Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
335 syf.
10/10 puan verdi
İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı'ni okudukça daha çok kitap okumam ve araştırma yapmam gerektiğini fark ettim... Çok fazla bilgi içerdiği için kitabın bir süre sonra beni yorduğunu itiraf etmeliyim ama buradan eserin sıkıcı olduğu vs. anlamı asla çıkarılmamalı. Her bir paragrafında ayrı bir bilgi barındıran eser, Tanzimat Dönemi’ni ekonomik, politik, askeri ve toplumsal açıdan anlamak için başvurulabilecek bir kitap. * Osmanlı Devleti’nin dünya devletlerinin gerisinde kaldığı anlaşıldığı vakit, çağa ayak uydurmaya çalışan Osmanlı idaresi ve aydınları kendilerini zorlayıcı bir yüzyılın içinde bulmuşlardır. Bu dönemde yaşanan ekonomik, politik ve sosyal felaketler Osmanlı’yı yenileşme-modernleşme, ‘’Batılılaşma’’ sürecine sokmuştur. Bu geri kalışın önüne geçme isteği Osmanlı’yı Anayasal sürecin başlamasına yönelmiştir. Tanzimat ve Islahat Fermanları bu süreci hızlandıran gelişmelerdir fakat Batılılaşmayı farklı yorumlayanlar iyileşme sürecini içinden çıkılamaz bir hale sokmuştur. Çok uluslu/çok dinli bir yapıya sahip Osmanlı’da ilk kez Halifelik makamının etkin kullanımı da toplumsal yapının daha da Arapvari bir kimliğe bürünmesine sebep olmuştur. İmparatorluğun Tanzimat Dönemi modernleşme çabalarının negatif etkilerinin günümüzde de devam ettiğini söylemek yanlış olmayacaktır.
İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı
İmparatorluğun En Uzun Yüzyılıİlber Ortaylı · KronikKitap · 20182,396 okunma
254 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Osmanlıyı anlamak
Eserde 19. Yüzyıl siyasi tarihi belgelere dayalı olarak ama roman tadında anlatılmış.Akıcı bir dili olan eser okurken yormuyor. Son derece karışık bir dönem olan 19. Yüzyılı anlamayı ve öğrenmeyi kolaylaştırıyor. Eserde yüzyılın tüm olayları ele alınmış. Olaylar padişahların bakış açılasından ele alındığı için aynı olaylar ilgili padişahlar döneminde tekrar anlatılmış. Bu sayede olaylara farklı açıdan bakma şansı elde ediliyor. Keyifle okunan bir kitap. Tavsiye ediyorum.
Osmanlının Sonbaharı
Osmanlının SonbaharıFüsun Genç · Zeyrek Yayıncılık · 20196 okunma
Reklam
XVIII. yüzyılı sevdiğimi birçok defa dile getirdim. İşin doğrusu bütün XVIII. yüzyılı sevdiğim söylenemez, ben Diderot'yu severim. Daha doğrusu, romanlarını severim. Daha da doğrusu, Kaderci Jacques'ı severim. Diderot'ya yönelik bu bakış açım elbette fazlasıyla kişiseldir, fakat olumlanmasının da pekâlâ mümkün olabileceğini düşünüyorum: Doğruya doğru, oyun yazarı Diderot olmasa da olur deyip geçmek mümkün; illa gerekirse, bu büyük Ansiklopedistin denemelerini okumadan da felsefe tarihini anlamak mümkün; fakat iddia ediyorum, Kaderci Jacques'ın yokluğunda, roman tarihi ne anlaşılabilir ne de tamam sayılır. Hatta şunu da ilave edeyim, bu esere en fazla zararı dokunan, dünya romanı bağlamında değil de yalnızca Diderot yazını bağlamında incelenmesi olmuştur; Kaderci Jacques'ın azameti, ancak Don Quijote'nin, Tom Jones'un, Ulysses'in ya da Ferdydurke'nin yanında göze çarpar.
Bir varyasyona girişKitabı okudu
Ortaçağ Bizans ve Balkan devletlerinin toplumsal-kültürel yapısını iyice tanımaksızın Osmanlı toplumunu anlamak mümkün değildir..
Sayfa 72
740 syf.
10/10 puan verdi
·
124 günde okudu
Cevap ; Coğrafya
“ Tarihi yapanlar imparatorlar veya entelektüeller değil, işlerin daha kolay , daha karlı ve daha güvenilir yollarını arayan milyonlarca tembel, açgözlü ve korkmuş insandır.” Avcı toplayıcılıktan - çiftçiliğe , köy yaşamından- devlet oluşumuna, Batı ve Doğu’nun binlerce yıllık gelişim düzeyini ( şu ana kadar elde edilen veriler ışığında ve bence
Dünyaya Neden Batı Hükmediyor
Dünyaya Neden Batı HükmediyorIan Morris · Alfa Yayıncılık · 201273 okunma
96 syf.
8/10 puan verdi
#insandankaçan #Moliere günümüzden epey bir yıl önce yazmış olduğu bu oyunla adeta hem kendi asrını hemde bu yüzyılı yaşamış olmalı Çağını, dönemin yaşantısını, insanını tanımak bir yana insanlığı anlamak başka bir yana işte Moliere böyle (de) bir yazar (mış) Ayrıca bu oyun ve karakterler Moliere'in kendi hayatından izler taşımaktadır. Alceste, Celimene, Philinte, gibi karakterler gerçek hayatta Moliere, eşi Armande, ve arkadaşı Fransız şair Nicolas Boileau'nün yansımasıdır.
İnsandan Kaçan
İnsandan KaçanMolière · İş Bankası Kültür Yayınları · 20131,281 okunma
Reklam
335 syf.
·
Puan vermedi
İlber Ortaylı'nın "İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı" adlı kitabı Osmanlı İmparatorluğu'nun 19. yüzyılını kapsayan önemli bir dönemi ele alırken, çeşitli yönleriyle derinlemesine inceler. Kitap, Osmanlı İmparatorluğu'nun 19. yüzyılda karşılaştığı iç ve dış zorlukları, reform girişimlerini, modernleşme çabalarını ve bu dönemdeki siyasi, ekonomik, kültürel ve toplumsal değişimleri detaylı bir şekilde analiz eder. İlber Ortaylı, Osmanlı'nın bu dönemdeki politikalarını, yönetim yapısını ve dönemin önemli olaylarını objektif bir bakış açısıyla ele alır. Kitap, Osmanlı İmparatorluğu'nun 19. yüzyılda yaşadığı çalkantılı dönemi anlamak için temel kavramları ve anahtar olayları detaylandırır. Ortaylı, imparatorluğun içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıları, askeri yenilgileri, toplumsal huzursuzlukları ve dış politikadaki değişimleri incelerken, bu olayların Osmanlı'nın sonraki dönemlerini nasıl etkilediğini de vurgular. Ayrıca, Ortaylı kitabında Osmanlı'nın modernleşme çabalarını, reform hareketlerini ve bu hareketlerin sonuçlarını detaylı bir şekilde ele alır. Tanzimat dönemi, Islahat Fermanı, Tanzimat Fermanı gibi belgelerin yanı sıra, Osmanlı'nın Avrupa ile olan ilişkilerini ve bu ilişkilerin Osmanlı toplumuna etkilerini de inceler. "İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı", Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerini anlamak isteyenler için kapsamlı bir kaynak olmasıyla öne çıkar. İlber Ortaylı'nın akıcı üslubu ve derin bilgisi, okuyuculara Osmanlı tarihini ve bu dönemin önemli olaylarını anlamaları için önemli bir fırsat sunar.
İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı
İmparatorluğun En Uzun Yüzyılıİlber Ortaylı · KronikKitap · 20182,396 okunma
Günümüzdeki dünyaya baktığımızda sadece İslam İşbirliği Teşkilatına üye 57 ülke bulunmaktadır. Bunun ötesinde, bütün bir yerküre üzerinde 2 milyara yakın bir insan kitlesi İslam dinine mensuptur. Ancak bu kadar büyük bir nüfusa sahip olan Müslümanlar, bu sayı ile orantısız bir şekilde yerküre üzerinde etkisiz bir görüntü sergilemektedirler.
Sayfa 56
Paracelsus, Pico de la Mirandola, Fichino ve yoldaşları dö­ nüşümün majik felsefi Pansofik bileşimini başlatmış olabilirler­ di. Bununla birlikte, bu Pansofik ya da Teozofik sentez en büyük meyvesini, İngiliz Rönesansı okültistleri John Dee, Thomas Va­ ughan ve Robert Fludd'un yazılan ve etkinliklerinin yanı sıra Fa­ ma Fraternitatis,
216 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Terör karşısında felsefe
“… bombalar hiçbir zaman, kurbanlarını bizzat ve vekaleten, sonradan meşru misilleme ya da terörizme karşı mücadele olarak sunulması kolay olacak bir şekilde karşılık vermekten alıkoyacak kadar ‘akıllı’ olmayacaklar.” Genç cumhuriyetin kuruluş yıllarında önümüze hedef olarak konulmuştu çağdaş uygarlık düzeyi. Çağdaş uygarlık açısından sonrası
Terör Günlerinde Felsefe
Terör Günlerinde FelsefeKolektif · Yapı Kredi Yayınları · 20083 okunma
Reklam
Denizaşırı Çinilierin "Çin" kavramı, ırk aynınma uğradıklarından "Qing'e Karşı Ming'i Yaşat" ta­lebiyle örülmüştü. Yen Ching-hwang'a göre "eğer Çin hükü­meti, Mançular yerine Han olsaydı, denizaşırı Çiniiierin 1911 Devrimi'ne kitlesel katılımları herhalde gerçekleşmezdi." Bu da Sun Yatsen'in "barbar Tatarları sürün, Çin kurtulsun" (quc­ hu dalu, hui fuzhonghua) sloganına yanıt gibidir. Devrimden sonra devrimciler Mançu karşıtı ulusal taleplerini hemen de­ğiştirip "Beş Uluslu Cumhuriyet" sloganına sarıldı. Aralarında Zou Rong, Chen Tianhua, Zhang Taiyan, Sun Yatsen, Wang Jingwi, Zhu Zhixin'in de olduğu devrimcilerin yüreklendir­ diği biçimde bunların Qing hanedanlığından ayrılıp bir Han cumhuriyeti kurma niyetinde olduklarını anlamak zor değildir.
Katılıyorum
Bir yüzyılı anlamak için yapılacak en kötü şey o yüzyılda yaşamaktır. Yakınlaşan bütünü kaybeder, uzaklaşan parçaların birleştiğini ve tarihi bir bütün haline geldiğini görür.
335 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Osmanlı Devleti, son yüz yılda yaklaşan sonu engellemek için modernleşme sürecine girdi. Tanzimat fermanı, Islahat fermanı ve Meşrutiyet’in ilanı bunlara verilebilecek önemli örneklerdir. Modernleşme ve “ Batılılaşma” Türkiye Cumhuriyeti’nin de temellerinin atılmasını sağladı. Zira son yüz yılda Avrupa örnek alınarak açılan kurum ve kuruluşlar yeni Türkiye’nin aydın kadrosunu oluşturmuştur. Bu bağlamda henüz tam anlamıyla oturmamış olan Türkiye Demokrasisini anlamak için okunması gereken bir kitap.
İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı
İmparatorluğun En Uzun Yüzyılıİlber Ortaylı · KronikKitap · 20182,396 okunma
155 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.