Doğmamış Bir Çocuğa Mektup bir an karşıma çıktı ama güzel bir sözdü;
"Yüzyıllar, bin yıllar geçti dünya kurulalı, ama insanlar hâlâ belirsiz bir yarına inanarak çocuk yapıyorlar, çocuklarının kendilerinden daha iyi bir yaşam süreceğini umarak."
Bence o kadar haklı ki ve bu zamanda çocukların artık sokakta çöpten bir farkı yok. İsteyen yapıyor bunun için bir zahmet veriyor ama baktı olmuyor sokağa atıyor,onu,bunu yapıyor. Haberler dolu bunlarla. Herkes anne ve baba olmayı hak etmiyor bu yüzden. Keşke sokakta ki çocuklar yetim olmasa da hayat onlar içinde güzel olsa.
185syf 3 gün 10/10
Kitap hakkında: Öncelikle düşüncemden sonrada kitaptan bahsedeceğim. Ben kitabı aşırı derecede abartmadan, cidden çok beğendim. Aşırı hoş bir betimleme ve anlatım tarzı ile farklı tarz kelimeler kullanılması hoşuma gitti. Normalde aşk üzerine olan kitaplarda çok seçiciyim. Bu kitaba da ön yargı ile başladım, fakat ön yargılarımı yıktı diyebilirim. Kitapta bi adamın Raif Bey ile tanışması onun günlük gibi olan, aslında aşık olduğu kadına dair herşeyi yazdığı defterini bulup okuması ve orda yer olan olaylar. Raif Bey'in öncelikle bir tablonun içinde ki kadına aşık olması her zaman o tabloyu görmeye gitmesinden başlayarak, böyle bir kişinin gerçekte var olduğunu düşünür ve onun peşine düşer. Sonunda o kadını beklemediği bir anda görür ( ben bile şaşırdım),o kadına aşık olur. Kadının yani Maria adlı karakterin aşka karşı ön yargı ve kavramları vardır. Bunları aşmasını bekler Raif bu arada aşkı, Maria'nın ön yargıları yüzünden karşılıksızdır. Maria'nın bu ön yargıyı yıkmasıyla daha da güzel hal alan olayların,kitabın sonlarına doğru bitmesi biz okurları üzer.Kitap bittikten sonra bir kere daha zihnimizde bölümleri canlandırınca herşey daha mantıklı bir hal alıyor.Kitapta en etkilendiğim kısma değinerek incelememi bitirecem. Raif Bey, ebedi yalnızlığa mahkum olacağını anlayınca şöyle der;
" Hayat ancak bir kere oynanan bir kumardır, ben onu kaybettim. İkinci defa oynayamam."
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · İş Bankası Kültür Yayınları · 2023313,9bin okunma
"... halbuki şimdi herşey değişmişti. Bu kadının resmini gördüğüm andan beri geçen birkaç hafta içinde, ömrümün bütün senelerinden daha çok yaşadığımı hissediyordum. Her günüm,her saatim, uyuduğum zamanlar bile dopdoluydu. Bana sadece yorgunluk veren uzuvlarım değil, ruhumunda yaşamaya başladığını, içimde, haberim olmadan bekleşen üstü örtülü derin tarafların da birdenbire meydana çıkarak bana fevkalade cazip, kıymetli manzaralar arz etkilerini görüyordum. Maria Puder, bana bir ruhum bulunduğunu öğretmiş ve bende onun, şimdiye kadar rastladığım insanlar arasında ilk defa olarak,bir ruhu bulunduğunu tespit ediyordum."