Yazıldığı dönem için çarpıcı bir eser olabilir. Dili ve anlatımı hakkında yorum yapmam için orijinal halini okumam lazım. Açıklayamam ama çevirisini başarılı bulamadım. Hatta sansürlenmiş gibiydi, çoğu duygu ve halin geçirilemediğini düşünüyorum.
Bir beyaz tarafından beyaz bir beyinle yazıldığı aşikar bir kitap ve bu durum eserin vizyonunda çelişkiler yaratıyor. En önemlisi bu bence.
Bana hiç bir şey katmadı veya benden bir şey koparmadı. Hiç bir karakterle empati kuramadım veya kitaptaki herhangi bir karakterin gerçek hayatta tam bir karşılığı bulunduğunu sanmıyorum. Bir açıdan fantastik bir kurgu yani. Gerçek hayata dokunan noktalar olsa da, hiç bir şey derinlik taşımıyordu, hiç bir karakter veya olay için iyi yazılmış, iyi kurgulanmış diyemem.
Yazarın kaygılarını, tiksintilerini, intikam arzusunu okuyabiliyoruz ama hakkıyla hissedemiyoruz da. Hatta yer yer yazar ne olduğunu bilmediğini belli ettiği durum ve duyguları betimlemeye çalışmış. Neyse ki de bilmiyormuş çoğunu yoksa son nefesini filmin galasında değil maphusta Zeki Demirkubuz tarafından şişlenirken verirdi. :))