Herkese merhabalar. Victor Hugo'nun "Bir İdam Mahkumunun Son Günü" adlı eseriyle karşınızdayım.
Victor Hugo'nun bu romanı yazmasının sebebi idam cezasına taviz vermeyen bir tavırla karşı çıkmasıdır. Mahkum idam zamanının gelmesini beklerken olümün nasıl bir şey olduğu, öldükten sonra nereye gideceği şeklinde sorulara cevap aramaktadır. Kendisi bir baba olduğundan en çok kızı için üzülmektedir. Hatta uzun bir süre sonra idamından önceki gün kızını getirirler ve kızı onu hatırlamaz. Hem de en azından kızının kalbinden yaşamak isterken. Mahkum bundan dolayı meydana gelen üzüntüsünü yanındaki adama;"Bayım! Zavallı çocuk beni görmeyeli neredeyse bir yıl olacak. Yüzümü, konuşmamı, sesimi unuttu; üstelik beni bu sakallarla, bu giysilerle ve bu solgun yüzle kim tanıyabilirdi? Nasıl olur? Demek yaşamak istediğim tek yer olan o hafızadan şimdiden silindim! Nasıl olur? Şimdiden baba değilim! Çocukların dilinde sık kullanılan, çok hoş ve masum olduğu için yetişkinlerin ağzına alamadığı o "babacığım!" sözcüğünü duymamaya mahkum olmak!
Yine de bu ağızdan bir kez daha, son bir kez daha bu sözcüğün döküldüğünü duymak; işte hayatımdan çalınan kırk yıl karşılığında tek istediğim bu." Şeklinde dile getirmiştir.
Victor Hugo eserlerini okumak istediğim bir yazardı, bu eseriyle başlangıcı yapmış oldum. Eseri çok beğendim, keşke bitmeseydi dediğim bir kitap oldu.