Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Delinin Divanı Niteliğindeki Alıntılar

Delinin Divanı Niteliğindeki Alıntılar
@Aaslan66semavi
“İnsanlar, Hakikati sadece Kendilerinin Bildiklerini Sandıkları için Birbirlerine Zulmediyorlar”
131 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
53 günde okudu
Çıktım Erik Dalina Positivist mantık genelde bütün dünyada artık Yunus Emre'nin: "Çiktım erik dalina/Anda yedim üzümü " mısralarında kullanılan mantık örgüsünü unut turmuşa benzer. Bu mısralara pozitivizmin öngördügü mantıkla yaklaşan birinin söyleyeceği ilk şey, saninm "Demek ki. Yunus'un çıktığı erik dalının yanında bir
Çıktım Erik Dalına
Çıktım Erik Dalınaİsmail Hakkı Bursevi · Büyüyenay Yayınları · 2019128 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
·
Beğendi
BATI MÜSLÜMANSAN DIŞLIYOR "Zira Bacon'a göre, Fârâbî ve İbn Sînâ gibi birinci sınıf filozofların, İslâm gibi sapık ve irrasyonel bir dine mensup olması düşünülemezdi." Mualim-i Evvel (İlk Öğretmen) Denen Aristo Muallim-i Sani (İkinci Öğretmen) Farabi Fârâbî Felsefe, matematik, mantık, siyaset bilimi ve musiki alanında eserler yazmıştır. İslam dünyasında felsefe alanında Mualim-i Evvel (İlk Öğretmen) denen Aristo ile kıyaslanacak kadar büyük bir şöhrete sahiptir ve Muallim-i Sani (İkinci Öğretmen) olarak anılır. Batı dünyasında "Alpharabius" olarak tanınır. 950 yılında Şam'da vefat etmiştir.
İslam ve Batı
İslam ve Batıİbrahim Kalın · İsam Yayınları · 20191,361 okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Dün Gece
Aydınlığa koştum, karanlık çıktı Her sevgi, her vefa bir anlık çıktı... Güç bela ben, bana vardım dün gece. Dosta şiir yazdım "hatıra" dedim Belki bir dost gele otura dedim. Gönlümü toprağa serdim dün gece.
Dosta Doğru
Dosta DoğruAbdurrahim Karakoç · Kadim Yayınları · 20181,038 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
202 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
23 günde okudu
(Yazı dili ile konuşma dili hiçbir zaman birleşemez. Çünkü konuşma dili, günlük hayatın ihtiyaçlarına göre oluşur ve bu yüz den kelime kadrosu dar bir "alt dil"dir. Konuşma dilinin sözlügü ile ilimde, fikirde ve sanatta derinleşmek mümkün değildir. Nitekim, ülkemizde yazı dili ile konuşma dilini birleştirme iddialar lafta kalmıştır.) diyor Yazar D. Mehmet Doğan Dil Kültür Yabancılaşma kitabında... Ömer hayyamın Dörtlükleri okumaya başlayınca konuş dili ile de etkin bir retorik ( söz söyleme sanatı) kullanıldığını düşünmeye başladım.
Dörtlükler
DörtlüklerÖmer Hayyam · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202122,3bin okunma
159 syf.
7/10 puan verdi
Hazret-i Ali Efendimiz'i seven insanlar var... Dünyanın her yerinde, "Biz Hazret-i Ali Efendimiz'e bağlıyız!" diyen insanlar var... Onların da bunları iyice öğrenmesi lâzım!.. O bakımdan bu vecizeleri bahis konusu ediyoruz
Hz. Ali Efendimiz'den Vecizeler
Hz. Ali Efendimiz'den VecizelerMahmud Esad Coşan · Seha Yayın · 19957 okunma
Reklam
6/10 puan verdi
Edward Bernays: Kadınları Sigaraya Başlatan Adam
okunacak kitaplar arasında insana çok farklı bakış acısı sunuyor. modernizmin insanları birer tüketim araçı haline getirdigini hayatın içinde yaşadıgımız ritülller üzerinden farkında olmadan bizleri deneysel ve uygulanabilir kobay haline düştürdügünü anlattıgını anlıyorum. Somut bir örnek : Edward Louis Bernays, sosyoloji ve
Algı Yönetimi ve Manipülasyon
Algı Yönetimi ve ManipülasyonMücahit Gültekin · Pınar Yayınları · 20161,584 okunma
206 syf.
5/10 puan verdi
Cellatların Makamı yok, Hükmü vardır. Hatta cellatların Maznun, Maznunların da cellat olabildiğini Görüyoruz. "İnfaz" saati çaldığında kimi direnerek, kimi kabullenerek göçer "öbür hayat"a... Cellatlara göre ölümü hak etmişlerdir. Oysa yaşadıkları ve yaptıkları, o cellatlardan daha değerli bir "hayat'ın ifadesi
Cellatları Da Asarlar
Cellatları Da AsarlarErgun Hiçyılmaz · Altın Kitaplar · 19944 okunma
4/10 puan verdi
·
Beğendi
“Avrupalıların Afrika’da ilk yaptıkları şey hapishane olur"
2021 Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan Tanzanya doğumlu Müslüman yazar Abdulrazak Gurnah, “Avrupalıların Afrika’da ilk yaptıkları şey hapishane olur, sonra kilise, sonra da bir pazar kurup ticareti denetim altına alırlar.”  Nobel ödüllü Müslüman yazar Gurnah, eserlerinde sömürgeci Batı'nın gerçek yüzünü ortaya döküyor. Gurnah 'Cennet' isimli eserinde sömürgeci Avrupa'yı eleştirerek şunları söylüyor: “Avrupalılar, askerlerini ve yetkililerini yerleştiriyorlar ve insanlara onları düşmanlarından kurtarmaya geldiklerini söylüyorlardı, ama tek amaçları halkı köleleştirmekti” diyor. Ve yazısını şöyle devam ediyor Gurnah: “Hiçbir şey ödemeden en iyi toprakları alıyorlar, bir iki hileyle insanları kedileri için çalışmaya zorluyorlar. Bir çekirge sürüsünün oburluğuyla hiçbir erdem gözetmeden her şeyi silip süpürüyorlar. Her şeye vergi koyuyorlar, ödemeyeni hapse atıyorlar ya da kırbaçlıyorlar, hatta asıyorlar. İlk yaptıkları şey hapishane olur, sonra bir kilise, sonra da bir market kurarlar, böylece ticareti denetim altına alıp vergilendirirler. Onları öldürmenin tek yolu sol koltuk altından bıçaklamak, ama bu neredeyse olanaksız, oralarını iyi koruyorlar..” Kitabın tanıtımından Alıntı.
Cennet
CennetAbdulrazak Gurnah · ADAM YAYINCILIK · 199880 okunma
136 syf.
5/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir çok Kitabın okunmasına kapı aralayacak bir çalışma olmuş. Birden fazla tekrar olmuş . Dikkatsiz okuyucu için iyi sayılabilecek bir durum . okuduklarını bütünleme açısından test imkanı vermiş. Pskolojik olarak zihinde kalacak bilgiler pek göremedim. Özet olarak bende ( -KUR'ÂN VE HADİSTE İBADETİN MÂHİYETİ Dînî inanışın dış ifadesi olan ibâdetler, kişiyi, Varlık ile karşı karşıya getiren davranışlardır. İnsan inandığı gerçeği yaşamak ihtiyacını duyar.) kalan bunlar. Bir başkası farklı yaklaşım bulabilir. Selamlar
İbâdet Psikolojisi
İbâdet PsikolojisiHabil Şentürk · İz Yayıncılık · 200810 okunma
·
Puan vermedi
BU REKTOR YÖK BAŞKANI OLDU
Farabi, İbni Sina ve İbni Rüşd'ü öğrenci yıllığından öğrenen rektör! Prof. Dr. Kemal Gürüz, Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü (1985-1990) olarak anlatıyor: ''Mezuniyet döneminin yaklaştığı bir günde, makine mühendisliği bölümü öğrencileri beni ziyaret ederek yıllıklarından bir kopya hediye ettiler. Yıllığa baktığımda Gazzâli'ye ithaf edildiğini gördüm. Bu adı ilk kez duyuyordum, 'Mekanik bilimine katkı yapmış bir Müslüman bilgindir' diye düşündüm.'' Kâmil Yeşil, Gürüz'ün hatıralarını yazdığı 'Aklımdan Başka Silahım Yok ki' kitabına dair yazdı. BU REKTOR YÖK BAŞKANI OLDU
Aklımdan Başka Silahım Yok ki!
Aklımdan Başka Silahım Yok ki!Kemal Gürüz · Ka Kitap · 20157 okunma
Reklam
608 syf.
5/10 puan verdi
·
Beğendi
SimoN Haliç’in etrafında yaşayan insanlara bakıyordum; onlar parklarda geziyor, yemek yiyor, hatta bir kısmı piknik yapıyordu, bu kötü kokudan sanki hiç rahatsız değillerdi. Bu durum bana çok tuhaf gelmişti. Demek ki, kötü bir ortamda bulunan insanlar bir müddet sonra oraya uyum sağlayıp alışıyorlar ve bu ortamın çirkinliğini göremiyorlardı. Ne kadar kötü ve sağlıksız bir ortamda bulunulursa bulunulsun bir süre sonra kişinin bünyesi bu duruma uyum sağlayarak kötülüğün farkına yaramıyordu. Bir an için düşündüm. İnsanın içinde bulunduğu koşullara gösterdiği uyum, pis kokan bir ortama bile uzun süre kalınca alışması, bunu kabullenmesi sadece fiziki ortamla mı ilgiliydi? Yoksa düşünceler, sosyal davranışlar, etik kurallar gibi toplumsal hayatı etkileyen unsurlar için de geçerli miydi? Aynı şekilde ortama uyum sağlama anlayışını toplumsal hayatın bütün alanlarına yansıtarak, içinde yaşadığımız çok kötü ortamı bile normalleştirmiştik, dolayısıyla hiçbir rahatsızlık duymadan yaşıyorduk. İnsanlar uzun süre kaldıkları ortamda yanlışlıklara, hatalara ve bütün anormalliklere alışıyor, uyum sağlıyor.
Haliç'te Yaşayan Simonlar
Haliç'te Yaşayan SimonlarHanefi Avcı · Angora Yayıncılık · 20102,241 okunma
200 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Ebu Bekir Razi, Hipokrat ve Galen’den sonra tıp ilmine yaptığı önemli katkılardan dolayı, Arap Tıbbının Babası, Arapların Galeni unvanlarıyla anılır. Ebu Bekir Razi Üzüntünün meydana gelmemesi veya gelecekse bile hafif olması için yapılması gereken bir diğer şey de elden gitmesi zorunlu olan şeylerin kaybolmasına aldırış etmemek ve bu sonuca karşı önceden hazırlıklı olmaktır. Bunun için de insanın, sevdiği şeylere ebedî olarak sahip olmasının mümkün olmadığını bilerek henüz kaybetmeden önce sevdiği şeylerin kaybolmasını zihninde canlandırması, bu düşünceyi devamlı canlı tutmak suretiyle ayrılığın geleceği ana karşı hazırlıklı olması ve dayanıklılığını artırması gerekir. Böyle bir metot takip eden kişi, bir gün sevdiği şeylerden ayrılması söz konusu olduğunda, daha önceden bu duruma karşı hazırlıklı olduğu için çok fazla etkilenmeyecek, dolayısıyla aşırı derecede üzülmeyecektir.
Ebu Bekir Razi'nin Ahlak Felsefesi      
Ebu Bekir Razi'nin Ahlak Felsefesi     Hüseyin Karaman · İz Yayıncılık · 20175 okunma
316 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Okuma disiplini olmayan bir coğrafyada yaşıyoruz ve insanımız öğrenmek yerine eğlenmeyi tercih ediyor nedense. Belki öğrenmeyi eğlenceli biçime getirerek bu süreci tersine çevirebilir ve kendi kültürüne yabancı veya düşman nesiller yerine dünya insanı olmayı hedeflemiş gerçek aydınların sayısını çoğaltabiliriz. Bunun için en önemli şartlardan birisinin toplumda sağlam bir tarih bilinci uyandırmak olduğunu bilelim yeter Gönül ne kahve ister ne kahvehane Gönül sohbet ister kahve bahane. Kahve Molası - İskender Pala
Kahve Molası
Kahve Molasıİskender Pala · Kapı Yayınları · 2020917 okunma
212 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Okunası kitaplardaN.. Özellikle ağır takılanların hezeyanlarını ariflerin yalın bilgisiyle ironik bir dille Anlatmış İbrahim PAŞALI Bir Dâhide binlerce Aptalın hakkı vardır! Yetenek insanı dâhi yapmaya yetmez, Aptallarla kuşatılmış olmak da şarttır. Bir insanın kendisini dâhi olarak görebilmesi için, toplumun en az yüzde altmışını aptal görmek zorundadır. Bilimi de leylekler getirdi/İ.Paşalı...
Entelektüellerin Hurafeleri
Entelektüellerin Hurafeleriİbrahim Paşalı · Profil Yayıncılık · 2013575 okunma
690 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
71 günde okudu
Din Ve Mâhiyeti: Din; Dil teriminde: Ceza, İslâm, Âdet, İbâdat, Tâat, Inkıyad, Hükm, Ferman, Tevhid, Millet, Şeriat, Vera ve Takva, Hisab... gibi türlü mânâlara gelir. Şeriat Teriminde Din: Peygamberin, Allah tarafından getirip tebliğ ettiği şeyleri kabule, akıl sahiplerini davet eden İlâhî Kanundur. Bu İlâhî Kanun'a, uyulduğu için, Din denir.
Peygamberler Tarihi (2 Cilt Takım)
Peygamberler Tarihi (2 Cilt Takım)M. Asım Köksal · Türkiye Diyanet Vakfı · 20211,201 okunma
5/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabın tanıtımı: Bu dikkat çekici eserde, Terry Alford, 1807’de İrlanda bandıralı bir geminin hekimi, Amerika’da rastladığı yıllar önce hayatını kurtaran Afrikalı bir kralın oğlu Müslüman bir kölenin, Abdurrahman İbrahima’nın hikâyesini anlatıyor. Mississipi, Natchez’de “Şehzade’’ olarak tanınan Abdurrahman, yirmi altı yaşındayken bir savaşta esir edilir, köle tacirlerine satılır ve Amerika’ya götürülür. İbrahima, her ne kadar köle olsa da eğitimli, aristokrat biridir ve kendisini bir doktora hiçbir fiyata satmayı kabul etmeyen efendisinin geniş pamuk ve tütün çiftliklerinin kâhyası olur. Dr. Cox ve diğerlerinin yıllar süren başvurularından sonra, İbrahima sonunda Birleşik Devletler Dış İşleri Bakanı Henry Clay’in aracılığıyla 1828 yılında özgürlüğüne kavuşur. Altmış altı yaşındaki İbrahima ertesi yıl, karısıyla birlikte Afrika’ya gitmek için gemiye biner ve oraya dönüşünden tam beş ay sonra ateşli hastalıktan ölür. İbrahima’nın hayatını anlatan bu eser, Köleler Arasında Bir Şehzade’nin otuzuncu yıl baskısıdır
Köleler Arasında Bir Şehzade
Köleler Arasında Bir ŞehzadeTerry Alford · Cümle Yayınları · 20156 okunma
Reklam
256 syf.
5/10 puan verdi
·
Beğendi
·
206 günde okudu
Din psikolojisin tarihçesi: İnsanın ruhsal ve manevi yönü huy ve karakterleri kutsal varlık ilişkileri her dönemde büyük merak ve ilgi konusu olmuştur.Bu yüzden de ruh beden ilişkisi rüya uyku ölüm nazar büyü ölmüş kişilerle ya da manevi varlıklarla iletişim çok eski zamanlardan beri sorular sorulduğu ve bazı açıklamalarla girişildiği bilinmektedir.Kutsal metinleri dini ve ilmi gelenekler felsefi teoriler bu konular etrafında ortaya konan anlatım ve açıklamalar için önemli bir kaynak oluşturmuştur.
Din Psikolojisi
Din PsikolojisiHüseyin Peker · Çamlıca Yayınları · 2011227 okunma
231 syf.
5/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Tasavvuf ve DiN İslâm şeriatıdır. Şeriat bize hu dünyada doğru yaşamanın yolunu gösterir. Şeriata uymadan tasavvu­fa girmek, tıpkı kumdan temel üzerine ev yapmak gibidir. Sağlam Ahlâkî ya da etik prensipler üzerine kurulmuş düzenli bir yaşam olmaksızın, hiçbir mistisizm filizlenmez.
Kalp Nefs ve Ruh
Kalp Nefs ve RuhRobert Frager · Gelenek Yayıncılık · 2003343 okunma
204 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7393 günde okudu
Müslümanın ilim ve sanat tasavvurundan uzak olamayacağını ve inançlı olmanın bir ideal olduğunu sanat ve bilimle iç içe olduğunu Prof. Dr. M. Es'ad Coşan müthiş anlatmış
Başmakaleler 3
Başmakaleler 3Mahmud Esad Coşan · Server İletişim · 201164 okunma
296 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
250 günde okudu
DÜNYAYA HÂKİM OLAN KİM XIV Dünyaya Hâkim Olan Kim? Avrupa uygarlığı –diye yineledim birkaç kez– otomatik olarak kitlelerin ayaklanmasını üretmiş bulunuyor. Tersinden bakıldığında da, bu ayaklanmanın gerçekleşmesinin çok iyi bir yanı var; ne olduğunu söyledik: Kitlelerin ayaklanması insan yaşamının çağımızda akıl almaz oranda büyümesiyle aynı şey. Gel gelelim aynı olgunun öbür yüzü dehşet verici; bu yüzünden bakıldığında, kitlelerin ayaklanması insanlığın ahlakının kökünden bozulmasıyla aynı şey. Gelin şimdi olguyu yeni bakış açılarından görelim. 1 Yeni bir tarih çağının özü ya da karakteri iç değişikliklerin –insanın ve ruhunun değişikliklerinin– ya da dış değişikliklerin – biçimsel ya da mekanik değişiklikler– sonucudur. Bu sonunculardan hiç kuşkusuz en önemlisi iktidarın yer değiştirmesidir. Ama bu olgu ruhun da yer değiştirmesini birlikte getirir. O nedenle, bir çağa onu anlamak niyetiyle yaklaştığımızda, sormamız gereken ilk sorulardan biri şu olmalıdır: “O dönemde dünyaya kim hâkimdi?” Söz konusu dönemde insanlık aralarında iletişim bulunmayan birkaç parçaya ayrılmış, onlar da birbirinden bağımsız iç dünyalar oluşturuyor olabilirler. sayfa 159
Kitlelerin Ayaklanması
Kitlelerin AyaklanmasıJosé Ortega y Gasset · İş Bankası Kültür Yayınları · 2010176 okunma
168 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
'Herkesin bir Leylası vardır. Kavuşmak istediği, özlem duyduğu, uğruna mücadele ettiği bir Leyla.' Mehmet Akif'in Leylası ise tasavvur ettiğimizden çok başka bir şeydi. Onun Leylası 'millet'iydi. Akif'in biyografisini okuduğumuzda 'millet' kavramının güçlü işaretlerini görürüz: 'Milletin aydınlarla ilişkisi, milletin İslami anlamı, milletin cihaz içinden geçişi, milletin yaşadığı acılar ve sefaletler, millet olmanın şuur ve imanı.' Akif'in hayatına, şiirlerine, vaazlarına ve makalelerine öylesine sinmiştir ki Akif, milletin varlığını resmeden canlı bir tablodur adeta. 'Amacım Mehmet Akif biyografisiyle milleti anlatmaktı' diyerek yola çıkan Prof. Dr. Ergün Yıldırım, Akif'in Leylası adlı eserinde Usta şair Mehmet Akif Ersoy üzerinden bir millet okuması yapıyor. Etkileşim Yayınları arasından çıkan kitapta yazar, sosyolojik olarak millet kavramını irdeliyor ve Akif'in 'millet' kavramı üzerine odaklanıyor. Yıldırım, aslında Akif'in millet kavramından yola çıkarak bugünün sosyologların, düşünürlerin millet, toplum, ulus anlayışlarına göndermeler yapıyor: 'Milletin tahrifata uğradığı zamanlardan geçiyoruz. Fransa bunun ilk şahitliğini yapan coğrafya. Durkheim millet yerine ulusu getirerek toplumu buna göre sistemleştiren ilk sosyolog. Onun sosyolojisinde millet yerine toplum, toplum yerine de ulus geçer. Toplum, millet olmaktan çıkarak ulus olur. Ulus, dinle tanımlanmayan bir topluluktur. Toplum sekülerdir; ruhaniyet ve metafizikle ilişiği yoktur.'
Akif'in Leylası
Akif'in LeylasıErgün Yıldırım · Etkileşim Yayınevi · 201317 okunma