Belleğin unutuşa karşı icraatıdır utanç. Utanç, çarçabuk elde edilecek doyum adına, sosyal beklentileri ve başkalarına olan yükümlülüklerimizi tamamen olmasa da bir nebze unuttuğumuzda hissettiğimizdir. Kafka'ya göre, balıklar unutuşun eti kemiğidir: Onların yaşamları, karada yaşayan çiftlik hayvanları hakkında düşündüklerimize kıyasla, büsbütün unutuşa mahkum olmuştur.
Hayvanların yenmek suretiyle unutuluşundan öte, Kafka'ya göre hayvan bedenleri, unutmak istediğimiz tüm yanlarımızın unutuluşunun da yükünü taşıyordu. Eğer doğamızın bir yanını inkâr etmek istersek, bundan "hayvani doğamız” diye bahsederiz. Bu yanımızı bastırır ya da saklarız ve buna rağmen, Kafka'nın çoğumuzdan daha iyi bildiği üzere, bazen uyandığımızda kendimizi yine de sadece bir hayvan olarak buluruz. Ve bu, doğru gibi de görünür. Balıkların karşısında utançtan yüzümüz kızarmaz. Balıklarda kendimize benzer yanlar bulabiliriz -omurga, nosiseptörler (acı reseptörleri), endorfin (acıyı yatıştırır), bilinen tüm acı reaksiyonları- ama sonrasında, bu tür hayvansal benzerliklerin önemini reddederiz. Böylece insanlığımızın önemli unsurlarını dâ reddetmiş oluruz. Hayvanlara dair unuttuklarımızı kendimiz hakkında da unutmaya başlarız.