İskeleye inen taş merdivenlerin üstünde durduğum zaman ay da Adalar üzerine gelip durmuştu. Deniz uyuyordu. Ceneviz kalesi uyuyordu. Gurzuf ağır ağır soluyarak uyuyordu; ben ise orda, iskeleye inen taş merdivenlerin üstünde oturmuş, ağlıyordum. Hor, yetim, kimsesiz bir çocuk gibi ağlıyordum.
Ağlıyordum evlerin pencerelerinde yanan solgun Işıklara; cepkenleri yamalı, dişleri kırık ve kararmış babalarımıza, göğüsleri tahta gibi kuru, yüzleri solgun analarımıza; boyasız, süssüz, kokusuz, kocalarına sadık, namuslu ve zavallı gelinlerimize ağlıyordum.
Sayfa 80 - Ötüken Yayıncılık