368 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
Selam... Uzun bir zaman sevdiğiniz serinin yenisini beklerken sizde benim gibi sabırsızlanıyor musunuz... Sin, Evren Serisinin ikinci kitabı! Ve Sis’in devamı...İlk kitaptan hatırlatmalar yapmama izin verin.. Myra, ailesini kazada kaybetmiş genç kızımız dünyada okul geziinde kamp yaptığı esnada kendisini Mars’da bulmuş ve tüm bildiği
Sin
SinAyşe Gül · Otantik Kitap · 202414 okunma
- Bunu yapabilecek misiniz? dedi Augustin. - İnsan istiyorsa yapar, diye cevap verdi Violante. - Ama belki o zaman farklı bir şey isteyeceksiniz, dedi Augustin. - Neden? diye sordu Violante. - Çünkü değişmiş olacaksınız dedi Augustin.
Reklam
Bir Gecelik Tutuklanma: 14 Mart 1973 tarihli Cumhuriyet gazetesinde Atsız'ın tutuklandığına dair bir haber vardır: "Yazar Nihal Adsız, hakkında kesinleşmiş bulunan bir yıl iki ay hapis cezası için çıkarılan yakalama müzekkeresi uyarınca Emniyet Müdürlüğü İnfaz Bürosu tarafından dün tutuklanmıştır." (Akgöz 2016: 232'den). 12/13
Ey nefsim! Deme: "Zaman değişmiş, asır başkalaşmış, herkes dünyaya dalmış, hayata perestiş eder. Derd-i maişetle sarhoştur." Çünki ölüm değişmiyor. Firak, bekaya kalbolup başkalaşmıyor.
07 Mayıs2020 CORONA REZERV/Mİ OLDU DOLARA?... IMF ve Dünya Bankası'nın Corona için ayırdığı milyar dolarlar,Swaplar, belirlenen ülkeler için yapılacak yardımlar...! Dünya genelindeki büyük salgınlarda para dengeleri sürekli değişmiş. Örneğin Marsilya Salgınında Fransız Frangı, Kolera Salgınında İngiliz Sterlini, İspanyol gribinde de Amerikan doları yükselişe geçmiş... Değişmeyen gerçeklerden biri de; bu tarz dönemlerde küresel ekonomiyi yönetenlerce, yardım yapılan ülkelerin 'tavuklarına değil her zaman yumurtalarına" göz dikilmiştir. Bilirler ki; tavuklara el konulursa, beklenen yumurtalara hiç bir zaman sahip olamayacaklar...
Ey Nefsim; Deme zaman değişmiş, ölüm değişmiyor.
Reklam
Değişmiş hep buraların düzeni Kaç zaman olmuş senin beni üzeli Kalbim şimdi saymaya başlasa Ancak biter
Bir akşam limanda yürüyüşe çıktım; Buenos Aires’te yaşarken edindiğim bir alışkanlıktı bu; yelkenlilerin, eski tuğla tersanelerin, vinçlerin, gemilerin, denizcilerin ve martıların arasında dolanırdım. Ne zaman oraya dönsem yapardım bunu; sanki bir şehrin sırtında ve önsözünde taşıdığı bir gençlik kitabının sayfalarına dönmek gibiydi. Fakat burnu havada lokantalar, çatı katları, kafeteryalar ve kapıcılar buldum karşımda; hepsi öylesine değişmiş, gururla sunulmuş ve fena halde pahalı bir dünyaya aitti ki fırlatılmış bir taş gibi kaçtım oradan.
Sayfa 25 - Jaguar Kitap
232 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 6 days
İl Deserto Dei Tartari
"Belirli bir zamanda, arkamızda bir kapı kapanır, kapanır ve bir şimşek hızıyla kilitlenir; geri dönecek zaman kalmamıştır.." Bu şaheser, 1939-1940 yıllarında 2.Dünya Savaşı'nın en ateşli zamanlarında yazılmış, 1949 yılında Fransa'da ki çevirisiyle beraber dünyaca ünlenmiş olup günümüze kadar etkisini sürdüren bir baş yapıt ve
Tatar Çölü
Tatar ÇölüDino Buzzati · İletişim Yayınevi · 201813.2k okunma
Yolumun yoldaşı, Ruhumun öz eşi derken, sapladın bir kör bıçak
… Yeni moda aşklar böyle mi, hadi sıradaki yani öyle mi Bu kadar mı değişmiş dünya, ben sevmem o zaman Fırlatırım dünyanın suratına bütün zevklerimi Satmam ruhumu, bir daha da kalbimi yormam o zaman …
Sayfa 94 - Metis YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
O zamana değin, çocukken insana sonsuz gibi görünen bir yolda, yılların yavaş yavaş ve hafifçe geçtiği, böylece hiç kimsenin akıp gittiklerinin ayırdına varmadığı bir yolda, hep ilk gençliğinin kaygısızlığıyla ilerlemişti. İnsan bu yolda sakin sakin, çevresine merakla bakarak ilerlerdi, aceleye gerçekten hiç gerek yoktu, ne arkanızda sizi
Ey nefsim! Deme: 
Zaman değişmiş, asır başkalaşmış, herkes dünyaya dalmış, hayata perestiş eder. Derd-i maişetle sarhoştur." Çünkü ölüm değişmiyor. Firak, bekaya kalbolup başkalaşmıyor. Acz-i beşerî, fakr-ı insanî değişmiyor, ziyadeleşiyor. Beşer yolculuğu kesilmiyor, sürat peyda ediyor.
Haftalık Türkçü Dergi: Orkun: 06 Ekim 1950'de Atsız ve arkadaşları Orhun dergisini yeniden çıkardılar. Yalnız derginin adında küçük bir değişiklik vardı. Orhun değil Orkun idi. “Orkun'un tarihçesi” başlıklı ilk yazıda derginin, 1933-34'te dokuz sayı, 1944'te yedi sayı çıkan Orhun'un devamı olduğu belirtiliyor; “Şimdi
Bilinen tarih boyunca, olasılıkla Neolitik Çağ'ın sona ermesinden bu yana, dünyada üç tür insan olagelmiştir: Yüksek, orta ve aşağı. Bunlar kendi içlerinde de pek çok alt bölüme ayrılmışlar, sayısız ad taşımışlar, sayıları ve birbirlerine karşı tutumları çağdan çağa değişmiş, ama toplumun temel yapısı hiçbir zaman değişmemiştir.
ONLAR Onlar ki toprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar çokturlar; korkak, cesur, câhil, hakîm ve
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.