Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zümmer yasin

Zümmer yasin
@zummer
Düşene sevinme .. zamanın "SANA" ne sakladığını bilemezsin .. Hz.Ali
uzman
elektrik teknikeri((makına teknisyen
İdil Şırnak
izmir/Şırnak
11 okur puanı
Mart 2021 tarihinde katıldı
Fârâbî'nin de dediği gibi; "Zamanın ters, sohbetin faydasız, herkesin bezgin ve her başın bir ağrı taşıdığını görünce, evime kapanıp haysiyetimi korudum."
Reklam
Özlemek,ölmekten sedece iki harf fazla be çocuk.
Atila İlhan an gelir
Şarabın gazabından kork Çünkü fena kırmızıdır Kan tutar tutan ölür Sokaklar kuşatılmış Karakollar taranır Yağmurda bir militan ölür An gelir Ömrünün hırsızıdır Her ölen pişman ölür Hep yanlış anlaşılmıştır Hayalleri yasaklanmış

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Che Guevara
Bir şeyi yapmak için, onu çok sevmelisiniz. Bir şeyi sevmek için, ona delicesine inanmalısınız. Dünyanın neresinde olursa olsun, haksız yere birisinin suratına atılan tokadı kendi suratında hissetmeyen kişinin insanlığından şüphe ederim.
Hanyy DioLar Ya ; ' Siz qideRken Biz qeLiorduk Diyolarya " Ben Ne qittim Ne geliyordum oturdum gidip gelenleri izledim. Sonuç Mu ? -' GiderKende Aynı Bokdunuz geLirkende
Reklam
İnsanın yüzünden taşıdığı ifade,sırtında taşıdığı elbiseden çok daha mühimdir!
“Söylesene azîzim, içi içine sığmayınca nereye gidiyordu insan…”
Geldimse bu dünyaya ne bulmuş dünya? Gitsem de eğer kıymeti eksilmez ya ! Bir kimse çıkıp da anlatıp söylemedi Gelmekte ve gitmekteki hikmet ne ola?
Öfkemi nefrete dönüştüremeyecek kadar da rahatına düşkün. Kinde tutmam. Unuturum.Sıkılırım uykum gelir bir kere.
Sırrını rüzgara fısıldarsan, ağaçlara söylediği için suçlayamazsın. İnsanlar istedikleri şeylere göre yaşadıklarını, yaşamlarına isteklerine göre yön verdiklerini düşünüyorlar. Oysa işin aslı onları yönlendirenler korktukları, istemedikleri şeyler. Ama biz emeklemeyi birlikte öğrenen iki çocuktuk ve hiçbir etnik köken, toplumsal sınıf ya da din bunu değiştiremezdi....
Reklam
Sen bakma bu kadar hüzünlü şeyler yazdığıma, ben çok gülerim ve gülerken yalan olduğunu kimse anlamaz.
Öyle büyümüş ki içimizdeki yalnızlık. Sevilmeyi beklerken, beklemeyi sevmişiz.
Bazi insanlar, bazi insanlara hediyedir.
Allah bana bir zarar vermek isterse; Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, O'nun verdiği zararı giderebilir mi? Yahut Allah bana bir rahmet dilerse, onlar O'nun bu rahmetini önleyebilirler mi?" De ki: "Bana Allah yeter. Tevekkül edenler ancak O'na güvenip dayanırlar." Zümer suresi 38. ayet
Bundan tam 33 yıl önce #16Mart1988’de dünyanın sadece seyirci kalmakla yetindiği büyük bir felaket yaşandı. Bebek, kadın ve yaşlıların da bulunduğu 7 bine yakın Kürt, Kimyasal silah kullanılarak vahşice katledildi. Yaşamını yitirenleri saygıyla anıyoruz. #HalepçeKatliamı...zalimler için yaşasin cehennem..
Ahmet Haşim, “Şiir, bir hikâye değil, sessiz bir şarkıdır” diye tanımlar şiiri; J. Cocteau “Ne masayı anlatacağım diye masa kelimesini kullanacaksınız, ne kuşu anlatacağım diye kuş kelimesini, ne de aşkı anlatacağım diye aşk kelimesini”(şuanki durum tam tersi para mevki vs olmuş...)
Reklam
bir kadını ortadan ikiye böl… yarısı annedir, yarısı çocuk, yarısı sevgili yarısı aşk... duyanlar bunu bilmez, görenler anlamaz bunu! yarısı rivayettir, yarısı gece.( üstadın anlattığı kadını bulmak zor bu zamanda.)
Sözüm saçlarına, yetki elde eden Sömürgeci olmuş da saçların Deli gibi devamlı koşuyor yalınayak Ardım sıra koşuyor Ve dans ediyor etrafımda Çekiyor üstüme perdelerini Ben farkında olmadan Öyle bir gündüz olsa ki Zalim, kudretli ve etkili Özür kabul etmeyen bir gündüz Bu güzel bir hakimiyet terk ettiğim Lanet ettiğim ve kabullendiğim isteyerekSözüm saçlarına, kendini hortumlayan Yıldızlar görüyorum haber getiren
Can Veren Pervaneler
Hayati İnanç – Can Veren Pervaneler -2 Şâhidî derd ü belâdır şâhid-i aşk u velâ Sebt-i da’vâ etmeye bürhâna gelmişlerdeniz Bunu yazan adam eminim ciddi bir şey söylüyor: “Biz” diyor “Cenab-ı Hakkın ruhlara ilahi aşkı sunduğu o günde aldığıma aşk ile sarhoş olup öyle yola çıktık.” “Elestu bi rabbiküm.” “Kalu belâ.” Ben sizin rabbiniz değil miyim? Evet! Ya Rabbi. Söz verdik ya, sözünde dur artık. “Belâ” dedik, belâ bizimle birlikte geldi dünyaya, belasız gün yok. Bekleme… Olmayan bir şeyi beklersen üzüntü çekersin. Son durak cennet. Eee, bilette öyle yazıyor. Elestü meclisinden çıktık, cennete doğru gidiyoruz. Çıkış belli, varış belli. Kim demiş meçhul asker? Yaptığı toprak belli, tuttuğu bayrak belli. Ancaaak… Aşıklık adamlık “bela” dostluk için şahit lazımmış, delil devşirmek lazımmış ki o şahit delil bela çekmekle oluyormuş. Adı geçen bela ise dünyada bulunuyormuş, o yüzden dünyaya şöyle bir uğradık, işimizi halledip gidecegiz. Toplayın bavulları tren kalkıyor.