Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İşte ölümcül döllerinden bu iki ailenin Doğar yıldızları sönük iki talihsiz sevgili, Yürek parçalayan acı yazgılarıyla bu iki genç Ölümleriyle toprağa gömer büyüklerin kinini. Ölümle mühürlenen aşklarının izlediği seyir Ve kimsenin değiştiremeyeceği, çocuklarının Yok olmasıyla son bulan ana babaların öfkesi
Sayfa 1 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
531 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Emile Zola sevdiğim yazarlardan biridir. Yazarın birkaç eserini okumuş, beğenmiş biri olarak Meyhane eserine çok fazla denk gelmemiştim. Ta ki kitaplığımdaki Nana eserindeki karakterin burda da geçtiği bilgisine ulaşana kadar. Ayrıca baş karakterimiz Gervaise' nin çocuklarından biri olan Etienne karakteri de Germinal eserinde karşımıza çıkıyor. Konusuna gelecek olursak, Gervaise' nin, birlikte yaşadığı sevgilisi Lantier' in onu terk etmesiyle her şey başlıyor. İki çocuğuyla ortada kalan Gervaise' nin karşısına çıkan Coupeau ile evlilik yoluna girmesiyle, yaşam mücadelelerine, değişen hayatlarına tanıklık ediyoruz. Evliliklerinden doğan çocukları Nana' nın yaşadığı hayat da gözler önüne seriliyor. Açlık, sefalet, yoksulluk mücadeleleri, içkiyle değişen hayatların getirdiği noktalar eşlikçimiz. Öyle bir nokta ki içkiyle ahlaksızlığa kadar giden yollar, sırf beş kuruş kazanabilmek için düşülen yollar, yok artık diyebileceğiniz olaylar, yürek burkan satırlar.. Ben çok sevdim, Zola severlere gönülden tavsiyemdir. Kitaplı günler dileğiyle..
Meyhane
MeyhaneEmile Zola · İletişim Yayıncılık · 20183,790 okunma
Reklam
Sana tahsis ettik yürek denilen arsayı; koy in cin top oynasın; koy anılar cirit atsın.
“...Sevda üstüne ne söylemişlerse yalandır. İçinde bir tek suret yaşayan yüreğe yürek mi derler Bir tek yaprak veren dalın boynun burarlar Bir tek meyve veren dalı keserler İnsan dediğin bir buğday tarlası gibi olmalı Esti mi rüzgar bir değil milyonlar için esmeli Bir tek meyve veren dalı kesmeli İnsan dediğin derya misali Üstünde milyonlarca dalga İçinde kıyametler kopmalı İnsan dediğin derya misali Uçsuz bucaksız olmalı. Gel çıkalım sevgilim gel Gel kurtaralım birler hanesinden Çekelim gidelim bir uçtan uca Açalım yüreğimizin kapılarını sonuna kadar Sevelim sevelim sevelim Sevebileceğimiz kadar...”
"Monptit, hayat budur işte. Hep gidem birileri olur. Ne yürek unutur ne özlemler ölür. Bunlar sevgimizde yaşamaya devam eder. Ama birileri, zamanı geldiğinde gitmek zorundadır."
Sayfa 255Kitabı okudu
Sevgili Tanrım! Akıp gidiyor ırmak kendi tatlı keyfince.
Bu dünya daha güzel başka neyin sahibi? Ruhsuzdur geçip giden bakmadan doya doya, İhtişamı mest eden böyle bir manzaraya: Sabahın görkemini tıpkı elbise gibi Giyiniyor şimdi kent; sükun içinde, çıplak, Gemi, kule ve kubbe, tapınak ve salonlar, Hem yerde boydan boya hem ta göklere kadar, Dupduru bir havada göz alıcı ve parlak. Vadi, taş, tepeleri bu günden daha önce Sabahla daha güzel yıkamış değildi nur. Ne gördüm ne hissettim böyle derin bir huzur, Akıp gidiyor ırmak kendi tatlı keyfince. Sevgili Tanrım! Her ev uykuda olsa gerek, Kıpırtısız yatıyor ve o muazzam yürek.
Sayfa 55 - Vakıfbank kültür yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Sevmek Güzel meslek Ama zor Can dayanıyor Dayanmasına Ama yürek Gitti gidecek
“Çünkü çocuğunu kaybeden bir anne için yaşanan her yeni gün ilk gün gibidir. Bu acı hiç yaşlanmaz. Yas giysileri yıpranıp ağarsa da, yürek hep karanlıkta kalır.”
Bir Beyaz Dilekçe... Altına imzamı atarım..
Bir beyaz dilekçedir Sana her yakarışım, İmanımla amelim, hem perdem, hem nakışım. Çalı bile, kendine sığınan kuşu itmez, Sen Gafur'sun, Aziz'sin, Senin keremin bitmez! Geldim işte kapına, kul senden ırak olmaz Sana adanmamışsa, yürek de yürek olmaz! Her Müslüman bir kartal, vurulur da pes etmez, Oruçtan tat alanlar kemik peşinde
yürek kendini tanır
pencereyi kapama gök dolabilir içeri sen neyi görebilirsin ıslak bir bulutun ağışını mı pencereyi kapama kuş dolabilir içeri sen neyi taşıyabilirsin kırık bir dalın yükünü mü Pencereyi aç Soluğun çıksın dışarı sen büyütmedin mi ciğerinde onu Kokusu hayatı yıkasın diye Pencereyi aç Sesin sarsın dünyayı Duyulur elbet ta ötelerden Yürek kendini tanır
Reklam
Sevgi biraz yürek ister .
Pencere
pencereyi kapama, gök dolabilir içeri… sen neyi görebilirsin, ıslak bir bulutun ağışını mı? pencereyi kapama, kuş dolabilir içeri… sen neyi taşıyabilirsin? kırık bir dalın yükünü mü? Pencereyi aç, soluğun çıksın dışarı, sen büyütmedin mi ciğerinde onu, Kokusu hayatı yıkasın diye? Pencereyi aç, sesin sarsın dünyayı, duyulur elbet ta ötelerden, Yürek kendini tanır…
Arkadaş Zekai Özger
Arkadaş Zekai Özger
Son insan yürüyor Tut elimden kaçalım Kaçalım kaçalım Bizi kimseler görmesin Arıyanlar bulmasın Tren duvarları sarsmasın Yürek bu kadar hızlı çarpmasın Kan böylesine hızlı akmasın Aşkın kulakları sağır Sesi boğuk olmasın
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
Aynadaki görüntüsüne, "Seni salak!" diye bağırdı. "Yazmak istedin, yazmaya da çalıştın ama yazacak hiçbir şeyin yoktu. İçinde ne var senin? Bazı çocukça kavramlar, birkaç az pişmiş duygu, çokça sindirilmemiş güzellik, koskoca ve kapkara bir cehalet, aşkla yanan bir yürek ve aşkın kadar büyük, cehaletin kadar nafile bir tutku. Yazmak istedin! Neden, çünkü hakkında yazabileceğin bir şeye başlamak üzeresin. Bir güzellik yaratmak istedin, ama güzellik hakkında hiçbir şey bilmezken nasıl yapacaksın bunu? Hayatın temel nitelikleri hakkında hiçbir şey bilmeden hayat hakkında yazmak istedin. Dünya senin için bir Çin bulmacasıyken ve varoluş düzeni hakkında yazabileceğin tek şey, onu hiç bilmediğinken, sen tutmuş dünyayı ve varoluş düzenini yazmak istiyorsun
Öğrenmek istersen merak taşırsın Yıkılmaz ocağa direk taşırsın Bir gövdede yedi yürek taşırsın Bilirsen sevdamı yarım bırakma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.