Anneannem ve dedem neredeyse elli senelik bir evliliğe sahiplerdi. Bu elli yıllık evlilikleri boyunca, tanıştıkları ilk gün uydurdukları bir oyunu oynamaya devam ettiler. Anneannem dedemin bulması için bir yere üzerinde 'Gülümse' yazan bir kağıt bırakıyordu. Dedem bu kağıdı bulduğunda aynı şekilde 'Gülümse' yazıp anneannemin bulması için bir yerlere koyuyor ve oyun böylece sürüp gidiyordu.
Dükkanın sahibi Bayan Grey'e elimdeki bütün parayı verip anneme bir hediye almak istediğimi söyledim.
O da bana dükkânda bu paraya denk gelebilecek bütün hediyeleri gösterdi. Bir sürü biblo alabiliyordum. Bütün güzel renkte ve şekillerde olan biblolardı ancak evde, temizlik sırasında tozlarını ben alacağım için bu fikirden vazgeçtim.
Beraberinde getirdikleri umutlar ve korkularla akın akın gelen arzulara teslim olduğumuz sürece, kalıcı mutluluğa ya da huzura hiçbir zaman kavuşamayız...
-Arthur Schopenhaurer
... Savaş Sanatı da öfke ve açgözlülüğü yenilginin temel nedenleri olarak tanımlar. Sun Tzu'ya göre savaşı kazanan savaşçı, duygusallıktan uzak, soğukkanlı, kararlı savaşçıdır. Öfkeli, kızgın, öç alma peşinde olan savaşçı kaybetmeye mahkumdur.