Tekil olarak bilim insanları ve rahipler hakikate çok kıymet veriyor olabilirler ama toplumsal kurum olarak bilim ve din, düzen ve gücü hakikate tercih eder. Tam da bu yüzden gayet iyi dost olabilir. Hakikat yolundaki tavizsiz arayış ruhani bir yolculuktur, dini ve bilimsel kurumların sınırlarında sürdürülemez.
Dahası modern tarihi, bilimle din arasında, özellikle de tek bir din, yani hümanizm arasında yapılmış bir sözleşme süreci olarak görmek daha doğru olacaktır.