Yozo "... ciddi olduğumda görmezden geliniyordum ve sadece... soytarılık ve üçkâğıtçılık yaptığımda kelimelerim doğruluk hissi taşıyor gibi görünüyordu" diyor.
Dazai ' nin hayatından birçok kare oluşturan "ben romanı" karakteri Yozo'nun hayattaki varoluş şeklini barındıran bir kitap karşımızda... Kitap öncelikle çok akıcı ve yürek sızlatan anlarla dolu fakat zaman zaman kızıp böyle olmaz ki dediğimiz de oluyor. Bir insan yaşam mücadelesi boyunca ciddiye alınmadığı takdirde görülebilir olmak için neler yapabilir? Kendisini insanların gözünde varoluşsal alana sığdırabilmek için ne kadar ileri gidebilir? Bir erkek hayatında iyiliğini düşünen onlarca kadın tarafından pasifçe nasıl kendini mahveder? Bu kadar iyi niyet ve saf içgörü nasıl böyle bir trajiklik yaratır? Okuyup kendi zihninizden analiz etmenizi tavsiye ederim. Ben sevdim.. Mutlu okumalar.
Tan yavaştan ağardığında ikisi de çoktan uyanmıştı. Yozo bugün taburcu oluyordu . Ben bugünün gelmesinden korku yordum. Bu, beceriksiz bir yazarın yüreksiz duygu sallığı olsa gerek. Bu romanı yazarken ben, Yozo'yu kurtarmak istemiştim. Yok, bir Byron olma şansını kaçıran şu sinsi tilkiyi affetmenizi istedim. Acılarımın derinlerinde gizli tek dileğim buydu; ama bugünün yaklaşmasıyla birlikte eskisinden daha da beter bir yalnızlığın Yozo'ya ve bana sessiz bir saldırı gibi geldiğini anlar oldum. Bu roman bir başarısızlık oldu. Büyük sıçrama yapan da olmadı, dünyevi arzularından arınan da. Sanırım üslup konusunu fazla kafaya takmışım.
Bu yüzden roman bayağılaştı bile. Kimsenin duymak istemediği çok fazla şey anlattım. Dahası değinilecek çok daha önemli şeyleri de atladığımı hissediyorum. Bu biraz ukalaca bir laf olacak, fakat eğer ki uzun bir yaşam sürüp de yıllar sonra bu romanı elime alacak olursam, kimbilir nasıl da kahrolurum. Muhtemelen daha birinci sayfayı okumayı bile bitirmeden kendime hissettiğim nefrete dayanamayıp kitabı kapatırım. Dönüp de önceki bölümleri okuyacak gücüm daha şimdiden yok.
Sayfa 76 - İttaki yayınları 14 temmuz 2023Kitabı okudu
1929 yı lının Aralık ayının başlarında Yozo'nun deniz kıyısında bulunan Seişoen adlı bu sanatoryuma yatırılmasıyla biraz tantana oldu. Seişoen ' de otuz altı verem hastası bulunuyordu. İkisi ağır hastaydı, on biri hafif . Kalan yirmi üçü ise nekahet dönemindeydi. Yozo'nun yatırıldığı Birin ci Doğu Koğuşu, deyimi yerindeyse, üst sınıf olup altı oda dan oluşuyordu. Yozo'nun odasının her iki yanındaki oda da boştu. Koğuşun batı ucundaki 6 numaralı odada koca burunlu, uzun boylu bir üniversite öğrencisi vardı. Doğu taraf ı ndaki 1 ve 2 numaralı odalarda ise birer genç kadın yatıyordu. Bu hastaların üçü de nekahet dönemindeydi.
Sayfa 15 - İttaki yayınları 14 temmuz 2023Kitabı okudu
Osamu Dazai'nin "İnsanlığımı Yitirirken" (No Longer Human) adlı eseri, Japon edebiyatının en etkileyici ve karanlık romanlarından biridir. İlk olarak 1948 yılında yayımlanan bu kitap, yazarın hayatından izler taşıyan otobiyografik unsurlarla dolu, derin ve çarpıcı bir anlatı sunar.
Roman, Yozo Oba adlı genç bir adamın hayatını ve
“Peki ya sen, Yozo? diye sorardı. Ben de ne diyeceğimi bilemezdim. Ne istediğim sorulduğu anda hiçbir şey istemez olurdum. Ne olursa fark etmez, nasıl olsa beni mutlu edecek bir şey yok düşüncesi hasıl olurdu.
Daha önce başladığım fakat yarım bıraktığım kitaplardan biriydi. Halbuki şimdi başlayıp saatler içinde okuyup bitirdim. Bazı kitapların zamanı vardır arkadaşlarım. Bu bir gerçek.
Vaktinde okunması gereken bir kitap. Yakıcı etkileri olabilir. Okunup geçilecek bir kitap olduğunu asla düşünmüyorum. Çok fazla psikolojik unsurla birlikte insanı düşünmeye iten unsurlarda barındırıyor.
Kendini çocukluğundan beri bir başarısızlık abidesi olarak gören, aristokrat bir ailenin oğlu Oba Yozo hem evde hem de okulda büründüğü “soytarı” rolüyle var olmaya çalışır. İnsanlığımı Yitirirken’de topluma dahil olmayı beceremeyen, her şeyi eline yüzüne bulaştıran, çevresindeki herkesi hayal kırıklığına uğratmaya mahkûm bir ötekinin acıklı hikâyesini anlatıyor.
Öncelikle kitapta karamsar bir ruh hali görüyoruz. Bu karamsar, çelişkili ruh halini maskelemek, insanların içine karışmak için ise takılan bir maske var. Okuyacaklarınız bir insanın maskeli ve maskesiz öz halidir.
Ayrıca kitabın formatı çok güzeldi. Başını ve sonunu detayları kaçırmadan okumanızı öneririm.
Kitap içeriği bakımından kolay okunmuyor olsa bile dili son derece akıcıydı. Eğer konusu sizi çekerse elinizden bırakabileceğinizi sanmam :)
Karakter sayısı çok ideal, kafa karıştırmıyor, yormuyor. Bu durum benim için kitabı ve yazarı sevmemin bir diğer nedeni oldu.
Her okura tavsiye edebileceğim bir kitap.
Keyifli okumalar…
Yozo Oba, sevgilisi Sono'yla birlikte Kamakura'da denize atlayarak intihar eder. Sevgilisi ölür, Yozo ise balıkçılar tarafından kurtarılır ve deniz kenarındaki bir sanatoryuma yatırılır. Vaktini diğer hastalarla, ziyarete gelen dostlarıyla ve hemşiresiyle geçirirken herkes Yozo için neşeli, hatta soytarıca bir atmosfer yaratmaya çalışır. Yozo ise hatalarla dolu geçmişini, Sono'yu ve umutsuz geleceğini düşünmektedir.
Yozo bize "insan türünün diline hiç mi hiç inancının olmadığını" söylüyor. Kendisi de dahil, bütün insanların
"...hayatı karşılıklı olarak kandırılıp hiçbir şeyin farkına varmadan geçirdiğinde" inanıyor.