Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sanki zaman çağıldaya çağıldaya akıp gidiyordu. Uyumamalıydı. Zaman böylesine hızlı akıp giderken kim uyuyabilirdi? Uyumak zaman yitirmek demekti.
Sayfa 50 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
Zaman dediğimiz esrarengiz çizgi akıp giderken boğuştuğumuz sorunlara feda ediyoruz zamanlarımızı... Ardından koca bir yorgunlukla kalakalıyoruz. Eh işte insan zaten mutsuzlukların yansıması değil mi? Belki de sadece mutsuzlukları yansıtabiliyordur. Ancak bunu başarabiliyordur.
Reklam
Zaman akıp giderken hayatın anlamını belirleyen şey ona neyi ne kadar nakşettiğimizdir. Her acı, her sevinç, her haz ya da her keder hayata nakış gibi işlenmiyor; eğreti duruyor bazısı, veya üstümüzden geçip giden kuş misali değmiyor, dokunmuyor bize. Dokunanlarsa yakıyor, yıkıyor, yapıyor, bozuyor, kılcal damarlarımızdan kalbe sızıyor, sonra tüm vücudumuza yayılıyor. Karman çorman bir nakışa dönüşüyor tenimizin altında, üstünde. Tenimizin altındakidir bir yüzümüz üstündekiyse aynaya yansıyan kibrimiz.
Hayat kendi seyrinde akıp giderken aslında çoğu zaman yolunu kendi buluyordu. Onun isteğine hükmedeceğine sanan ama dünyada sadece misafir olan insan ne şaşacak bir haldeydi...
Neden birlik olmak, biz olmak için her zaman bir "öteki"ye, bir dış tehdide ihtiyaç duyuyoruz? Bu tehdit oluştuğunda kolayca "biz" olabilirken; neden günlük yaşam akıp giderken her günümüzü birbirimiz için cehenneme çeviriyoruz?
Sayfa 247 - kronikKitabı okudu
Gülen bir yüz, samimi bir kucaklaşma sandığınızdan çok daha değerlidir. Zaman hızla akıp giderken bu saniyelik anlar sizin bir ömür aynı heyecanı korumanıza vesile olur.
Reklam
Zaman akıp giderken hayatın anlamını belirleyen şey ona neyi ne kadar nakşettiğimizdir. Her acı, her sevinç, her haz ya da her keder hayata nakış gibi işlenmiyor; eğreti duruyor bazısı, veya üstümüzden geçip giden kuş misali değmiyor, dokunmuyor bize. Dokunanlarsa yakıyor, yıkıyor, yapıyor, bozuyor, kılcal damarlarımızdan kalbe sızıyor, sonra tüm vücudumuza yayılıyor. Karman çorman bir nakışa dönüşüyor tenimizin altında, üstünde.
Sayfa 143 - ÇıplakKitabı okudu
Pamfilya'nın Ruhu ~ Huriye TEMUR
"Şehirler ruhların emanetçileridir. Bu yüzden bazı şehirlerde insana dair her şey daha fazla hissedilir, bazı kültürlerin izleri daha belirgindir, bazı ölümlerin acısı daha taze, bazı doğuşların umudu daha aydınlık. Bu, şehrin ruhunun gücüdür. O kadar çok ruh karışmıştır ki ruhuna, canlı kanlı insanlarıyla zaman akıp giderken ardında kalanları hep birlikte yaşatırlar."
Sayfa 14 - Kepez Belediyesi Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Zaman akıp giderken hayatın anlamını belirleyen şey ona neyi ne kadar nakşettiğimizdir. Her acı, her sevinç, her haz ya da her keder hayata nakış gibi işlenmiyor; eğreti duruyor bazısı, veya üstümüzden geçip giden kuş misali değmiyor, dokunmuyor bize. Dokunanlarsa yakıyor, yıkıyor, yapıyor, bozuyor, kılcal damarlarımızdan kalbe sızıyor, sonra tüm vücudumuza yayılıyor. Karman çorman bir nakışa dönüşüyor tenimizin altında, üstünde. Tenimizin altındakidir bir yüzümüz, üstündekiyse aynaya yansıyan kibrimiz.
Zaman akıp giderken hayatın anlamını belirleyen şey ona neyi ne kadar nakşettiğimizdir. Her acı, her sevinç, her haz ya da her keder hayata bakış gibi işlemiyor; eğreti duruyor bazısı, veya üstümüzden geçip giden kuş misali değmiyor, dokunmuyor bize. Dokunanlarsa yakıyor, yıkıyor, yapıyor, bozuyor, kılcal damarlarimizdan kalbe sızıyor, sonra tüm vücudumuza yayılıyor.
Sayfa 143Kitabı okudu
735 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.