Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Stream of Consciousness
Eski bir öyküdeki gibi zamanı paranteze almaya çalıştım. Ortaya çıkan elbette modern bir anlatı oldu. Beklenen, yalnızca yaşamın içerisinde yıllar boyu biriken tasavvurların çizgiselliğinde var olan akışlara eklenmekti. Karakterler, konfor alanlarına yerleşirken taşlaşmışlardı. Hiçbirinin kendi zamanları dışındaki bir zamanı algılama kapasitesi ve
Bişeyler Lazım
Mutlu olmak lazım geçmiş, şimdi ve gelecekte. Peki bu üç zamanı kimin, neyin tekliğinde birleştireceğiz. İşte herkesin merak ettiği soru bu. Varoluşumuzun amacının ne olduğu. Dileklerimizi gerçekleştirmek için hissettiklerimizi duyabilmek için bir amaç lazım insana. Ondan da öte bir insan lazım insana. Herşeyi mümkünmüş gibi hissettirecek. Bırakıp gitmeyecekmiş gibi hissettirecek. Gözleri Geceyi hatırlatacak. Umudu. Sevmeyi falan değil yalnızlığı. İki kişilik bir dünyayı hatırlatacak. Çok uzaktayken bile yakını hatırlatacak. Karanlıkta beyazı, kötülükte iyiliği hatırlatacak, acıyı, çaresizliği, yokluğu, cehennemi, üşümeyi, ölümü unutturacak. Gökyüzünü, Sevinci, samimiyeti, yıldızları, varlığı, maviyi, sevdayı, ruhu, ümidi, şiirleri, yaşlanmayı hatırlacak insana kendini hatırlatacak bir çift göz lazım insana. Ve eğer bi tane bulduysan kaçırmayacaksın öyle. Sarılacaksın sımsıkı. Tek bedende iki kalp olana kadar sarılacaksın. Öyle bi sarılacaksın ki vazgeçmek mümkün olmayacak. Sanki tüm hayatın boyunca bu anı bekliyormuşsun gibi. Sonsuz gökyüzünü kucaklıyor gibi. Yanlışı doğruyu düşünmeden. Gözlerini kapattığında başka dünyaya açacaksın sarıldığında kollarını. Sıcaklığı güneşi korkutacak. Kokusu melekleri utandıracak. Sarılacaksın. Hayata inat gibi. Sadece sen hissedeceksin. Ve sarıldığın hissedecek seni. Tüm dünyaya biz sarılıyoruz diye bağıracaksın mesela. Saçma hareketler yapacaksın. Kimse anlamayacak ama sen ve o bileceksiniz. Yitirmek gibi bulmanın da zamanı olduğunu bileceksiniz. Ve o zamanın geldiğini. Bileceksiniz. G.G