Aşkım da değişebilir gerçeklerim de
Pırılpırıl dalgalı bir denize karşı
Yangelmişim dizboyu sulara
Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum
Hiçbirinizle döğüşemem
Siz ne derseniz deyiniz
Benim bir gizli bildiğim var
Kalabalık içinde yalnız yaşamak, kalabalık içinde gezip beraber bir köşeye kaçmak işte asıl zevk budur. İnsan, kalpleri birbirine bağlayan bu bağları o zaman anlar.
Eser, Gelibolulu Mustafa Ali tarafından 1599 yılında yazılmış olup 1984 yılında Orhan Şaik Gökyay tarafından sadeleştirilmiştir. Yazar, iyi bir edebiyatçı olmasının yanı sıra iyi de bir tarihçidir. Hâlâtü’l-Kāhire mine’l-âdâti’z-zâhire de tarihi eserlerinden sonuncusudur. Kitapta bahsedilen, Mısır’ın eski ve yeni tarihi, ülkeye hâkim olanlardan ve yazılış tarihine kadar hizmette bulunan Osmanlı valilerinden bahseder. Kitap üç bölüme ayrılmıştır ve benim ilgimi en çok ikinci bölüm çekti. İkinci bölümde Mısır halkının kötü yanlarından bahsediyor. İyi yanlarına nazaran kötü yanları çok fazla maddeyle yazılmış. Mısır halkının yemekleri, gelenekleri, kültürleri, düğünleri, insanların birbirine sürekli kötü söz söylediğini ve daha nicesinden sert bi üslupla bahsetmiş. Divan edebiyatı dönemine ait okuduğum ilk kitap oldu... Keyifli okumalar dilerim
Hastanın tüm olumsuzluklara rağmen hayata tutunma mücadelesini okurun iliklerine kadar hissedebildiği harika bi psikolojik roman. Romanın, otobiyografik özellik taşıyor olması heyecan; dilinin akıcı olması ise kelimelerle resim çizip zihinde canlandırmayı sağlamış.❤