John Berger genellikle Görme Biçimleri adlı eseriyle tanınır.
Sanat eleştirmeni Berger'in bu kitabı felsefi denemeler tadında bir kitap. Pek çok şeyden bahsediyor. Hem şiir hem düz yazı biçiminde yazmış. Ve özellikle şiirlerini çok sevdim.
Kitapta göç, ev,zaman,ölüm, şiir, resim gibi konulardan bahsederek hepsini aşka bağlıyor sonunda.
Anlatımı çok naif ,çok duygusal ve çok içten. Başucu kitaplarından biri dönüp dönüp okunacak.
Kitabı bir öğrencime vermiştim ödev olarak.Cevap,ben şimdiye kadar hiç böyle kitap okumamıştım hocam,oldu.
Zihin açan, farkları farklı biçimlerde göstermeye çalışan kitapların ve bunlardan etkilenenlerin çoğalması umuduyla
Yorumm
HALEF-2(DÜŞÜŞ)
Yazarı: Leman VELİ
Yayınevi: Ephesus
Sayfa Sayısı: 432
Mihrinaz'ın bindiği aracın hacklenmesi sonucu freni tutmayan bir araçla dedesi ve şoförle seyir halinde iken kazanın ölümle sonuçlanması Zamir ve Baran tarafından engellenir. Bu vesile ile Azim Akşahin tarafından bu iki gence bir teklif gider. Zamir korumaların başına,
İnsan Ya Neden Yaşadığını Bilmeli Ya da Her Şey Saçma!
"Bence insan bir inanç sahibi olmalı ya da bir inanç aramalıdır kendine. Yoksa yaşamı boştur, bomboş... Yaşamak ve turnaların neden uçtuğunu, çocukların neden doğduğunu, yıldızların neden gökte olduğunu bilmemek... İnsan ya neden yaşadığını bilmeli, ya da her şey saçma." (Sf. 46)
İnanç yoksa her şey anlamsız değil mi? İnancı olmayan bir
"Değişiklik tutkunun inşasındadır"
Keşifler değişim getirir, sıradanlıktan kurtulmak için. Fotoğrafçılık merakı olan herkese tavsiye ederim. Herkesin bir tutkusu vardır benim tutkum da fotoğraf çekmek.
Yaptığın her şey beni sana bir kez daha âşık ediyor.
Kaleminde ki zerafet John Berger. Okuduğum en zarif ve naif kitaplardan. Her satırını keyifle okudum. Herkesin okuması gereken muhteşem bir eser. Felsefe aslında bir hasrettir, kendini her yerde evinde hissetme isteğidir..” “İnsan mutluluğu ender rastlanır bir olgudur.” “Çok önceleri, bir zamanlar resimler aynalarla karşılaştırılırdı..” ”Tepeden aşağı artık herkes kendi patikasının yolunu tutar. Dizlerinin yorgunluğu ya da otlar içinde bir sahibe gereksinim duymadan yolunu bulan vardır onların rehberi. Her biri kendi yuvasına çekilecektir. Geri döndükleri yer dünyadır ve aldıkları ilk armağan sunulan uzamdır; “Geleceğe güvenilmez. Gerçek olan an şimdidir..” Keyifli okumalar. Kitapla kalın...
Kış Yanıkları , bir taşra hikayesi…
This text has been automatically translated from Turkish. Show Original
A little sketch of humanity.
The faces that we are used to seeing in crowded cities but do not bother to look back. If you are in the countryside, you have to look at these faces more closely since you have nothing to care about or distract yourself. As you look, it is possible to see your own reflection, as if you were looking at the darkness within you. The countryside draws you in as it draws you in. You belong here now. And those people's story is also your story...
In fact, we should call this humanity. Who knows what the stories to which we turn our heads unless we look or see contain within them? İbrahim Aslaner's latest novel, Winter Burns, reminded me again of the human faces I turn my head to. Each person has a deep story that affects their present, and you want to understand it and touch its wound. Actually, the situation is no different for us. We have stories that prepare us for today, dark faces that we do not want to show to anyone. The author has spent a long time on this subject. The atmosphere he created, the cold of winter and the desolation of that district made me feel, left a very good impression about the book. It is a bit gloomy. I wouldn't be lying if I said that. But this reveals the success of the book. My desire to open the book and finish it in one breath has a lot to do with the fluidity and immersion of the story. My favorite character in the book was, of course, Cemile. Her headstrong stance and self-confidence. It was very special for me that he showed his confidence in every situation. Apart from the fact that I have a special sympathy for female characters, of course :) Kemal represents me, you and all of us who go to the countryside as part of their duty. There is an undeniable deep bond between us...
