Amok koşucusu?
Bir Malezyalı bir gün otururken birden ayağa fırlıyor, hançerini kapıyor ve sokağa koşuyor... doğdoğru koşuyor, hep dosdoğru... nereye olduğunu bimeden. Yolda karşısına ne çıkarsa çıksın, insan, hayvan, hançeriyle vurup yere seriyor ve kan sarhoşluğu onu daha da öfkelendiriyor... Amok ismi buradan gelmektedir.
Doktor’umuz da bir kadının peşinden yardım etme uğruna böyle koşuyor, kendini Amok koşucusuna benzetiyor. Bir gemi yolculuğunda tüm olan biteni bir başka yolcuya geceleyin anlatıyor, tıpkı Satranç’taki gibi. Kurgunun olmadığı kitaplardan uzak kalınca araya böyle kısa Zweig kitabı sıkıştırmayı seviyorum. Bir solukta bitirilebilecek türden zaten, hikayesi güzeldi. Başarılı.