Rüveyda
Alaca bir at koşar içimde Zamansız, mekansız nefese doğru
Pastırma Yazı
böyle zamansız güneşli, umulmadık mavi günlerde bir bekleme salonu yalnızlığına bürünüyorum.. iliklerimdeki yitik aşkı sarhoş bir unutkanlığa ilikliyorum... sanki şiirini bilmediğim bir fransız akşamında kaldırım taşlarını sayıyorum kalbimin.. içimde ayak izlerin, aylak bir yaz geçiyor avuçlarımdan... ve ben ne zaman, kiminle sevişsem hâlâ seni aldatıyorum!
Reklam
ben ki zamansız bahçeleri kucakladım güzeller bende kaldı İbrahim gönlümü put sanıp da kıran kim Asaf halet Çelebi
Birbirlerini çoktan beri, daha doğmadan önce tanıyorlardı sanki; ama bir taraftan da geçmiş günlere ait bütün hatıralar hafızalarından silinmişti; zamansız, ebedi bir "şimdi" içinde yaşıyor gibiydiler.
"İnsan ikiye yarılmaz, insan yarılır içinden, geçmişinde türlü kılığa bürünmüş her yaş ve acıdan türlü çeşit kendi fışkırır."
Sayfa 62
Zamansız. Sonrasız. Ben gibi!!
Reklam
Bir gün rastgele yürürken Istanbul'un her hangi bir sokağında Tenim güneş altında erirken Tüm bedenler bir sokağa aktığında Öyle kalabalıklar için de Yalnızlağımla rastlasam sana... Uzun bir yolu yürürken yalnız Denize bir kulaç atmışım, maviliğe Yüzünde hüznümün yüzü bir yüz Diyorum ki öyle yakınım sensizliğe Öyle bir zaman içinde Öyle ansızın rastlasam sana... Gezdiğin yerleri, gözünden her an Görmek efkâr verir, zor fasıl Ne mavi ne ağaç... nedir derman Nerde bulurum senin yalnızlığını asıl Öyle bir mekan içinde Öyle zamansız rastlasam sana... Bir insan en çok nereyi sevse Yalnızlığı da oraya aittir.... Öyle bir gaib tabut içinde Öyle günahsız rastlasam sana
355 syf.
·
Not rated
Tekrar ve tekrar, mükemmel bir başyapıt. İnanılmaz bir alıntı. Dürtüleri harekete geçirmek için inanılmaz bir öneri. Eser hakkında konuşmaya başlamadan önce, eserden şu alıntıyı yapmak istiyorum: "diğer insanların yüzüne bakabilmek için önce kendinizin yüzüne bakabilmelisiniz. çoğunluğa bağlı olmayan tek şey kişinin vicdanıdır." Tek
Bülbülü Öldürmek
Bülbülü ÖldürmekHarper Lee · Sel Yayınları · 201472.4k okunma
Yollara, yolculara sordum!
Gül sundum yediler, koklamadılar Armağan can verdim saklamadılar Gittim... gelir diye beklemediler Kaybolan gölgemi yollara sordum. Getirdim yanıma ayı bir karış Ölçtüm ki dağların boyu bir karış Şehiri bir adım, köyü bir karış Damlada denizdir en küçük derdim. Savurdum, eledim, seçtim zamanı Yaprak yaprak, tel tel açtım zamanı Haftada üç asır geçtim zamanı Nereye gittimse zamansız vardım. Yırtıldı ruhlara çizdiğim resim Yazık, kulaklara sığmadı sesim Yaşadığım şimdi beşinci mevsim Çağın çilesini sırtıma sardım. (Beşinci Mevsim) Abdurrahim Karakoç
Hangi çağın gelişidir bilmem, gülüşün Soluk bir dünyanın mezarlarına Gömerek gurbetimi Kapadı karanlığa Yesrib, kapılarını Meydan okuyuşun çağın ordularına Bilmem hangi mevsimin başlangıcıdır Doruklardan öte hevese doğru Alaca bir at koşar içimde Zamansız, mekânsız nefese doğru
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.