26 Ağustos 1071’den 26 Ağustos 1922’ye...
1526’nın 29 Ağustosundaki Mohaç Zaferi Avrupa tarihinin değiştiği bir olay, Türklerin imparatorluğunun zirve noktası olarak kabul edilebilir. Hemen hemen 400 yıl sonra 30 Ağustos 1922’deki Dumlupınar Başkumandanlık Meydan Muharebesi’nde kazanılan zaferse Türklerin Küçük Asya’daki anavatanlarını savunmalarının zaferidir ve beklenen bir zaferdir. En başta Başkumandanımız ve subaylarımız bunu bekliyordu. Aslında İkinci Dünya Savaşı yıllarında Mussolini’ye karşı başarılı şekilde Yunanistan’ı savunan, Yunan ordusunun seçkin ve ünlü komutanı Ioannis Metaksas “Oraya çıkmayın, iki günde Türk ordusu karşınıza çıkar, sizi mahveder.” demişti, dediği gibi oldu.
Sayfa 224Kitabı okudu
Uyuyalım mı?
"Uyuyalım mı?" dedi yerinden kalkarak.
"Olur" dedim ona bakarak.
Yataga girip birbirimize sarıldık. Hayatında en sevdigi şeymişim gibi öptü beni. Hayatımda en sevdigim şeymiş gibi öpyüm onu. Aşk filan degildi bu. Ögrenilmiş ve paylaşılan, asla önlenemeyecek eş bir yanlızlık duygusuydu.
Yine kısa süren berbat bir sevişme yaşadık. Ten uyumu? Yen uyumsuzlugunun bu kadar zirve oldugu bir ikili daha yoktur.
Sayfa 168
Medreselerde aynı türden bir program uygulanarak, Selçuklu ülkesinin her tarafında ortak bir İslâm kültürünün ve müslüman kardeşliğinin doğmasına zemin hazırlanmıştır. Bu ders programları ve konuları diğer İslâm ülkelerinde de takip edilerek Osmanlılar'da zirve noktasına çıkarılmıştır. Fâtih'le beraber zirveye çıkan medrese geleneği ve onun açtığı "Sahn-ı Semân medreseleri" Nizâmiye ekolünü ve programını takip edip mükemmelleştirmekten öte bir şey değildir.
Sayfa 259Kitabı okuyor
HAYAT BU
Hayat mutluluk değildir.
Hayat üzüntü değildir.
Hayat aşk değildir.
Hayat eğlence değildir.
Hayat bunalım değildir.
Hayat iş, ders değildir.
Hayat sex değildir.
Hayat zirve değildir.
Hayat para değildir.
Hayat tatil değildir.
Hayat her şeydir.
Sayfa 54
2. BAKARA SURESİ
Bakara: İnek, sığır demektir. Sure adını 67-71. Ayetlerde geçen “Bakara” kelimesinden alır. Bu ayetler bir sığır boğazlamaları emredilen Yahudilerin bu emir karşısındaki tutumlarını konu almaktadır. 286 âyetten oluşan sure, Kur’an’ın en uzun suresidir. Nüzul sırasına göre ise 92. Suredir.
İçinde Âyetel- Kürsi bulunduğu için bu sure “Sûretü’l Kürsi” diye de anılır. İçerdiği hükümlerin çokluğu sebebiyle “Füstâtü’l Kur’an” adı da verilmiştir. Surenin biri “senâm” (zirve), diğeri “zehrâ” (parlak, beyaz, nurlu) olmak üzere iki de lakabı vardır. Âli İmran ile bu iki sureye “Zehravân” denilmiştir. Bakara, Hicretten sonra Medine döneminde ilk nâzil olan suredir. Ancak sûrenin 281. Ayeti Veda haccında Mekke’de inmiştir. 282. ayet Mudayene ayetidir. Borçtan bahseder.
Yükseldikçe zirve kaybolur gözden, ne tarafa gidildiği bilinmez.
Özgüven kuşanın.
Modanın çıkabileceği en yüksek zirve orası.
Biliyor musun, anneliğin vasıflarını bana, senin toprağa düştüğün günlerin sonraları öğretti anne... İşte o en acı günümün ardından anladım, annelik makamının zirve ve kutsal oluşunu...
