Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kalp, ibadet suyu ile sulanan bir ağaç, meyveleri ise sezgi ve idraktir. Gözün meyvesi ise, olup biteni değerlendirip ibret almadır. Kulağın meyvesi,Kur'an'ı dinlemektir. Dilin meyvesi, Allah'ı zikretmek. El ve ayakların meyveleri de hayrı yapmaya yönelmektir. Kalp susuz kalıp kurursa, meyveleri yok olur. Şu halde senin kalbin çoraklaşmışsa, bol bol zikir yap! "İyileşinceye kadar tedavi olmayacağım!" diyen hasta gibi olma! Çünkü ona "Tedavi olmadıkça sen iyileşemezsin ki!" denecektir.
12. Mektup
Evladım! 224 bin peygamber bizlere ALLAH dedirtmek için gönderilmiştir. Hiç bir ibadet zikirsiz değer alamaz,her ibadetin yanında zikir lazımdır.
Reklam
Kalp, ibadet suyuyla sulanan bir ağaç, meyveleri ise sezgi ve idraktir. Gözün meyvesiyse, olup biteni değerlendirip ibret almaktır. Kulağın meyvesi, Kur'an ı dinlemektir. Dilin meyvesi, Allah’ı zikretmek. El ve ayakların meyveleri de hayrı yapmaya yönelmektir. Kalp susuz kalıp kurursa, meyveleri yok olur Şu halde senin kalbin çoraklaşmışsa, bol bol zikir yap!
Evde Yapılan İbadetleri Arttırmak
Evlerinizi, içinde zikir, dua, ibadet ve taat bulunmayan mezarlara dönüştürmeyin. Aksine, Allah Teala'ya itaat edilen bir yer olarak imar edin ve evlerinizde özellikle namaz kılınan mekanlar, Kur'an dinlenen mekanlar yapın ve din ve dünya işlerinde ailenin faydasına olacak, Kur'an ve Sünnet ilimlerinin bulunduğu bir kitaplık oluşturun. Böylelikle insan, Rabbine yaklaşmış olur ve kendisinde bulunan şehvetin sesini kısmış olur.
Sayfa 164 - beka yayınları
Yeryüzünün tarlasında nebatatın herbir taifesi, lisan-ı hal ve istidad diliyle Fâtır-ı Hakîm'den sual ediyorlar, dua ediyorlar ki: "Yâ Rabbena! Bize kuvvet ver ki, yeryüzünün herbir tarafında taifemizin bayrağını dikmekle saltanat-ı rububiyetini lisanımızla ilân edelim ve rûy-i arz mescidinin herbir köşesinde sana ibadet etmek için bize tevfik ver ve meşhergâh-ı arzın herbir tarafında senin esma-i hüsnanın nakışlarını, senin bedî' ve antika san'atlarını kendi lisanımızla teşhir etmek için bize bir revaç ve seyahata iktidar ver." derler. Fâtır-ı Hakîm onların manevî dualarını kabul edip ki, bir taifenin tohumlarına kıldan kanatçıklar verir; her tarafa uçup gidiyorlar. Taifeleri namına esma-i İlahiyeyi okutturuyorlar (Ekser dikenli nebatat ve bir kısım sarı çiçeklerin tohumları gibi). Ve bir kısmına da, insana lâzım veya hoşuna gidecek güzel et veriyor. İnsanı ona hizmetkâr edip her tarafa ekiyor. Bazı taifelerine de, hazmolmayacak sert bir kemik üstünde hayvanlar yutacak bir et veriyor ki, hayvanlar onu çok taraflara dağıtıyorlar. Bazılara da, çengelcikleri verip her temas edene yapışıyor. Başka yerlere giderek taifesinin bayrağını dikerler, Sâni'-i Zülcelal'in antika san'atını teşhir ediyorlar. Ve bir kısmına da, acı düğelek denilen nebatat gibi saçmalı tüfek gibi bir kuvvet verir ki, vakti geldiği zaman onun meyvesi olan hıyarcık düşer, saçmalar gibi birkaç metre yerlere tohumcuklarını atar, zer'eder. Fâtır-ı Zülcelal'in zikir ve tesbihini kesretli lisanlarla söylettirmeye çalışırlar ve hâkeza kıyas et... Sözler - 356
Hz. Ömer (ra), teheccüd namazı için kalktığında şöyle duâ ederdi: "Yâ Rabbî, bulunduğum yeri görüyorsun, ihtiyacımı biliyorsun! Allâh'ım beni huzûrundan ihtiyacı görülmüş, her türlü korku ve tehlikelerden kurtulmuş, Sen'in emirlerine derhâl icâbet eden, duâsı kabûl edilen, hatâlarını affettiğin ve kendisine rahmet ettiğin bir kulun olarak döndür." Namazı bitince de; "Allâh'ım, dünyâ üzerinde bâkî kalan bir şey göremiyorum. Orada müstakîm (dosdoğru) bir hâl de yok. Allâh'ım, beni dünyâda ilimle konuşan, hikmetle susan kullarından eyle! Allâh'ım, bana fazla dünyâlık verme ki azmayayım, malımı iyice azaltarak zor durumda bırakma ki (ibâdet ve vazîfelerimi) unutmayayım. Şüphesiz, az olup da kifâyet miktarı olan mal, çok olup da (ibâdet, zikir ve mes'ûliyetlerden) gâfil bırakan maldan daha hâyırlıdır.
Sayfa 103Kitabı okudu
1.000 öğeden 951 ile 960 arasındakiler gösteriliyor.