Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Atatürk Nedim Paşa Oteli'ne geldiğinde yere Yunan bayrağı serildiğini görür. "Bu nedir?" diye sorar. "Çiğneyin Paşam, Kral Konstantin geldiğinde bizim bayrağımızı ezmişti" yanıtını alır. Fakat Atatürk, "Hata etmiș. Bayrak bir milletin șerefidir, kaldırın onu oradan." der."
SANAT ADAMI ATSIZ RUHLARA İŞLEYEN ŞİİR. Atsız'ın sanat hayatı şiirle başlar. Biz de onun şiiriyle başlayalım.
Reklam
"Bizim halkımız şapka giyene gâvur der." "Evet, zavallılara öyle öğretilmiş de ondan." Fuat Bulca söze karıştı: "Yobazların halkı kışkırtmalarından korkarım." Gazi de ayağa kalktı: "Onlar bir zamanlar fese de, matbaaya da, rasathaneye de, ordunun ıslahına da karşı çıkmışlardı. Ne yapacağız? Üç beş yobazla, onlara katılacak safdiller, gafiller yüzünden yerimizde mi sayacağız? Halk yobazların peşinden gitmemek gerektiğini Milli Mücadele sırasında çok iyi anladı. Yobazlar Yunan'ın, İngiliz'in yanındaydı. Yurtsever dindarlar ise namus bayrağı altında toplandılar. Böylece vatanımızı, bağımsızlığımızı, onurumuzu kazandık. Kastamonu halkı için bağnaz, gerici filan diyenler var. Bunun iftira olduğunu biliyorum. Milli Mücadele’yi en candan destekleyen, en çok asker veren, çok yurtsever bir ilimizdir."
Sayfa 150Kitabı okudu
Atatürk Nedim Paşa Oteli’ne geldiğinde yere Yunan bayrağı serildiğini görür. “Bu nedir?” diye sorar. “Çiğneyin Paşam, Kral Konstantin geldiğinde bizim bayrağımızı ezmişti” yanıtını alır. Fakat Atatürk, “Hata etmiş. Bayrak bir milletin şerefidir, kaldırın onu oradan.” der.
Sayfa 31 - MASAKitabı okudu
Büyük Ayrılık, Alıntı
"Yaşa Mustafa Kemal Paşa.... Yaşa..." Otomobilden indi başkumandan. Üstüne çiçek atan kızların, ellerindeki küçük bayrakları sallayan çocukların ve gözyaşlarını tutamayıp ağlayan yaşlıların içinde ilerledi, merdivenleri tırmandı. Verandaya gelince durdu. Bir anda neşesi kaybolmuştu. Kapını önüne serilmiş örtü dikkatini çekmişti. Sertçe sordu: "Nedir bu?" Orta yaşlı bir hanım öne çıkıp yanıt verdi: "Yunan bayrağı paşa hazretleri ! Yunan Kralı Konstantinos da bu eve geldi... Ve içeri girmeden aynı yere serilen Türk bayrağını çiğneyerek geçti.. Başını kaldırarak çevresine baktı Mustafa Kemal: "O geçmişte hata etmiş. Şimdi ben onun hatasını tekrar edemem. Bir miletin istiklalinin timsali olan bayrak yerlere serilmez ve çiğnenmez! Kaldırınız.."
Sayfa 540 - Doğan KitapKitabı okudu
Atatürk Nedim Paşa Oteli'nde geldiğinde yere Yunan bayrağı serildiğini görür. "Bu nedir?" diye sorar. "Çiğneyin Paşam, Kral Konstantin geldiğinde bizim bayrağımızı ezmişti," yanıtını alır. Fakat, Atatürk, "Hata etmiş. Bayrak, bir milletin şerefidir, kaldırın onu oradan!" der. Daha sonra, "Peki Konstantin geldiğinde burada rakı içti mi?" diye sorar. "İçmedi Paşam," derler. "O zaman niye geldi!" diye keyiflenir.
Reklam
patlamış mısır kokusu burnumda
Bu Fırkanın bazı çapulcuları o kadar vatanperverdiler ki 14-15 Temmuz 1337 (1921)'de Yunan ordularının Eskişehir, Kütahya, Afyonkarahisar cephelerinde Milli Kuvvet ordularına karşı giriştiği taarruzda, Yunan ordularının muvaffakiyet haberi Adana'ya geldiği zaman kiliselerde, sokaklarda şenlik yapan, hatta at arabalarının hayvanlarının kulaklarına kadar Ermeni bayrağı takarak şehirde nümayiş düzenleyen Ermenilerden sonra -bizim Fırkacı efendiler olarak- Kemalistlerin tamamen dağılmaları, mahv ü perişan olmaları maksadıyla Şıhoğlu Camiinde Bekir Hoca'nın riyasetinde Mevlid-i Şerif okutturdular. Bu Mevlid töreninde bir an önce Mustafa Kemal ve arkadaşlarının da derdest edilerek Atina'da mahkeme edilip asılması için dua ettiklerini söylersem, hiç şaşırmayınız.
Lord Kinross bir yabancı olarak o günleri şöyle tasvir ediyordu: "İstanbul, İtilaf Devletleri'nin himayesi altında üzgün, umutsuz ve felaket duygusunun ağırlığı altında ezilmiş gibiydi. Herkes, şimdi artık bize istediklerini yapar korkusu içindeydi. Soğuk ve karanlık bir kış başlamıştı. Kömür yoktu. Tramvaylar işlemiyordu. Boğaz vapurları az ve seyrekti. Ana caddeler yarı aydınlık, yan sokaklar da kapkaranlık olduğu için hırsızlara, soygunculara gün doğmuştu. Polis azdı. Türkler evlerine kapanmış, kendi kendilerinin gölgesi gibi ancak -o da ateş pahasına- ekmek almak için dışarı çıkıyorlardı. Beri yandan, Rumlar sokaklarda caka satarak dolaşıyor ve rastladıkları Türkleri itip kakarak duvar kenarına sürüklüyor, geleni geçeni Yunan karargâhında dalgalanan mavi beyaz bayrağı selamlamaya zorluyorlardı."
Sayfa 190 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Tevazu ve Kibir
*TEVAZU-KİBİR* Bugünlerde bazı kavramlar, değerler üzerine düşünüp kafa yormak, konu üzerine biraz çalışma yapmak hoşuma gidiyor. Bugün tevazu ve kibir üzerine düşündüm.Gerçekten tevazu sahibi miyiz? yoksa o tevazu perdesinin ardında kocaman bir kibir abidesi mi duruyor? Öncelikle bu kavramların ne anlama geldiğini öğrendim. Ve bazı düşünceler
405 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.