Bahar mevsimini yaşamak isterken kavurucu yaz sıcaklarının ortasına düşmüştük, derilerimiz soyuluyor, içimizde sıtmadan etkilenmiş gibi derin bir huzursuzluk uyanmıştı…
Yüzlerimiz tanınamayacak kadar değişmiş solmakta olan yüzlerimiz camda yabancı gibi duruyordu. İplerin üzerinde kayıtsızca çırpınan çamaşırlar gibi solmuştuk.
Ne şafak vaktinin ılık esintisi kavrulmuş bedenlerimizi soğutuyor, ne güneşin alevleri içimizdeki soğukluğu durdurmaya yetiyordu, kendimizden kendimiz olmaktan uzaklaşıyorduk. Dünün yorgunluğuyla tükenen yarının endişesi iyice renksizleşen tenimize sızıyor, kendi kendimize dalıp hayallerde yolumuzu kaybediyorduk…