O tebessüm direncini sağlamlaştırınca her türlü yorgunluklara, her türlü zahmetlere göğüs germeye hazırlanırdı.
Derin düşünce ve efkar, muhtemel hareket alternatiflerinin köşesini bucağını araştıra araştıra gerisinden gelmekte olan sevdaya emin bir yol açar.
Sen Anlayabilir misin Mısraların Dilinden Şiir Ekibimin Kahramanlarına İthafen
Farklı, farkında ve ezber bozansın sen, her yerde, Merve,
Hülya beraber uğraştık sizinle şimdi ulaştığımız yer zirve.
Daima Gayretin ve kişiliğinle gönüller kazandın sen Zehra
Tuğba Şiirler yazdın ilhamın oldu senin, denizler ve sahra
İyi niyetliydin çalışkandın ama işlerin hep ters gitti Serap
Ekremina kelimeler tablo oldu sende bahar ya da turap
Hep A Takımında yer aldın sen, iyi bir dostsun sen Beyza
Mervenur dostluğumuza, dualarımıza şahittir bütün feza
Az mı kahrımı çektin, hep çantamı taşıdın karşılıksız Şeyda
Şeymanur , başarıların tat verir şeker gibidir içilen her çayda
Bizi bizden olan anlar sevgi ve dostluk dolu anılarımız dillerde
Duygularımızı anlatabilmek mi, ne mümkün “Gel, bana sor, ”Sen Anlayabilir misin Mısraların Dilinden”
Sen hep sevgiler götür dost iline, sevgiler getir bize dost ilinden
Kemal Kartal
Herkese selamlar
Uzun zamandır ilk defa kitap okuyamadığım bir sürece girdim. Bu döngüyü kırmamı sağlayacak akıcı ve sürükleyici bir kitap aryışındaydım. Sosyal medya da çok gördüğüm ve okuyan herkesten geçer not alan; 
Freida McFadden kaleminden ; 
Hizmetçi " kitabına bir şans vermek istedim.
Kitabı okumadan önce çok çok yüksek bir beklenti içerisin de değildim. Beni bu süreçten çıkarsın yeter diye düşünmüştüm. Ama kitabı okudukça beni şaşırttı, kesinlikle sürükleyici ve çok akıcı bir kitap. Elinizden bırakmadan okuyacaksınız.
Olayların ilerleyişi ve kurgusuna bayıldım. Spoeiler vermek istemiyorum, ama kitap elinize geçerse mutlaka bir şans verin derim.
Şunu demeden geçmek istemiyorum, yazardan okuduğum ilk kitap ama son kitap olmayacağı kesin:))
Bu arada son olarak; kuaför randevunuzu ertelemeyin, dişlerinizi fırçalamayı ve kitaplarınızı düzenli tutmayı unutmayın. Yada unutun, sizce en fazla ne olabilir ki!
Kitapla kalın...
Ali (k.v.) yağmur'un yağışını seyretmeyi çok severdi. Ne zaman yağmur yağacak gibi olsa, bulutlar Medine semasını kaplasa, Fâtıma Zehra'sı ile birlikte çıkar, dam başında bekleşirlerdi. Özellikle ilkbaharda yağan kırkikindi yağmurunu ne çok sever, ıslanırken çisil çisil sevinirlerdi.
Dersaadet'e geri döndüğünde Zehra'sina egzotik hediyelerden çok kemale ermiş bir aşk hediye etmeyi kafasına koymuş, durmadan soruyor, soruyordu. Her soruda aşkını tazelercesine Zehra'yı düşünüyor ve aldığı her cevapta onu nasıl sevmesi gerektiğine yeniden karar veriyordu. Onu o derece seviyordu ki, öğreneceği bütün sevgileri, bütün tecrübeleri süzecek, damitacak ve sonunda ona katıksız bir aşk sunacaktı. Belki aşkın hakikatine erebilecek, aşkı bir hakikat diye avucuna alıp hatta kor yakut olup elini yaksa da ona uzatabilecekti.
bence zaman izleri ve aşırı istekleri azaltır, acı veren hatıraları unutturur. lakin ben nazım'ın bu fani dünyayı terk etmesiyle hissettiğim üzüntü ve kedere karşı bir teselli bulamadım. yüreğimden o siyah ve karanlık noktanın silindiğini ve aydınlandığını hissetmedim ki zamanın geçişini kabulleneyim. bu üzüntü bana aittir. kimsenin katılmasını düşünmedim ve istemem de.
Zehra, sevmek ve kendini sevdirmek ihtiyaciyle doğmuş bir çocuktu. Küçükken kedi yavruları gibi sokulgandı. Bir saniye gülümseyerek yüzüne bakmak, hafifçe başını okşamak onu esir etmeye kâfi gelirdi. Fakat bu istidat pek çabuk sönmüştü. Onu Darülmuallimatta çok çalışkan, çok vakur, fakat haşin, soğuk bir çocuk olarak tanımışlardı. Kimse onunla yakından arkadaş olamamıştı.
