insan olmasaydın ne olmak isterdin?!
Zaman olmak isterdim. Herkes bana yetişmeye çalışırken, ben hiç kimseyi beklemezdim. Milyonlarca hayat akıp giderken geçmişe, ben geleceğe uzanırdım.🍀
hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların bir dakika bile çıkmıyorsun aklımdan koşar gibi yürüyüşün karanlıkta bir ışık gibi aydınlık gülüşün hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların uzak uzak yıldızlarla çevrilmiş kainatın karanlık boşluklarında akıp giderken zaman adımla nasıl berabersem öylece beraberiz seninle her saat seninle her dakika seninle her saniye gönlümüz mutluluğa inanmış olmanın gururuyla rahat koltuğumuzun altında birer dinamit gibi kellemiz ve sonra her zaman her ölümlüye aynı şartlar altında kısmet olmıyan gerçekleri görmenin aydınlığı alınlarımızda hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların sen bana kalbim kadar elim kadar yakınsın
Attila İlhan
Attila İlhan
Reklam
Bayram sabahları
Bir Bayram sabahında çocuk olmak, Evde bayram hazırlığı telaşı, çocuk yüreğimizde bayramda giyeceğimiz kırmızı ayakkabıların,en güzel elbiselerin heyecanını yaşamak, Ellerimiz kınalı sabahı beklemek ve kınalı ellerimizle giydiğimiz kıyafetlerin mutluluğu. Bir bayram sabahında çocuk olmak, Ellerimizde çantalar şeker toplama telaşı, Kirlenmesin diye kıyafetlerimizin endişesi Bir bayram sabahında çocuk olmak, Kurulan kocaman aile sofralarında karın doyurmak, Büyüklerin pamuk ellerine buse kondurmak, Ve alınan değerli haşlıkların sevinci, Gelen haşlıklar'la ne alacağımızın hayalini kurmak Sen ne güzel mutluluktun bayram sabahları... Bir çocuk yüreği işte bütün mutlulukların, En masum'unu,en heyecanını,en sevincini bir bayram sabahın da Yüreğimizde yaşamak... Ve.. zaman bir su gibi akıp giderken , Çocuk ruhumuz bayram sabahların da, Sevinçlerimiz kırmızı ayakkabılarda, Hayallerimiz gelecek nesillerin yaşayamayağı bayram sevinçlerin de kaldı. Gelecek nesillere aynı duyguları aktarabilmek,sevinçlerini çoğaltabilmek ve mutluluğu küçük şeylerde bulabilmelerine vesile olabilmek dileği ile şimdiden herkese iyi bayramlar ✨✨
ADIMLA NASIL BERABERSEM
hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların bir dakika bile çıkmıyorsun aklımdan koşar gibi yürüyüşün karanlıkta bir ışık gibi aydınlık gülüşün hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların uzak uzak yıldızlarla çevrilmiş kainatın karanlık boşluklarında akıp giderken zaman adımla nasıl berabersem öylece beraberiz seninle her saat seninle her dakika seninle her saniye gönlümüz mutluluğa inanmış olmanın gururuyla rahat koltuğumuzun altında birer dinamit gibi kellemiz ve sonra her zaman her ölümlüye aynı şartlar altında kısmet olmıyan gerçekleri görmenin aydınlığı alınlarımızda hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların sen bana kalbim kadar elim kadar yakınsın
Attila İlhan
Attila İlhan
Berzah 1.
Efkar yatağında yatmaktadır. Hemen yanında prize takılı olan telefonunun, 07:55 sabah alarmı çalmaya başlar. Cebelleşir ilk alarmı kaçırır. 08:05 alarmı tekrar çalar, baygın bir halde çalan alarmı kapatır. Yine rüya alemine dalar. Alarm 08:10 tekrar çalar, kapı da ikinci sağlam alarmı belirir… “Hadi oğlum işe geç kalacaksın, bismillah de
Bir kaç dakikanızı almak isterim.
Bir kaç gün önceydi. Yaşlı bir amcam var, Vedat amcam; yanına gittiğim. Bana Türk sanat müziğini sevdiren, beraber ud çalıp şarkı söylediğim. Hayatımın her anlamında bana destek olan, nasihat veren biri. Yanına bir oturun, neler görmüş geçirmiş ama hala iyi kalabilmiş. Gönlünde o kadar güzel çiçekler yetiştirmiş. Onunla konuşurken durgunlaşıyorum; kabullenmediğim kızdığım ne varsa her şeye kenara bırakıyorum, yine yanına gittim. Geçenlerde bir süre sohbet ettik. Sonra haliyle telefonu çok iyi kullanamadığı için bana kullanmadığı numaralar olduğunu ve silmemi rica etti. Altıya yakın numara sildik, bir ara durup “Vedat amca bunlar kim, neden siliyorsunuz,” dedim. Çok yakın arkadaşlarıymış, kimi musiki cemiyetinden kimi hacca beraber gittiği, hepsi vefat etmiş. Bunu söylerken gözlüklerinin altından dökülen yaşlara şahit oldum, o an tuttum kendimi. İçimde bir deniz çoştu, öyle bir burkuldu ki içim. Daha çok üzülmesin diye sustum ve sustum... Yanından çıktıktan sonra bir bankta ne kadar ağladığımı bilmiyorum, niye kıymet bilmiyoruz? Dünya telaşları çok mu önemli, niye vefalı değiliz? Zaman akıp giderken bir zamanlar aynı masada yemek yeyip içtiğimiz, aynı şeylere sevinip bir birimizin yaralarını sardığımız insanları unutuyoruz. Vefalı olmak çok mu zor? Unutmayın ölüm her şeyi siler, ölüm ağırdır, ölüm soğuktur üşütür sizi. Kıymet bilin, hala gözleriniz açıkken kırdığınız ve kırıldığınız dostunuz ve sevdiğiniz kimse varsa, bir adım atın bırakın küçük dağlar yerinde dursun…
Reklam
629 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.