(Bir incelemeden ziyade okurken hissedilenler)
Fransız yazarın henüz 27 yaşındayken kaleme aldığı eser, insana insan olduğunu anımsatır. Kitabın ilk basımı yazar ismi olmadan yayımlanmış ve şu yorumlara mahal vermiş. Bu kitap ya gerçekten ölüme mahkum edilmiş bir sefil tarafından yazılmış ya da büyük bir şairin kapıldığı fantezilerden kurtulmak için bu kitabın içine atmış kendini.
Ne gariptir ki bugün medeniyetin beşiği olan Avrupa’da, bundan 1-2 asır önce insanların kent meydanlarında bir idam mahkumunun başının kesilmesi için tezahürat yapmış olması. Yazıldığı dönem içerisinde bu kanunun eleştirilmesi bile oldukça zor kaleme alınabilse de Victor Hugo İdam cezasına bakışını net bir şekilde ortaya koymuştur. İdam yasasının 4 Bakanı Tehdit ettiğinde yasa koyucuların kanunu nasıl askıya aldığını da anlatmış. Kitabın ilk yarısı yaşadığı dönem içerisine eleştirel bakış açısıyla, ikinci yarısı ise İdam Mahkumunun anılarıyla kaleme alınmış.
Satırlar sizi sona doğru sürüklerken hislerinizin zirveye çıktığı an belki de kızıyla yaptığı konuşmalarda olacak. Bir anneyi evlatsız, bir kadını Kocasız ve bir kız çocuğunu babası bırakan yasayı düşüneceksiniz.
İyi Okumalar.