"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
TÜRK EDEBİYATI İÇERİSİNDE EN BEĞENDİĞİM İLK 10 ESER İÇİNDESİN
Neden mi? Başlayalım o halde.
Peyami Safa'yı herkes sevmez. Bunu hala anlayabilmiş değilim. O kadar dergi alıyorum yahu dedim ben neden hiç kapakta bir 'Peyami Safa' göremedim bugüne kadar? Nedir bu ön yargı?
Hep aynı yüzler dönüp dolaşıp karşımıza çıkarken neden bu muhteşem yazar,
Merhaba Kitap Dostlarım!
Uzun zaman oldu inceleme yazmayalı. Bunun çeşitli sebepleri var, ama şimdi anlatmanın sırası değil. Şimdi çok daha önemli bir konumuz var. TECAVÜZ!
Tecavüz kelimesi, söylerken bile bizi bu kadar etkiliyorken, bir de yaşayanları düşünelim. Şimdi hepiniz, düşünmek bile istemiyorum, diyorsunuzdur eminim. Ama düşünelim bir
Hani bazı kitaplar vardır okuduğunuz zaman suratınıza tokat yemiş gibi hissedersiniz. İşte ben şu an öyleyim. Kaç gündür suratıma tokat yemiş gibi dolaşıyorum. Yediğim lokmalar boğazıma düğümleniyor. Hüseyin'in, Fatma'nın, Sefer'in yokluktan yiyemediği için, bu dünyadan göçüp gittiği, o lokmalar boğazımdan bir türlü geçmiyor.
Kitap bitene kadar
"Spoiler İçerir.. "
Yazarın sözüyle başlamak isterim : Gerçek Bir Kadının Öyküsüdür Bu Kitap ..!
Psikiyatrist olan yazarımız Kanatır Cezaevi'nde bir grup kadın mahkumun kişilik yapıları üzerine bir araştırma yürütmeye başlar . Sonra diğer mahkumlardan ziyade Firdevs adında mısırlı bir kadın mahkum dikkatini çeker . Firdevs 10 gün sonra
Nejat İşler Kitapta birden fazla farklı öyküler bulunuyor .En çok kere beğendiklerimiz Ahmet ‘in Öyküsü ve Biz Zavallı Erkekler . Biraz argo kelimeler bulunuyor ama ben yine de beğendim .
Aaa! Nasıl olur ya ama "Bunlar Avrupa ülkeleri"
Diyor ki ''Avrupalıları çok iyi tanıyorum. Elli yılımı verdim''
Keşke 50 dakika da Avrupa tarihi hakkında birkaç sayfa okusaydınız.
💥İsviçre'de 1800'lü yıllarda tarımda makine kullanımı yaygın değildi. El emeğine daha ziyade ihtiyaç duyuluyordu. Ucuz iş
Sosyoloji profesörü Diana Scully, on yıl süren araştırma ve inceleme çalışmaları neticesinde bu kitabı topluma kazandırmıştır. Kendisi bu süreçte tutuklu tecavüzcüler ile ilgili araştırmalarda, Ulusal Akıl Sağlığı Enstitüsü'nün Tecavüzü Denetleme ve Önleme Ulusal Merkezi tarafından desteklenmiştir. Bu merkez ABD'de 1975 senesinde kurulmuştur.
Biz kadınlar sizleri kusurlarınızdan dolayı sevmesek haliniz ne olur! Hepiniz zavallı birer bekar olarak kalırsınız. Gerçi, durumunuz yine de pek değişmez ya. Bütün evli erkekler bekar gibi yaşıyor, bütün bekarlar da evli erkekler gibi.
Kitap İslamı doğru anlayamamış Hamza adında müslüman bir gencin; ‘izm’ler düzenini, eğitim sistemini, bilinçsiz müslümanları, İslami ölçülere uygun kitap yazmayan yazarlarımızı, ilk Türk kadın tiyatrocumuz Afife Jale’yi, Atatürk ilke ve inkılaplarını, çağa uygun olarak gelişen teknolojiyi ve ona maruz kalan küçücük çocuklarımızı, ünlü dünya
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum.
-Sevgi,
Kilidi olmayan tek hazinedir.-
-Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet
Hukukçu ve araştırmacı olan İlhan Arsel'den beyinlerde şimşekler çakmasına sebep olabilecek sert bir kitap. İlhan Arsel, okuyucularına İslam dini içerisinde kadına yönelik ayrımcılığı, gericiliği anlatmış ve sert bir şekilde eleştirmiş. Bunu yaparkende Kuran-ı Kerim'den ayet, sahih hadis ve birinci elden İslami kaynakları kullanıyor, yani boşa
Erkek özgüvensiz olunca kendisine tabiri caizse başı önde kadın almak istiyor.
-Kadın okumasın.
-Kendi parasını kazanmasın.
-İş hayatı olmasın, evden çıkmasın.
-Sosyal hayatı olmasın.
-Hatta telefonu olmasın.
-Fazla arkadaşı olmasın.
-Haklarını-özgürlüklerini bilmesin.
-Kocasını otorite kabul etsin.
-Dövse kabullensin, sövse kabullensin.
-Boşanmayı aklına bile getirmesin.
-İtaatkar olsun.
Böylece erkeğin kadın üzerinde tahakküm kurması kolaylaşsın. Kadına güvenmek yerine onu eve hapsetsin. Kendi dışarıda kadınlarla gayet insancıl bir şekilde muhatap olsun ama karısı namahrem görünce kaçacak delik arasın. Kadın kendisine bağımlı olsun. Cesareti olmasın. İdaresi kolay olsun. Kadın, elinin altında olsun.
Ama kadına öyle bir anlatalım ki bunları; kendisinin ezildiğini, itildiğini, değersizleştiğini düşünmesin. Aksine kocasının onu korumaya çalıştığını düşünsün. Hapsettiğini değil muhafaza ettiğini düşünsün. Kocam beni çalıştırmıyor ne güzel eve ekmeği o getiriyor, desin. İşte kadınları öyle bir manipüle edelim ki canla başla haklarının ellerinden alınmasını savunsunlar.
Özgüvenli erkeklerse tam tersidir. Onlar kadınlarına değer verirler. Karılarının güçlü ve haklarını bilen bireyler olmasını isterler. Kendini savunmasını bilsin derler. Ben ölürsem, ben gidersem, ben boşanırsam bir zavallı gibi ortada kalmasın derler. Bilgili ve bilinçli bir anne olsun ki çocuklarımı da öyle yetiştirsin derler. Kendi kızını başka bir erkeğe köle olsun diye yetiştirmezler. Kocası dövünce 'Kocamdır döver' diyip susmasın isterler. Özgüvenli erkekler güçlü kadınları severler.
Sevgili https://1000kitap.com/meleenk Körleşme'yi okumaya başlayınca aramızda bir sohbet geçti ve çok uzak olmayan o kutlu vakte gitti geldi zihnim. Benim incelemem de okumak isteyen arkadaşlar için ve zaten okumuş ama bir göz gezdirmek isteyenler için burada dursun.
1)İnsan dönem dönem sıradan, normal bir hayat yaşıyormuş değil de sanki biri