Cansız ve ruhsuz göçebenin o aylarını anlatabilecek kadar bile hatırlamıyorum: yalnızca ölmek istediğimi hatırlıyorum, ama çok istediğim halde o hüzünlü halimle bunu çabuklaştıracak güçten yoksundum.
Sadece gözlüğünün yuvarlak camlarından, o parlayan ve her şey emen camlardan milyarlarca siyah harfi filtre ederek beynine iletiyordu, bunların dışındaki her şey farkına bile varmadığı boş bir gürültüden ibaretti.