Öfke kralı
ÖFKE KRALI || ANA HUANG
O, hiç istemediği eş... ve sahip olacağını asla düşünmediği zayıflıktı.
Bir tarafta zalim, kibirli ve titiz bir adam. Diğer tarafta zarif, azimli ve terbiyeli bir kadın. İkisi de hayatlarının değişeceği o anlaşmayı imzalarken hayat onlara daha büyük bir oyun oynuyordu. En büyük korkuları artık kalplerinde ki olmuştu yani birbirleri.
İkisi de aileleri tarafında bir çok kez eleştiriye maruz kalmışlardı. Özellikle de Vivan. Hayatını değiştirecek adamın yani babasının onu sürüklediği bu duruma başlarda üzülse de zamanla hem duygusal hem de kalp olarak değişiyordu.
Yapabilecekleri en kötü şeyi yapmış birbirlerine alışmış, birbirlerini aşık olmuşlardı. Zamanla duyguları değişmiş o korktukları duyguyu tatmışlardı.
Çarpık Aşk serisinden tanıyoruz yazarı. Yeni bir serüven başlattığı Günahın Kralı serisinin birinci kitabı ile geldim. Dante ve Vivan.. İki birbirine zıt kişi. Ama ne demişler zıt kutuplar birbirini çeker. Bu hikayede de olduğu gibi.
Nefretten başlayan bir aşk okumak istiyorsanız tam size göre. Karakterlerin zamanla değişimi ve özellikle kendileriyle verdikleri duygusal savaşları da okuyoruz. Bu kitapta Çarpık Yalanlar kitabından Christian da yer almış. Ama Çarpık Oyunlar serisinden de mini de olsa bahsediyor yazar.
Bu Nefretten başlayan aşk serilerine eklediğim harika kitap ile sizlerleyim sevgili papatyakokuluokurlarım.
Yetişkin okurlar içindir.
#öfkekralı #kingofwrath #kingofwrathedit #anahuangauthor #martıyayınları
Öfke Kralı 
Ana Huang
Benimle mi evleneceksin? Ama bu pek saçma bir şey yavrucuğum. Niçin? Biz birbirimizle, kilisenin ve medeni kanunun emrettiği şekilde evleneceğiz de ne olacak sanki? İlmihal kitaplarında bize öğretmiyorlar mı; evlilik denen şey, insanlar evlensinler, Tanrı'nın rızasını alsınlar, Tanrı'ya evlat yetiştirsinler diye kondu. İkimiz evlenelim ha? Ne de güzel bir çift olurduk hani! Tanrı ne de hoşnut olurdu yok mu! Ah, benim küçük sevgilim... (Bu sözleri söylerken bir iğ gibi ince o sağ elinin o gayet narin, zarif parmaklarını Don Juan'ın burnu üstünde gezdiriyordu.) Ne senin ne de benim üzerime hiç kimse, takdis dilekleriyle Tanrı inayetini indiremeyecektir. Tanrı'ya evlat yetiştirmek... Tanrı'ya evlat yetiştirmek!
Sayfa 72
•Her Kalp Kendi Şarkısını Söyler•
"İnsan biriyle geçmişi dahil her şeyi paylaşmayı göze almadan, onu gerçekten sevdiğini nasıl iddia edebilir ki?
Her Kalp Kendi Şarkısını Söyler
Merhabalar herkese... Jan - Philipp Sendker'ın harika kaleminden beni benden alan kitabı Her Kalp Kendi Şarkısını Söyler'in kendimce incelemesi ile buradayım. Nasıl başlamam gerektiğini bilmiyorum fakat o kadar
1980'lerin sonlarında İstanbul'u sık sık ziyaret etmeye başladım. Daha doğrusu, Müslüman Birleşmiş Milletleri işlevi gören İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) tarafından 1982 yılında kurulan Uluslararası İslam Tarih, Sanat ve Kültürü Araştırma Merkezi'ne (IRCICA) geliyordum. Davet sahibi IRCICA Genel Direktörü Ekmeleddin İhsanoğlu idi. Zarif, iyi giyimli ve uluslararası diplomat tipinde bir adam olan İhsanoğlu, IRCICA karargahını tarihi Yıldız Sarayı kompleksinde kurmuş ve mekanı büyük bir sevgi ve titizlikle yenilemişti.
Sayfa 270 - Mahya YayıncılıkKitabı okuyor
İnce ve zarif dalları göğe uzanmış bir kutlu ağacın altında oturup bir bardak su içerken yanıma gelen adama dedim ki ey adam sen biliyor musun ki bizim böyle ağlamaklı oluşumuz ve kırgın ve dalından kopmuş bir yaprak gibi sahipsiz ve böyle öfkeli sert savaşçı ama adamakıllı kederli ve biliyor musun ki bizim böyle gözü yaşlı bağrı başlı ağlamaklı hüzünlü ve efkarlı oluşumuz nedendir?
Sayfa 266Kitabı okudu
Arkadaşım Esma Barlas'a "Şeriatın kadınlarla derdi nedir?" diye sordum. Esma, Pakistan Dışişleri Bakanlığında görev alan ilk kadınlardan birisiydi. Bu zarif diplomatın umut vaat eden kariyeri, Devlet Başkanı Ziyaülhak tarafından, Esma'nın askeri rejim hakkındaki eleştirileri yüzünden kesilmiş ve işten atılmıştı.
Sayfa 241 - Mahya YayıncılıkKitabı okuyor