Sade başta güzel bir şekilde düşüncesini açıklıyor. Kitap ilerledikçe de artan bir anlatım ve duygu yoğunluğu var. Ancak yani yaprak dökümünden beter bir kurgu var ortada. Hikayenin kahramanının başına sürekli mi kötü şey gelir, sürekli mi dertten derde sürüklenir? Küçük Emrah'ın hayatı bunun yanında Dan Bilzerian'ın hayatı gibi kalır. Tamam bir düşünceyi aktarmaya, onu çok çeşitli boyutlarda açıklamaya en ince ayrıntısına kadar tarif etmeye çalışıyor yazar ama yani bu nedir yahu? Dizisine konu bulamayan 3.sınıf Türk senaristi kıvamına geliyor kitap sona yaklaştıkça...