göre mi sözleşme imzalanmalı? Bir de müsade ederseniz kültür konusuna değinmek istiyorum zira savunduğunuz kültür Türk kültüründen ziyade arap kültürüdür. Bizim kültürümüzde kadına el kaldırılmaz tam tersine el üstünde tutulur. Kültüre aykırı olan şey ‘toplumsal cinsiyet’se ilk Türk devletlerindeki kadının rolüne, hatunların devlet yönetiminde ne kadar söz sahibi olduğuna bakabilirsiniz. Bu örnekleri vermem kültürün her zerresini sonuna kadar savunduğum anlamına gelmez. Eğer yanlışsa kültür bile olsa yanlış derim. Mesela doğu yörelerindeki çocuk gelinler, beşik kertmesi veya berdel o bölgenin gelenekleri görenekleri. Benimsemişler diye yanlışa yanlış demicek miyiz? Kültür bile olsa yanlış uygulamalara elbette karşı çıkıcaz sizden de bunu bekliyorum. Maksadım tartışmak değil bilgilenmenizi çok isterim. Mesela az önce söylediğim kitap okuma etkinliğine katılıp hem siteyi amacına uygun kullanmış, hem de bilgilenip birbirimizi daha kolay anlamış olabiliriz diye düşünüyorum. Bu arada az önce bana üslubumdan dolayı teşekkür ederken inanç konusunda söylediklerimi görünce neden karşı tavır aldınız? Sizin inandığınıza inanmıyo olmam beni kötü bir insan veya haksız mı yapar?
Burak okurunun profil resmi
Nazlıgül
Nazlıgül
bende usanmayarak tekrar tek tek cevap vericem. 1. Farz edelim ki Siyasal İslam' ın olsun, bu sistem içerisinde Siyasal İslam'ı da yanlış anlamışlar. Liyakat ve ehliyet islamda esastır. İslam' da ise Kocandır döver de sever anlayışı yoktur. 2. O çizgide olduğu günleri de duyduk, laiklik bir safsatada "başı kapalı okula giremediler", "şapka inkilabı için nice canlara kıyıldı" zulumatı getiren bu sistemden, tüm zerrelerim ile nefret ediyorum. Siz istediğiniz kadar beklentinizi yükseltiniz. Lakin halk diliyle; bu sistemden bir cacık olmaz. 3. Kötü bir insan yapmaz, fakat güzel ahlakı tamamlamada eksik yapar. Sözleşmeyi savunmak haksızdan ziyade öngörü, basiret eksikliğini gösteriyor. Gayette kadın cinayetlerine yönelik şahsımın çalışmaları var. 4. Körükörüne kültürü savunmuyorum; kültür de güzel ve çirkin olarak ayrılır, Örneğin; Osmanlı'da evin görünen kısmına sarı bir çiceğin koyulması hasta var uyarısı, buna dikkatle ses çıkarmamakta; kültürel ve ahlaki bir esastır. Çiçeklerin renklerine bile anlam yükleyen kültür... Kültürel ve ahlaki yapı ile alakalı Halil İnalcık'tan bunuda paylaşmak istedim: "Bugün sosyal antropologların Türk köy ve kasabalarında sıradan Türk insanının davranışları üzerinde tespit ettikleri özellikler, olağanüstü bir konukseverlik, güç durumda olanların yardımına koşma, özveri ve dayanışma, emece denilen tarlada hep birlikte ortak çalışma, büyüğe saygı, hırsızlıktan, cinsel tacizden ve başkası aleyhinde kötü söz söylemekten dikkatle kaçınma (eline, beline, diline hakim olma), yiğitlik ve civanmertlik hepsi fütüvvetnameler de telkin edilen ideal insan sıfatlarıdır. Köylerde gençler, geceleri yaran veya konuk odasında toplanıp Fütüvvet kurallarını öğrenirler." Emin ol fütüvvetler kurulsa İstanbul Sözleşmesinden bin kat faydalı olur. Ve bahsettiğiniz kültürel yanlışlarada karşıyım zaten karşı olmadığımı nereden çıkardın anlamadım.
Nazlıgül okurunun profil resmi
Konuyu şapka inkılabına götürüp daha fazla odak noktamızı kaybettirmeyin lütfen. Alıntı sahibi olan öğretmenimi rahatsız etmemek için konuyu uzatmadan kapatmak istiyorum. Bahsettiğiniz dönemde kadınlara ne kadar değer veriliyordu bunu da araştırdınız mı? Bizim konumuz istanbul sözleşmesi ve hakları yok sayılan, ezilen kadınlar. Bu konunun elbette dini bir boyutu vardır ama konu sözleşmeyse hukuki açıdan değerlendirmelisiniz. Hukuki bir metni dini gerekçelerle yermeye çalışmak ne kadar doğru geliyo size? İşte laiklik tam da budur. Herkesin dini görüşü kendinedir. Devletler toplumdaki her ferdin güvenliğini, yaşam hakkını korumakla görevlidir. Fertlerin tercihleri, düşünceleri veya yaşam şekilleri onların korunmasına engel değildir. Bu bağlamda cinsiyeti, cinsel tercihi, hayata bakış açısı veya inancı onu vatandaş olmaktan çıkarmaz. Bu sözleşme sadece kadınları değil, tüm toplumu korur ve sosyal hayatı daha güvenli hale getirir. Son olarak çağrıma olumlu yanıt verip en azından istanbul sözleşmesini baştan sona okumaya varsanız sizi etkinliğimize bekleriz. İyi günler.. #80024404
Burak okurunun profil resmi
Nazlıgül
Nazlıgül
:) Bende başından beri diyorum ki sizler imkanınız olduğu halde; kışın sert ayazından, yağan yağmurdan ve karından korunmak için kaliteli bir mont ve bot almak yerine, yağmurluk ve spor ayakkabı almaya devam edin. Bu ne kadar garipse işte Kadın Cinayetleri durdurmak adına İstanbul sözleşmesini tercih etmekte bu kadar saçma ve "fıtrı akla" aykırı bir durum. (2014'ten beri kadın ve erkek mağdurda parelel olarak artmakta.) İslam zaten kapsayıcıdır, toplum sevgi, adalet gibi kavramlarla inşa edilir ve bu ayet çok çarpıcıdır. Bir topluluğa olan kininiz sizi adaletsizliğe sevk etmesin. Ve Allah sözünde ve davranışlarında adil olduğunu bizlere beyan ediyor. İslam hayat demektir, sizler beşerin şehvet ve tahakkümleri ile yönetilmek isteyebilirsiniz, hak ve batıl ayrılmıştır sonuçta. Sadece üşürsünüz ve hasta olursunuz. Problemin temelinde dini algı biçiminiz; illa Müslümanları camiye hapsedeceksiniz böyle bir şey yok İslam'da, nasıl evleneceğine, boşanacağına, kiminle evleneceğine, haksız yere cana kıyana kısas, hırsızlığa, zinaya vb.... dahi hüküm vardır. Telefonu kullanmayı öğrenmek için dahi kullanım klavuzuna bakanlar; insanı kendi kendine ortaya çıkartıp Kur'an-ı klavuz kabul etmeyip şirret dolu İstanbul sözleşmesine medet unmak akıl almaz bir durum. Tekrar tekrar aynı şeyleri farklı biçimde yazıyorum. Önemli
Burak okurunun profil resmi
Nazlıgül
Nazlıgül
ve birgün farz ettik, bir adamı sevip evlendiniz ve erkek çocuğunuz oldu; 20 yaşına geldi ve dediki ben erkek arkadaşı olan Berkcan ile aynı evde yaşamak istiyorum dediğinde anlarsınız ve tabiki fıtri ahlakınız tarumar olmadı ise.
Nazlıgül okurunun profil resmi
İslam hukukunda kadın ne kadar korunuyor detaylı bilgiye sahip değilim fakat insanların vicdanı var müslüman olan bunu yapmaz diyorsanız anitsayac.com bu tabloya bir göz atmanızı rica ederim. Söylediklerinize göre düşünürsek inancı olan yapmaz, inancı olmayanın da cezası öbür dünyada sorulucaksa hukuk neden var? Bu dünyada yapılanlara ceza vermeyip işi allaha bırakıcaksak mahkemeler neden var? O halde bırakalım insanlar vicdanlarını dinlesin dinlemiyolarsa kadınları öldürsünler nasılsa allah sorar hesabını diyip bırakalım her şeyi. Korumayalım mı onları? Daha fazla kadın ölmesin diye mücadele etmeyelim mi? Şiddet ortamında büyüyen çocuklar büyüdüklerinde ona şiddet uygulayandan da beter oluyolar. Sözleşme kadınları, gelecek kuşakları ve onların haklarını koruyor. İnsanların beraber yaşamayı tercih ettikleri kişilere devletin müdehalesi istanbul sözleşmesinden önce de yoktu zaten. Kim kimle istiyorsa onunla yaşasın beni ilgilendirmez, devleti zaten hiç ilgilendirmez. Ahlakçılık yapmakta kimseye düşmez. Sözleşmeyi okumadan yorum yapmaya devam ediceksiniz belli ki. Ben tartışmayı burda sonlandırıyorum. Sizlere iyi günler dilerim.
Burak okurunun profil resmi
Müslüman olan hata edebilir fakat asıl olanan hatadan dönmek ve bunun bedeli ne ise onu ödemek gerekir. Bu hususta sahabeden kendisine zinna etttiğine dair 4kez şahitliği, içinde yapmış olduğu vicdani meseleye ve pişmanlığa büyük örnektir. Asıl soru bu sahabe bu denli imanına hassasiyete nasıl ulaştı? Biz bu noktaya nasıl gelebiliriz. Deruni bilgiler vermekten ziyade İslam'da adalet, eşitlik, hürriyet, ahlak, tevazu, paylaşma, dayanışma... kavramları çokça vurgulanmaktadır. Ahlakçılık yapmakta kimseye düşmez mi? Ahlak olmayınca toplumda bulamazsın. Kudüs Fatihi: Bir milleti savaşsız yok etmek için onda zinayı ve çıplaklığı yayın diyor. Şevhetin etkisinde çünkü aklını kullanabilen yoktur. Sözleşmeyi okudum, araştırdım ve üzerine yazı yazmıştım. 8 Temmuz 2019'da yazdığım yazı facebook.com/search/top/?q=i...
Adem okurunun profil resmi
Şunu da buraya bırakayım. "Kutsal kavramları dillerine dolayıp yırtına yırtına bağıranları duydunuz mu, anlayınız ki o işin içinde bir dalavere vardır. Bu bağırıp çağırmalar, bu dövünüp yırtınmalar, bir özdenlik coşkusu değil, bir çıkar kaygısıdır." Merhaba, Aziz Nesin
Burak okurunun profil resmi
Adem
Adem
bu kadar zıtlıkta varlığınızı sürdürmeniz çok garip. Ayrıştırıcı olmaktan gocunursunuz yapmaktan geri durmazsınız. Yanılgı dolu yargınızla sizi yalnız bırakıyorum, birde tebessüm :)
Adem okurunun profil resmi
Ne olur beni ve benim gibi düşünenleri yargılarımızla başbaşa bırak. Ben zıtlıklardan hoşlanıyorum belki de. Hadi sana da bir tebessüm edeyim :)
Nazlıgül okurunun profil resmi
Adem
Adem
cuk oturdu 👍🏻👏🏻
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.