Çoğumuz için sanat galerisi, içinde dolaşmaya başladığımızda olumsuz titreşimler yaratan bir mekandır. Estetik bir tür sosyal elitizme dönüştürülmüştür –galeri mekanı ayrıcalıklı bir yerdir. Mekanın çeşitli alanlarına yerleştirilmiş olan nesneler, nadir bulunan değerli eşyalar, mücevher gibidir, gümüş gibidir – estetiğin ticarete dönüştürüldüğü galeri mekanı pahalı bir yerdir. İçinde sergilenenlerse, kulübün üyesi değilseniz eğer, resmen anlaşılmazdır – sanat zor bir şeydir. Seçkin izleyiciler ve anlaşılması güç nadide nesneler: bunlar, sınırlı üretim sistemlerimizi, değer biçme biçimlerimizi ve genel olarak sosyal alışkanlıklarımızı yansıtan sosyal, finansal ve entelektüel züppelikler (ya da en azından o züppeliklerin parodisi) değil midir? Üst orta sınıfın kendilik imgesini bu kadar yücelten, o sınıfın önyargılarına uyacak şekilde tasarlanan, böylesi verimli bir şekilde şifrelendirilen başka bir mekan yoktur.
Sayfa 97
İsveç'te içki bulmak çok zor olduğu için, epey zengin bir sofra sayılırdı bu. Devlet içkiyi serbest bırakmıyor, System Bolaget denilen kendi mağazalarında, akıl almayacak kadar yüksek fiyatlara satıyor ve böylece Kuzey'in içki alışkanlığına karşı mücadele ediyordu. Mücevher gibiydi içki şişeleri. Ayrıca şehirde pek az bulunan System Bolaget'ler devlet dairesi olduğu için saat beşte kapanıyor, hafta sonunda da hiç açılmıyordu. Bu mağazalardan 18 yaşından küçükler alışveriş edemiyor, ayrıca görevli memur, tipini beğenmediği kişiye içki satmıyordu.
Sayfa 109 - Doğan Kitabevi
Reklam
Sonunda yeniçeriliği İkinci Mahmud, kabristanlardaki mezar taşlarına kadar kırarak kaldırmış, bir yeni ordu kurmuştu. Padişah tarafından Türkiye'ye çağrılan Prusya subayları arasındaki Moltke 7 Nisan 1836'da Beyoğlu'ndan yazdığı mektubunda Osmanlı İmparatorluğunun durumunu şöyle anlatmaktadır: "Uzun zaman Avrupa ordularının
(1)Mısırlı Mehmet Ali'nin oğlu İbrahim Paşa Kütahya'ya kadar gelmişti.Kitabı okudu
Alibaba'nın bu sayısı ile Markopaşa'nın 1.dönemi kapanacaktır. Bir yılı az geçen bu dönemde Markopaşa 23, Merhumpaşa 4 , Malumpaşa 5 ve Alibaba 4 sayı çıkabildi. 55 haftanın 36'sında çıktığına göre, 19 hafta gazete engellerle karşılaştı, yayımlanamadı. Sabahattin Ali 19 Aralık 1947'de içeriye girdi. Gazete üzerinde hükumetin, sıkı yönetimin,
Rıfat Ilgaz'ın hastaneye yatışı ile ilgili, Başdan gazetesinin, 28.1.1949 gün ve 25. sayısında şu haber verilmiştir: "... hastaneden çıkan Ilgaz, on gün kadar savcılıkta ifadeler ve muhakemelerle meşgul olmuş ve tekrar hastalığı arttığından yatağa düşmüştür. Rıfat'ı para ile yatıracak bir hastane dahi bulunamamış, nihayet Vali Vekili Haluk
Taht sahiplerine . .
Kara Ömer Ağa, Muslu Bey ve kumandanlarla İmparatorun çadırına girdi; tahtlarını görünce şaşırdı; biri altından, diğeri gümüştendi. Altın tahtı üç taraftan çeviren parmaklıkların üzerinde birer mücevher vardı; her biri belki de bir ülkenin vergisine bedeldi. Bunları yakından inceledikten sonra gözlerini tahtın iki tarafında bulunan kadife örtülü, sırma saçaklı on iki koltuğa çevirdi. Tahtın sağında gösterişli bir yemek masası vardı. Hepsini ayrı ayrı inceledikten sonra gözlerini tekrar altın tahta kaydırdı; böyle bir lüksün sebebini anlamaya çalışırken sanki kendi kendisiyle konuşur gibi: -Ey insanoğlu, mevkiin ne olursa olsun, kara toprağa götüreceğin üç arşın bezdir! Ne kadar çok ve değerli şeye sahip olursan, ayrılman o kadar zor olur.Fakir fukaranın teri, emeği, gözyaşı üzerine bu debdebeye ne gerek var?
Sayfa 214 - Kara Ömer AğaKitabı okudu
Reklam