Mansur'un kuzeydeki direnişe karşı toplamda 57 zafer kazandığı söylenir: Abdullah, "düşmana karşı belirleyici zaferler kazandı," diye bitirir, "ve bu süre zarfında, İslam Endülüs'ü hiç yaşamadığı bir şan yaşadı, Hıristiyanlar da en büyük utançlarını yaşadılar." Onun becerikli, affetmez yönetimi altında, meşru halife ev hapsinde olmasına karşın, Endülüs zenginleşti.
Mansur acımasız olabilirdi ama aynı zamanda mükemmel bir stratejici ve yöneticiydi. Kurtuba ordusunu Kuzey Afrika'dan gelen Berberi askerlerle güçlendirdi ve vezir olarak yönetimi sırasında, Kurtuba Halifeliği kuzeydeki Hıristiyan krallıklar karşısında zafer üstüne zafer kazandı. Bir yüzyıldan fazla bir süre bağımsız Hıristiyan dükler tarafından yönetilen Barselona 985'te yakılıp yıkıldı. Pamplona kralı II. Sancho bir dizi küçük düşürücü yenilgi yaşadıktan sonra barış için Kurtuba'ya geldi, Mansur bunu kabul etti ve Sancho'nun kızıyla evlendi.
Zalimlerin önünde zafer işaretleri yaparız, karanlık aydınlanır...
“ Sıkıntı çekmeden rahat nerede bulunmuş? Savaşılmadan zafer nerede kazanılmış? ”
DEVLET UĞRUNA KENDİNİ FEDA EDEN KAHRAMAN: URUNGU (BOZKURTLAR DİRİLİYOR)
Olay Örgüsü
İncelemeye geçmeden önce yine uzunca bir özet verelim
Kür Şad ihtilali, Çin Kağanı Tay-tsung'u korku ve endişeye kaptırmıştır. Ne yapılacağını görüşmek üzere nazırlarını sarayda toplar. Çeşitli fikirler ileri sürülür. Sonunda Gök Türklerin Çin'den
Küba halkının, Batista diktatörlüğüne karşı silahlı zaferi, sadece, tüm dünya gazetelerinin yazdığı gibi destansı bir zafer olmakla kalmamış, Latin Amerika halk kitlelerinin davranışlarıyla ilgili eski dogmaları da yıkmıştır. Bu devrim bir halkın, gerilla savaşıyla, kendisini ezen bir yönetimden kurtulabileceğini elle tutulur, gözle görülür biçimde kanıtlamıştır.
Sançar'ın oklarla delik deşik, kılıç ve kargılarla paramparça olmuş gövdesi toprak ananın göğsünde yatıyordu. Yattığı yer kıpkızıl kan olmuştu. Güneye dönük olan yüzü hâlâ gülümsüyordu... Gece, tutsaklar ufukta bile görünmez olduktan sonra, gökten melekler indiler. Ötüken'in bu somurttuğu zaman söz etmiyen, güldüğü zaman dört yanı çınlatan hem asık yüzlü, hem şakrak yiğitinin, kahraman Yüzbaşı Sançar'ın topraktan yaratılmış gövdesini toprağa bırakarak, çelikten ve ateşten yaratılmış ruhunu göğe yükselttiler. Şeref ve zafer ilâhileri söyliyerek Uçmağa ilettiler." (s. 208).
Dil ve Üslup
Dil, Atsız'ın dilidir. Açık, duru, anlaşılır ve akıcı. Su gibi akar cümleler. Hiçbir cümle, hiçbir paragraf, anlaşılmazlığından ötürü sizi durdurmaz. Eğer duruyorsanız ve bir cümleyi, bir paragrafı yeniden okuyorsanız bu anlamadığınızdan değildir. Tam tersine çok iyi anladığınızdandır. Cümleler sizi can evinizden vurmuştur. Bir
Öğretmenler!
Ordularımızın kazandığı zafer, sadece eğitim ordusunun zaferi için zemin hazırlamıştır. Gerçek zaferi, cahilliği yenerek siz kazanacak, siz koruyacaksınız. Çocuklarımızı ve geleceğimizi ellerinize teslim ediyoruz. Çünkü aklınıza ve vicdanınıza güveniyoruz!"
Ne güzel şey hatırlamak seni :
ölüm ve zafer haberleri içinden,
hapiste
ve yaşım kırkı geçmiş iken...
Ne güzel şey hatırlamak seni :
bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin
ve saçlarında
vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının...
İçimde ikinci bir insan gibidir
seni sevmek saadeti...
