"Her ne olursa olsun Kut Han'ındır, töreyi o koyar. Budun düşünmez, Han budunun yerine düşünür,"
Sayfa 38 - METE HANKitabı okudu
-Doğru dersin Tümenbaşı'm ama yapabilecek bir şey var mı? Her şey ortada... Çin' in üstesinden geleceğiz Gök şahidimdir, bunu yapacağız.
Sayfa 44 - METE HANKitabı okudu
"Tümen daha iyiye gidiyor Tümenbaşı'm. Gün geçtikçe kıvama geliyor ama hala eksiklerimiz var," dedi Şad.
Sayfa 45 - TümenKitabı okudu
-Ey beyler, Bilmediğiniz çok şey vardır. Mesela sadece Çin meselesi değil. Çakallar dört bir yanımızı sarmıştır.
Sayfa 62 - METEHANKitabı okudu
-Han'ım eğer Şad'a izin verseydiniz Çin'e haddini bildirmeye devam edecekti. Üstelik bunu başarıyla yapıyordu. Hepimiz haberlerini alırız..."
Sayfa 62 - METE HANKitabı okudu
Şad oba meydanına geldiklerinde sıraya girmiş erlerine dönerek;"Dağılın, gidin sevenlerinizle, sevdiklerinizle hasret giderin. İki gün size İzin!" diye ortalığı inletti.
Sayfa 55 - ŞadKitabı okudu
Bahadır Şad Ata'sı konuşmadan konuşmazdı. Saygıdandı böyle yapması. Hun budunda büyük, bir şey sorar ise cevap verilirdi. Ona böyle öğretilmişti.
Sayfa 55 - BahadırKitabı okudu
"Ben müsaadenizi isterim Ata'm. Uzun yoldan geldim. Yaralıyım, Atacabaşı'nı bulmam gerek." dedi. Teoman Han ne yapmak istediğini çok iyi anlamıştı ama bu durum onun umurunda bile değildi
"Git Oğul müsaade senin!"
Sayfa 57 - METE HANKitabı okudu
Hayır kardeşim Osmanlı torunu falan değilsiniz. Osmanlıya hizmet etmiş köylünün torunlarısınız.
Yusuf Kayaalp
İngilizlere karşı kendi vatandaşlarına, elinize silah almayın, alırsanız onların yaptığını meşru hale getirirsiniz.
Sayfa 198 - Giz KitapKitabı okudu
"Bir er önce isim almakla başlardı hayatına. Önemli bir iş yapmadan hiçbir er isim alamazdı. Yaptığı önemli işin mahiyetine göre önce isim alırlardı ardından yaşı geldi denildiğinde erat olarak eğitilir, akınlara, savaşlara katılırlardı."