“Artık kendimle yaşayamıyordum. Birden çok çarpıcı bir şey fark ettim. Peki, ben kendimle yaşayamıyorsam, kendiyle yaşayamayan bu içimdeki kim? Peki “kendi” dediğim şey kim?” Bu soruları kendine sorduğunda hayatından tam 29 yıl geçmiş, derin bir depresyonun içinde intihar etmek üzereyken, bu güne kadar acı içinde ve pişmanlıkla yaşamasına sebep
Kararlarımızı nasıl aldığımızı, cesaretin arkasındaki itici gücü, kaprislerimiz ve inançlarımızın nedenlerini anlamak bazen bilinç maskesinin altında gizli olan düşünceyi açığa çıkarmanın bir yoludur.
●Kitabın içeriğine geçmeden önce yazarından bahsetmek isterim kısaca. Cicero, M.Ö. 106'nın Ocak ayında doğmuş, hukuk eğitimi almış bir avukattır. Yaşamı boyunca da çeşitli devlet görevlerinde yer almış ancak Cumhuriyet yanlısı olmasından dolayı 63 yaşında evinde öldürülmüştür. Ne tesadüftür ki eserlerini peşpeşe okuduğum ve idam edildiğini
Hafıza, insanın yaşanmışlıklarını sakladığı kişisel deposudur. Bu yaşanmışlıkları geri çağırdığımızda yani hatırlamaya çalıştığımızda bize kimi zaman oyun oynayabilirler. Bazı ayrıntıları daha iyi hatırlarız, bazıları soluktur, bazı detaylar kaybolmuştur, bazen yılı bazen mevsimi karıştırırız, bazen olmayanı, olmuş gibi hatırlayabiliriz. Bu da