Madam de Rêral'in aşk hakkındaki düşüncesi bizim piyango hakkındaki düşüncemizden farklı değildi: kaybedileceği kesin bir oyun ve ancak delilerin arayacağı bir mutluluk.
Bir defa daha o saatlerin cehenneminden geçmek zorunda kalsaydım ve öncesinde de beni neyin beklediğini bilseydim, yaptıklarımın hepsini tekrar yapardım.
İnsanları her zaman varlığı hissedilmeyen hava gibi değerlendirmişti ancak şimdi boğazı yalnızlık ile kaplı olduğundan onlara ne denli ihtiyaç duyduğunu ve ne denli yalan söyleyip aldatsalar da sonuçta insan olduklarını, onların rahatlık, güven ve mutluluk verdiğini anladı.
Liderlik, sadece kandırmacadır. İnsanlar, sesleri liderleri tarafından duyulduğu için mutlu olurlar fakat kaderleri onunla aynı odaya adım atmadan önce belirlenmiştir zaten.
Sen benim için her şeydin, hayatımın tamamıydın. Benim için her şeyin sadece seninle bir bağlantısı olduğu sürece anlamı vardı, varoluşumdaki her şey sadece seninle ilgisi olduğu sürece bir anlam taşıyordu.
Hayatım senden önce sadece bulanık ve karmaşık bir şeydi, derinliklerine hiçbir zaman inilemeyen öylesine bir mahzen gibiydi, her köşesi örümcek ağlarıyla örülmüş, toz içinde ve kalbimin artık hatırlamadığı işe yaramaz insan ve yaşantılarla doluydu.
...Hiç olmamasına rağmen umut vermek zalimceydi. Bu sadece hayal kırıklığına, kine ve öfkeye dönüşürdü; yani hayatı olduğundan daha zor hale getiren duygulara.
"Kafanda bir sürü yüksek ideal, bir sürü düşünce var öyle değil mi? Sevsinler! Benim de birtakım düşüncelerim var. Yapamadıktan sonra, onlardan faydalanmadıktan sonra beyninin içindeki o düşünceler neye yarar? İşte bu yüzden kafalı adamlar düşünmekten hep oldukları yerde sayarken, kafasızlar sürekli ilerler. Planlar üzerine düşünmektense çalışmaya bakmalı."